4. BÖLÜM "D İ L H U N"

124K 7.2K 2K
                                    

Benim güzel okurlarım... öncelikle yeni bölüme hepiniz hoş geldiniz 🤍

Kitabın bölüm paylaşmaları hakkında sizlere ufak bir açıklama yapmak istiyorum.

Oldukça yoğun geçen bir çalışma programım var ve ben istediğim her an bölüm yazamıyorum. O yüzden bölümleri paylaştığım belirli bir günde yok. Ne zaman yazarsam bölümü o zaman paylaşarak devam edeceğim bir süre daha...

Şimdi sizleri bölümle baş başa bırakıyorum, lütfen satır aralarında buluşalım, keyifli okumalar 🕯

• • •

Bölüm Şarkısı: Cem Adrian ve Mark Eliyahu / Kül

"Acı çekmekten mutlu olduğumu söyleyemem ama cesaret kazanmak ve mutlu olmak için acı çekmem gerektiğine inanıyorum."

Carol Burne

⚫️


Bir insan tanımadığı birisi hakkında rahatlıkla kesin hüküm sürebilir miydi bilmiyordum.

Kendimde belki bunu yapmıştım, bencilce de olabilirdi hatta ama bana da aynısı yapılmıştı. Amacım sadece etrafımdaki kabuğu güçlendirip, gelecek olan herhangi bir darbeye karşılık kendimi korumaya çalışamamdı.

Sevilmemiştim, sevileceğime dair olan umutlarım da günden güne azalıyordu zaten.

Peki sevebilir miydim?

Sanırım yapamazdım, kimseye daha önce derdimi bile anlatamamışken, yaraların sarmaladığı kalbimi açıp, birilerini oraya yerleştiremezdim.

"Sen ne yersin yenge?"

Mihrimah'ın sesi ile irkilirken gözlerim refleksle karşımda oturan adamı bulmuştu. Kafamın içinde dönen şeyleri merak ediyormuş gibi çatık kaşları ile bana bakıyordu.

Alışverişin sonunu bir restoranda tamamlamıştık ve başımızda duran garson benim konuşmamı bekliyor gibiydi.

"Ben... farketmez."

Dedim, dilim damağım kurumuştu. Garip bir şekilde karşımdaki gözler beni telaşlandırıyor, ondan da diğerlerinden olduğu gibi korkmamı sağlıyordu.

"Sen ortaya karışık bir şeyler getir."

Yavuz'un sesi ile garson kafasını sallayarak konuşmuş ve yanımızdan ayrılmıştı.

"Hemen ağam."

Masadaki konuşmaları duyuyor ama, duymazlıktan geliyordum. Zümrüt Hanım gelinliğe dair bir şeyler söylüyor, yengemse onun her sözünün ardına sabahtan beri övgüler yağdırıyordu.

"Hanımlar gelinlik alışverişine haftaya ben giderim yengemle. Siz yorulmayın bir daha."

Mihrimah yandan yandan annesine bakarken, koluna çarpan dirseği görmüştüm. En çokta Zümrüt Hanımdan korkuyordum ya.

"Gelinliği gelinin seçtiği nerede görülmüş."

Sert sesiyle gözlerime bakarak sarfettiği sözler, bakışlarımı ondan çekerek oturduğum taraftaki cama çevirmeme sebebiyet vermişti. Burada olmam büyük bir hataydı.

K A R A D A Ğ L IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin