|2.7|

2.8K 229 14
                                    

•°•Gözlerimi anlık olarak kapatıp açtım ve kürek kemiklerimin sızlamasıyla gülümseyip beyaz büyük kanatlarımı çırparak havalandım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


°

Gözlerimi anlık olarak kapatıp açtım ve kürek kemiklerimin sızlamasıyla gülümseyip beyaz büyük kanatlarımı çırparak havalandım.

Havada bir tur uçup neşeli bir kahkaha savurdum ve ardından elimi zarif bir şekilde havaya kaldırıp avuç içimde rüzgarı hissettim.Gülümsemem genişlerken avucumda hissettiğim rüzgarı şiddetli bir şekilde önümde duran bulutlara taraf fırlatıp bulutların dağılmasını sağladım.

Bulutların birinin üzerinde benden aşağıda duran ve beni gülümseyerek izleyen Alya hoca da kanatlarını çırptı ve uçarak tam önüme gelip,"Aferin sana Yankı.Artık rüzgarı tamamen kontrol edebiliyorsun!"dedi neşeyle.

Kıkırdayıp bir tur kendi etrafımda uçarak döndüm ve "Hepsi sizin sayenizde!"dedim sevecen bir şekilde.

Bakışlarım bizden bayağı uzakta siyah kanatlarını düşürerek bulutların birinin üzerinde oturmuş bana ışıl ışıl gözlerle bakan Can'a kayınca yutkundum. Şu an öyle güzel bakıyordu ki bana,öyle anlamlı ve hayranca bakıyordu ki kalbim sıkışmıştı. Hem bu kadar güzel bakıp hem de ne hissetiğini anlamaması beni hem öfkelendiriyor hem de üzüyordu.

Ama bu gün bitirecektim. Can bana gelecekti ve konuşacaktık.İlk adımı ben atmayacaktım ama onun ilk adımı atmasını sağlayacaktım. Bu fikirle sinsi bir şekilde gülümseyip uçarak tedirgin bir şekilde az önce Alya'nın oturduğu bulutta oturan Volkan'a taraf uçtum.

Öyle tedirgin bir şekilde oturmuştu ki sanki her an yere düşüp ölecek gibi hissediyordu.Göz devirerek güldüm bu haline. Yıllardır orman da olan bir adamdan bir bulutun üzerinde oturmaya alışmasını beklemiyordum zaten.Bende gökyüzünde doğmamıştım ama içgüdüsel olarak alışmıştım.

Yanına vardığım da kanatlarımı son kez çırpıp yanına oturdum ve "Ne korkak çıktın ya sende."dedim alayla.

Bana ters bir bakış attı ve,"Kes lan!Hayatımın nerdeyse yarısından çoğunu ormanda geçirdim ben!"diye homurdandı.

Bu dediğine güçlü bir kahkaha attım ve kolumu iri pazusuna dolayıp,"Sarayın içinde kalsaydın o zaman niye her defasında geliyorsun ki?"diye sordum bir tarftan da kaşları çatık bir şekilde bize bakan Can'a bakıyordum.

Volkan siyah gözlerini bana taraf çevirdi ve "Seni yanlız bırakmak istemiyorum çünkü."dedi ciddi bir şekilde.

Bu dediğine gülümseyip yanağına küçük bir öpücük kondurdum ve "Teşekkürler."dedim gülümseyerek.Bu hareketimle önce sertçe yutkundu ardından arkamda duran ve muhtemelen öfkeli bir şekilde bize bakan Can'a bakıp burukça gülümsedi.

"Eğer Can'ı kıskandırarak ilgisini çekmeye çalışıyorsan yapma Yankı."dedi siyah gözlerini gözlerime dikerek.

Bir nefes verdim ve,"Onunla konuşmam lazım ama bana bir adım atmıyor benim de aklıma bir şey gelmedi işte üzgünüm."dedim mırıldanarak. Arkadaş olduğumuz için bu durumu takmaz diye düşünmüştüm ama Volkan alınmıştı.

Tam ağzımı açıp tekrar özür dileyecektim ki kolumun arkadan sertçe tutulup çekilmesiyle neye uğradığımı şaşırdım.

Daha ne olduğunu anlayamadan iri kollar bacaklarımı ve belimi sarmış ve beni tek hamleyle kucaklayıp havaya kaldırmıştı.Yaşadığım şokla ufak bir çığlık atıp beni kucaklayan bedenin omuzlarına tutundum ve kafamı kaldırıp yüzüne baktım. 

