5. BÖLÜM "M E Y U S"

116K 7K 956
                                    

Öncelikle merhabalar

Elimden geldiğince hızlı yazmaya çalıştım, beklettiğim için kusuruma bakmayın.

Bölümleri de paylaştığım belirli bir gün yok ne yazık ki, acele ederekte olayları oldu bittiye getirmeyi istemiyorum 🤍
 
Şimdi daha fazla uzatmadan sizleri bölümle baş başa bırakıyorum, lütfen satır aralarında buluşalım, keyifli okumalar 🕯

• • •

Bölüm Şarkıları: Mark Eliyahu & Cem Adrian / Derinlerde

Murat Kurşun / Mardinli Güzel Yarim

"Yara iyileşir, izi kalır, ama yara izi bizimle birlikte büyür."

Stanislaw Lec


⚫️


Herkesin birbirine bir şey anlatma telaşının ortasında kalan benliğim, büyük bir savaşın içindeydi. Düşüncelerim öylesine yoldan çıkmıştı ki, hesap soramıyor oluşum sinirimi bozuyordu. Tanımadığım bir adamla evlenecek olmam yeteri kadar gözümü korkutmamış gibi bir de sırlar ortaya çıkmıştı, mantık yürütmeye çalıştıkça farklı bir bilinmezliğin içine çekiliyordum.

Tabaktan kaldırmadığım gözlerim, üzerimdeki bakışlara daha fazla dayanamayarak kalkmış, tam karşımda oturan kadının kahve harelerine ok gibi saplanmıştı. Balkondaki konuşmanın üzerine, sesimi çıkarmadan masaya geçerek sorulan soruları yanıtsız bırakmıştım. Adının Lerzan olduğunu ve Yavuz'un kuzeni olduğunu öğrendiğim kahve gözlerin sahibi, saatlerdir küçümseyici bir şekilde beni inceliyordu. Fazlasıyla rahatsız ediciydi.

Zümrüt Hanımın telefonunun çalması ile o dahil herkesin dikkati dağılmış, konuşulan konu kesilmişti.

"Söyleyesin oğul."

Sert sesi karşı tarafa ulaşırken, kafasını sallayarak bir süre susmuş ardından dudaklarını yeniden aralamıştı.

"Hemen gel."

Kapattığı telefonu kenara koyarken, Yavuz'un bakışlarına karşılık sanırım kısa bir cevap vermişti, kendi annesine dahi sınırı olan bir adama benziyordu.

"Ferzan gelecek."

Duyduğum isim bana isteme akşamını hatırlatırken, gözlerimi çaktırmadan yanımda oturan adama çevirmiştim. Onu tanıdığım günden beri her daim öfkeliydi, şu anda da bu sert bakışlarının muhattabı annesiydi.

Masayı kaplayan sessizlik yeniden bir konuşmaya dönüşürken, Heja dayenin (babaanne) sorusu ile bu seferde hepsinin dikkati bana çevrilmişti.

"Elin lezzetli midir bûke xanim?" (Gelin hanım.)

Yaşlı kadının gözlerindeki parıltılar, nedense bana saf merakı anımsatmıştı. Kafamı salladım, ardından dudaklarımı aralayarak sorusuna cevap verdim.

"Lezzetlidir daye."

Suratına memnun bir ifade yayılırken, Yavuz'a kısa bir bakış atmıştı. Torununun düşüncelerini bilse ne yapardı acaba? Suratım istemsizce asılırken, Lerzan ile Zümrüt Hanımın kısaca bakıştığını görmüştüm, umursamadım.

K A R A D A Ğ L IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin