•
°
•"Yankı- kanatların çıktı."
Can'ın söylediği şeyle şokla gözlerim irileşmiş ve bir kaç saniye bir şey demeden öylece yüzüne bakakalmıştım.Can elinin tersiyle kolumun yanında bir şeye dokununca kafamı çevirip oraya baktım.
Tanrım!
Resmen iki yanımda açılmış büyük beyaz kanatlar vardı! Hızla yerimden kalktım,tabii ben kalkınca üzerimde olan Can arkaya doğru sendelemişti. Ona kısa bir bakış atıp hızla kapının yanında ki dolaba ilerledim.
Dolabın kapağını kapatıp üstünde ki boy ayna sayesinde kendime baktım.Bakar bakmaz da irkilip bir adım geriye gittim.Bu gerçek olamazdı! Aynada ki kişi ben olamazdım!
Saçlarım ve gözlerim beyaz denecek kadar açık bir mavi renge dönmüş,iki yanımda açılan tüylü ve bem beyaz kanat ve alnımda ve boğazımda parlayan halka şeklinde dövme gibi bir şey vardı.Tamamen başka birine dönüşmüş gibiydim göz rengim bile başkaydı.
Yutkunup kafamı korkuyla iki yana salladım.Bana Mirosga dediklerinde, Melodi'nin o kitabı bana verip ve benim Mirosga'nın ne demek olduğunu anladığım da bile bu kadar korkmamıştım.Çünkü içimde bir yerde yaşadıklarımın bir rüya olduğunu sanan bir aptal vardı ve şimdi gerçekliğin yüzüme çarpmasıyla her şey daha netleşmişti.
Ensemde hissettiğim nefesle hızla arkamı döndüm.Ani dönüşümle ayağım kaydı ama belime sarılan güçlü kol düşmemi engelledi.Yutkunarak Can'ın omuzlarına tutundum ve kırmızı gözlerine bakarak "N-neden böyle oldum?"dedim titrek sesimle.
Bir kaç saniye gözleri yüzümde turladı ardından çenemi tutup kafamı biraz daha kaldırdı ve"Bu senin gerçekliğin Yankı.Asıl sensin.Seni mühürleğince kendi benliğin ortaya çıktı."dedi.
Kaşlarımı çattım,"Ben-ben anlamıyorum! Bütün bu olanlar,şu an dönüştüğüm şey hepsi çok fazla.Hiç bir şey anlayamıyorum."
Burnundan bir nefes verdi ve ben daha ne olduğunu anlamadan beni sırtım ona dönecek bir şekilde aynaya çavirdi.Bakışlarım aynaya kayınca görüntümüz hem irkilmemi hemde tuhaf bir şekilde güzel hissetmemi sağladı.
Arkamda siyah kanatları,küçük boynuzları,sivri dişleri ve kırmızı gözleriyle Can ve onun önünde ona oranla daha küçük olan beyaz kanatlarım,buz mavisi saçlarım ve gözlerim,bir ölü kadar soluk tenimle ben.Gerçekten dehşet verici ama ihtişamlı görünüyorduk.
Can gözlerini aynadan gözlerime dikerek bir kolunu karnıma sardı ve kafasını eğip dudağını kulağıma yapıştırdı,"Gerçek sen şu an aynada gördüğün kişi Yankı.Evet yıllarca insanlarla yaşadın,yarı bir insansin hatta ama diğer yarın aynada ki kişi.Ne kadar kaçarsan kaç ne kadar inkar edersen et bu böyle.Sen bir insan-melek melezi ve aynı zamanda benim mühürlümsün."diye fısıldadı.
Yutkunarak hipnotize bir şekilde aynadan gözlerine bakmaya devam ettim.Can bir an olsun bile göz temasımızı bozmadan dudaklarını kulağımdan boynuma ilerletti ve boynumla omzum arasında ki çukuru yalayıp Asivri dişlerini oraya geçirdi.
Hazla gözlerim titreşti ancak gözlerimi kapatmadan aynaya bakmaya devam ettim.Can kanımı içerken buz mavisine dönmüş gözlerim yavaş yavaş kırmızı renge boyandı.Şokla bu sefer kırmızı olan gözlerime bakarken Can boynumu yalayıp diş izlerinin yok olmasını sağladı ve aynadan gözlerime bakıp "Bundan sonra her kanâını içtiğimde gözlerin kırmızılaşacak.Bir nevi aramızda olan bağ ve mühürün sembolü."dedi sakin bir şekilde.
Bir şey demeden kafamı salladım ve aynaya biraz daha yaklaşıp kendi gözlerime baktım.Kırmızı renk yavaş yavaş yok olup gözlerim yine buz mavisi rengine boyandı.
Can'a taraf döndüm ve tam ağzımı açıp bir şey diyecekken birden bire odanın ortasına Melodi ve Ares ışınlanınca irkilerek geri gittim ve sırtımı aynalı dolaba yasladım.Bu ani gelişlerine daha doğrusu ışınlanmalarına alışmam lazımdı artık.
"Hasiktir!"
Ares irileşmiş gözleriyle bana bakıp bağırmasıyla yine yerimde zıpladım.Ben korku ve şokla Ares'e bakarkan.Onun gözleri saçlarımda gözlerimde ve en sonunda bedenimde dolaştı ve bir kaç dakika bedenim de kitlendi.
Kaşlarımı çatıp kafamı eğdim ve kendime baktım ama bakar bakmaz gözlerim yerinden çıkmak istercesine büyüdü.Siktir! Ben hâlâ çıplaktım!
Yüzüm hızla kırmızıya boyanırken kafamı utançla yere eğdim. Ama birden kolumdan tutulup çekilince o yöne bakmak zorunda kaldım.Can beni hızla kucağına çekip tek kanadını etrafıma sardı.Şimdi sadece bacaklarım görünüyordu.
"Ares gözlerini yerinden çıkarmamı istemiyorsan çek üzerinden."dedi dişlerinin arasından.
Bu lafına Ares gözlerini devirdi ve "Merak etme mühürlün ilgi alanımda değil! Sadece neye dönüştüğüne bakıyordum."dedi umursamazca,ardından bizi takmadan az önce seviştiğimiz koltuğa ilerleyip pantolonumu aldı ve bize taraf fırlattı.
Can tek eliyle pantolonu tutup hâlâ utançtan kızarmış ve hatta morarmış bana uzattı ve "Giyin hadi."dedi sertçe.
Ona kaşlarımı çatıp pantolonu aldım ve bacaklarımdan hızla geçirdim.Sanki arkadaşlarının aniden ışınlanması benim suçumdu da bana kızıyordu!Can aynı şekilde kaşlarını çatıp yanımdan uzaklaştı ve Ares'le Melodi'yi takmadan kendi pantolonunu üzerine geçirirken bende kendi pantolonumu tamamen giydim.
Gözlerimi, geldiğinden beri sessizliğini bozmayan Melodiye çevirdim ve "Ben nasıl eski halime döneceğim?"dedim.
Melodi mor gözlerini yüzümde gezdirdikten sonra bana yaklaştı ve bir şey demeden bileğimi nazikçe tutup mühür sembolüne baktı.Ardından kafasını memnun bir şekilde sallayıp tekrar gözlerime bakarak "Odaklan ve kendini insan halinde düşün."dedi ciddi bir şekilde.
Kafamı tamam anlamında sallayınca bileğimi bırakıp benden bir adım uzaklaştı.Gözlerimi kapatıp tamamen insan olduğum versiyonumu hayal etmeye başladım.Buz mavisi saçlarım ve gözlerim yerine kumral renkte saç ve çimen yeşili gözlerim olduğunu, kanatlarım ve boyumda ki ve alnımda ki dövmelerin olmadığını düşündüm.
Bir kaç dakika bekledikten sonra gözlerimi açıp ayanada kendime bakınca derin bir nefes aldım ve gülümsedim.
Normal halime dönmüştüm.
Kafamı ayakta dikilmiş ve bana bakan üçlüye çevirdim ve "Şimdi ne olacak?"dedim meraklı ve ürkek bir sesle.Eğer insanların ve ya Derin'in yanında dönüşürsem ne yapardım bilmiyoryn ayrıca Can'la mühürlenmiştik ama aramızda ki ilişkinin nasıl ilerleyeceğini bilmiyordum.Daha doğrusu hiç bir şey bilmiyordum.
Melodi sanki zihnimi okumuş gibi tekrar bana yaklaştı ve iki elimi de avcuna alıp "Kafanda çok soru işareti var biliyorum ve söz veriyorum hepsini cevaplayacağız ancak ondan önce mirsaya gidip herkesi mühürden haberdar etmemiz gerek."dedi gözlerime bakarak.
Kaşlarımı çatıp "Mirsa neresi?"dedim anlamaz bir şekilde.
Bu sefer Melodi yerine Can cevap vermiş ve "Mirosgaların ve meleklerin yaşadığı yer."diye yanıtlamıştı beni.
•
°
•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Devil Vampire | Gay
General Fiction[Tamamladı.] +18,cinsellik,şiddet ve doğa üstü olaylar içeriyor. • • Bir anda kolumdan tutup çekmesiyle ayaklarımın ucunda durmak zorunda kaldım,yaralı ve kanamış kolumu ağzına götürüp boylu boyunca yaladı.Ben dehşetle bir tepki bile vermeden ona ba...