Beni kucaklayan kişinin öfkeli bir Can olduğunu görünce yutkundum.Açıkcası Volkan'la temas etmeme sinirleneceğini tahmin etmiştim ama bir anda gelip beni kucaklamasını beklemiyordum.
Bu iki ayda olduğu gibi Volkan'a bulaşır ve ya öfkeyle bize bakıp uzaklaşır sanıyordum.

"Can?Ne yapıyorsun?"dedim şokla.Çenesi kasılmış ve mavi gözleri alev alev yanıyordu adeta.
Bakışlarını bana çevirmeden ve yüzüme bile bakmadan bedenimi kendine biraz daha yapıştırdı.

Omuzlarına sıkı bir şekilde tutunurken bir kez daha,"Can?"diye seslendim.

Dişlerini sıkıp siyah büyük kanatlarını çırparak havalandı kafası karışmış bir şekilde bize bakan Volkan'a ters bir bakış atıp,uçmaya başladı.

Bana cevap vermediği için kaşlarımı çatsam da şimdilik susup ne yapacağını bekledim.Kafamı güzel kokulu beyaz boynuna daldırıp derin bir nefes aldım. Onu çok özlemiştim,hem de çok.

Nihayet bize verilen odaya geldiğimizde beni hışımla yere bırakıp sinirle kasılmış yüz hatlarıyla bana baktı.

Sertçe yere bırakıldığım için geriye doğru iki adım sendeleyip,"Ne oluyor Can!"dedim hafifçe sesimi yükselterek.

Sinirle güldü."Ne mi oluyor?"dedi hâlâ sinirli gülüşünü koruyarak.

İki adım bana yaklaşıp tam dibime girdi,uzun boyundan dolayı kafamı kaldırıp kırmızılaşan gözlerine baktım.
Kafasını bana doğru hafifçe eğip,"Sen ne olduğunu gayet iyi biliyorsun Yankı!"dedi dişlerini sıkarak.

Kaşlarımı çattım."Hiç bir şey bilmiyorum,bir anda beni kucaklayıp buraya getiren sensin!Bu kadar sinirleneceğin ne yaptım ki?"dedim hırsla.Oyun oynuyordum,ne yaptığımın gayet farkındaydım,onu kıskandırmak için Volkan'a aşırı yakın davranmıştım ama yinede Can'ın kendisi beni kıskandığını itiraf etsin istiyordum.

Kolumu tuttu sertçe,"Delirtme beni amına koyayım!Defalarca uyarmama rağmen o piç kurusunun dibine kadar gitdin yetmedi...",burun deliklerini genişletecek kadar derin bir nefes aldı ve devam ettı,"Yetmedı piçin yanağından öptün!Şimdi de ne yaptım mı diyorsun lan?!"dedi bağırarak.

Her cümlesinde daha kırmızılaşan irisleri,kasılan çenesi ve çatılan kaşları onu korkunç gösteriyordu ama yinede geri vites atmak istemiyordum.

Bu gün bu iş burda bitecekti.Ya tamamen iki yabancı birey olarak hayatımıza devam edecektik yada daha çok yakınlaşıp ilişkimizi başka bir seviyeye taşıyacaktık.

Elinde ezilen kolumu hışımla tutuşundan kurtardım ve "İstediğimi istediğim zaman öperim,dokunurum seni ne ilgilendirir ki?Sen kimsin?"dedim hırsla.

Hayretle yüzüme bakıp sinirli bir kahkaha savurdu."Mühürlünüm lan!Ne demek dokunurum?Ne demek öperim?"dedi öfkeyle ve tekrar bana yaklaşıp belimi kavradı bu sefer.

Sinirle gülen taraf ben oldum bu kez ellerimi göğüsün koyup onu ittirmek için başarısız bir çaba sarf ettim."Unuttun mu Can?Bu mühür işini fazla ciddiye almıyorduk."dedim gözlerine bakarak.

Bir kaç dakika yüzüme bakıp belimi biraz daha sıktı."Ne bu?İntikam mı almaya çalışıyorsun benden?"dedi.

Ellerimi bu sefer belimi tutan kollarına götürüp çözmeye çalıştım."İntikam aldığım falan yok sadece birbirimize karışma hakkımız olmadığını hatırlatıyorum.Bırak!"dedim debelenerek.

"Özür dilerim."

Duyduğum durgun ve yorgun sesle söylenen cümleyle duraklayıp kafamı kaldırdım.Gözlerimi kırmızı gözlerine diktim anlamaz bir şekilde.

Az önce benden özür mü dilemişti?


°

Devil Vampire | GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin