[Tamamladı.]
+18,cinsellik,şiddet ve doğa üstü olaylar içeriyor.
•
•
Bir anda kolumdan tutup çekmesiyle ayaklarımın ucunda durmak zorunda kaldım,yaralı ve kanamış kolumu ağzına götürüp boylu boyunca yaladı.Ben dehşetle bir tepki bile vermeden ona ba...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
• ° •
"Özür dilerim."
Duyduğum durgun ve yorgun sesle söylenen cümleyle duraklayıp kafamı kaldırdım.Gözlerimi kırmızı gözlerine diktim anlamaz bir şekilde.
Az önce benden özür mü dilemişti?
"Ne?"dedim titrek bir sesle.
Bir nefes verdi.Soğuk nefesi yüzümü bahar esintisi gibi okşarken gözlerimi yumdum.
"Özür dilerim."diye tekrar etti kendini.Ardından çenemi kavradı yavaşça ve baş parmağıyla okşadı."Ben daha önce böyle hissetmedim Yankı,annem ölürken bile iki dakikadan fazla acıyı hissedemedim ama sen..."diye iç çekti,kemikli elini göğsüne bastırdı. "Sen tam burasını acıtıyorsun,o piçe her güldüğünde hissettiğim tek şey öfke değil,ben acıyı da hissediyorum va anlam veremiyorum."diye fısıldadı.
Belimi daha nazik bir şekilde tutup bedenlerimizi tamamen bir birine yapıştırdı ve kafasını eğip alnını alnıma yasladı. Kırmızı gözlerine baktım.Tereddüt ve kafa karışıklığı yanında samimiyet de vardı bakışlarında.
Elimi omzuna koyup yavaşça okşadım."Beni kıskanıyorsun,o kalbinde ki acı kaybetme korkusu Can.Belki de...belki de beni seviyorsun?"dedin tereddütle.Beni kıskanıp değer verdiğini biliyordum ama sevmek başkaydı.Ben Can'ın beni sevebileceğine inanmış ve umut etmiştim hep ancak beni sevdiğini hiç düşünmemiştim.
Aynı tereddütle yüzüme baktı."Bilmiyorum Yankı."dedi ve bir kaç saniye yüzüme bakıp kafasını iki yana doğru salladı."Devamplar sevgiyi hissetmezler,benim ruhum bir şeytana ve bedenim ölü bir vampire ait.O yüzden sevgi ne onu bile bilmiyorum.Bildiğim tek şey seni başkasıyla görmek istemediğim."diye mırıldandı net bir şekilde.
Biraz geri çekip kucağından uzaklaştım ve "Nerden biliyorsun devampların sevemediğini?Bildiğim kadarıyla ilk ve son devamp sensin!"dedim sinirle.Bu kadar kesin konuşması sinirimi bozmuştu.
Susarak yüzüme bakınca bir nefes verdim.Ya şimdi ya hiç diye geçirdim içimden. Ya şimdi sevdiğim adamla olabilmek için savaşacaktım yada sonsuza kadar pişman olacaktım.Aşk da kazananlar hep cesur olanlar olmuştu dedim kendime,bende cesur olacaktım.
Can'a yaklaşıp benim elime göre bayağı iri olan elini kavradım tutuşumdan dolayı hafifçe irkilip yüzüme baktı şaşkınca. Sertçe yutkunup dudağımı yaladım ve gözlerimi kırmızı irislere dikip,"Ben seni seviyorum Can.Belki bunu çoktan anlamışsındır,bilmiyorum.Ama artık içimde tutmak istemiyorum.Ben seni tam iki yıldır seviyorum,sırf seni sevdiğim için kanımı içmene,bana dokunmana izin verdim."dedim tüm duygum ve aşkımı sesime yansıtarak.Yanaklarımın ve ensemin cayır cayır yandığını hissetsem de geri adım atmadım.
Can bir kaç dakika ne diyeceğini bilmez bir şekilde yüzüme baktı ve ardından,"Yankı ben...ben sevmek ne bilmiyorum."dedi tereddütle.Sevmeyi öğrenmek ve denemek istiyordu ancak herkes gibi bilmediği şeye karşı temkinli davranıyordu.
Gülümseyip daha sıkı tuttum elini,"Ben sana öğretirim.Sevgiyi benimle öğrenirsin Can.Sadece cesaret edip bana bir adım atman yeterli."dedim.
Boşda olan eliyle sarı saçlarını çekiştirdi,"Seni üzmek ve ya yüz üstü bırakmak istemiyorum Yankı."dedi tereddütle.
Gülümsememi bozmadan kendime biraz daha cesaret verip ona yaklaştım.Ayak parmak uçlarımda yükselip kırmızı dolgun dudağına küçük bir öpücük kondurdum."Beni yüz üstü bırkamayacaksın,çünkü sende benim seni sevdiğim gibi seveceksin Can.Artık bu ikilemden kurtulmak istiyorum,eğer gerçekten benimle mutlu olmayacağına ve ya beni sevemeyeceğini tereddütsüz bir şekilde inanıyorsan dediğim gibi sadece sana kanını veren bir insan olarak hayatında kalayım ama eğer beni seveceğine dağir ufacık da olsa umut varsa bırak sana sevginin ne olduğunu göstereyim."dedim tane tane her sözcüğü ve kelemeyi samimi bir şekilde söyleyerek.
Büyülenmiş gibi önce gözlerime sonra az önce onun dudağına küçük bir öpücük konduran dudağıma baktı ve "Nasıl göstereceksin ki sevgiyi bana?Benin ruhum sadece öfke,nefret ve şehveti hisseder.Kalbim ise atmıyor bile.Sevginin anlamını bilmiyorum nasıl bana sevgiyi göstereceksin ki?"dedi gözlerime bakarak.
Bir nefes verip elini okşadım."Evet ruhun bir şeytanın ruhu ama şeytan'ın da bir zamanlar saf ve temiz duygular barındıran bir melek olduğunu unutuyorsun.Evet bedenin bir vampir bedeni ve ölüden farksız ancak vampirlerin de lanetlenmiş birer insan olduklarına göz uymuyorsun."diye fısıldadım.
Bakışlarında ki o keskin ifade yok olunca dudağımın kenarı memnun bir şekilde kıvrıldı."Sen nefret ve şehveti hissediyorsun Can ve bu iki duygu aşka en yakın olan duygular o yüzden sevmeyi denemeden,aşkı hissetmek için çabalamadan hayır deme."
Eliyle yanağımı kavradı ve baş parmağıyla dudağımı okşadı."Tamam."dedi fısıldayarak."Senin için ve kendim için denemek istiyorum,en çok da o piçle ve ya başkasıyla seni görmek istemediğin için denemek istiyorum ama işin sonunda bir şey değişmezse bana kızma çünkü sevgiyi hissedemem."dedi.
Beni kabul edip,ilişkimize bir şans verdiğini anlayınca mutlulukla iç çekip gülümsedim ve sıkıca ona sarılıp,"Her şey güzel olacak inan bana."dedim kafamı göğsüne bastırırken.
İç çekip başımın tepesine derin bir öpücük kondurdu ve "Umarım."diye mırıldandı.
Gözlerimi mutlulukla yumup dudağımı ısırdım.Sonunda Can'a duygularımı itiraf etmiştim ve bize bir şans vermişti.Sevginin ne,olduğunu aşkın ne kadar güzel bir hiss olduğunu ona tattırmak istiyordum. Artık bundan sonra ki zamanımı Can'ı daha fazla tanımak ve onunla daha fazla zaman geçirmek için harcayacaktım.
Her şey daha güzel ve daha iyi olacaktı hem ben ve hem Can için.Onun belki de en karanlık ve korkutucu yanlarını keşfedecek ve öğrenecektim. Bizi bu ilişkide ne bekliyordu bilmiyorum ama ben elimden geldiğince çabalayacaktım.
