Medya: Ekin'in kombini
✨
Elimdeki sınav kağıtlarına dikkatle bakarken bir yandan da elimdeki kalemi bir tur çevirdim.
Öğrencimin yazdığı paragrafları dikkatle okurken kaşlarım paragrafın sonuna doğru çatıldı. "Ulan Devran..." dedim ağzımın içinden. "Bak bak verdiği cevaba bak" dedim sinirle.
Öğrencilerimin hiçbirini sınıfta bırakmak istemiyordum ama divan edebiyatı yazarlarına nasıl Kanuni Sultan Süleyman diyebiliyordu? Sinirle bir puan verdim ve totel sonuca baktım. Yedi puan almıştı. Delirecektim.
Kağıdı kenara koyarken altında çıkan yeni sınav kağıdıyla oturduğum yerden hafifçe doğruldum.
Erez Çakırca
Derin bir nefes aldım ve titremeye başlayan elimi sıktım. On sorudan toplam beş soru yapmıştı, dikkatle sorularının cevaplarını okudum. El yazısı çok güzeldi.
Puanlamayı bitirdiğimde aldığı puan 46 olmuştu. Derin bir nefes aldım ve bir kaç sorusunu silip kendimce düzelttim. Bu puanla sınırda kalmasına izin vermeyecektim elbette. Kağıtla işim bittiğinde 60 puan almıştı, bir soruyu da ben yapmıştım. Ama şimdi vicdan azabı hissediyordum, tüm öğrencilerimi geçirmem lazımdı.
Yoksa günlerce vicdan azabından yemeden içmeden kesilecektim, biliyordum.
Erez'in el yazısına son defa bakarken gülümsedim ve kağıdını kenara koydum. Yeni sınav kağıdında gözlerimi gezdirirken ağlayacak kıvama gelmiştim.
Sadece isim ve soy isim yazmıştı. Sinirle sorularını çözmeye başladım.
✨
"Çocuklar oturun yerinize, yeter" dedim sert sesimle.
Çocuk dediğim herifler benden uzundu amına koyayım.
Ön tarafta oturan Betül arka tarafta konuşan kişilere bakıp gözlerini devirdi. "Ya susar mısınız!" diye bağırdığında bakışlarım arka tarafa yerleşmiş gruba döndü. İçlerinde tek konuşmayan Erez'di. Keskin bakışları benim üzerimdeydi.
Boğazımı temizleyip gözlerimi kaçırdım, sikeyim kalbim neden bu kadar hızlı atıyordu?
"Ekin hocam" diye bağırdı Devran. Bakışlarımı kirli sakallı yüzüne çevirdim. "Hocam sınavları okudunuz mu?" dediğinde bu hevesine kaşlarımı çatarak baktım.
"Sen konuşma Pargalı İbrahim" dedim sinirle. "Oğlum bana bir tane daha divan edebiyatı yazarı söyler misin?" dediğimde sınıf bu atışmalarımıza alışık olduğu için sessizce ikimizi izliyordu.
"Hocam söylerim söylemesine ama söylediğim anda güzel gözlerinizdeki gözlüğü çıkarıp götüme sokacak gibisiniz" sınıftan yüksek sesli gülme sesleri çoğalırken sinirle tutmaya çalıştığım suratımla yüzüne baktım ama istemsizce dudaklarım kıvrıldı.
Normalde çok disiplinliydim, ama bu sınıf benim için çok ayrıydı. Neden bilmiyordum ama tüm sınıfın da bana karşı ayrı bir düşkünlüğü vardı.
Normalde diğer derslerde bir elin parmağını geçmeyecek kadar öğrenci olsa da benim derslerimde sınıf tamamen doluydu.
"Küfür etme Devran" dediğimde dudaklarına fermuar çeker gibi yaptı. "Pardon örtmenim" dedi.
Ceketimi çıkarıp ince gri kazağımla kalırken kazağımda asılı olan gözlüğü alıp gözüme taktım. Masamdaki kağıtları elime alırken Devran ve Bera yine hararetle konuşmaya başlamıştı.
Tekrar sinirlenirken "Bera, Devran!" Diye bağırdım öfkeyle "Beni dinleyin şerefsizler, size konuşuyorum burada" dediğimde sınıf kahkaha attı yaptığım alıntıya.
Bakışlarım Erez'e kaydığında dudaklarının kıvrılmış olduğunu gördüm. Ela gözleri kısılmıştı, gözleri üzerimdeydi.
Bakışlarımı hızla kağıtlara çevirdim. "Pardon çocuklar" dediğimde arka sıra bir ağızdan 'estağfurullah' diye bağırmıştı.
"Betül, 96" dediğimde ön tarafta oturan kız gözlerini büyüttü. "Hocam dört puanımı nereden kırdınız?" dedi dolmuş gözleriyle. Kaşlarımı çattım.
"Betülcüm, gayet iyi bir puan bu" dediğimde kız kollarını göğsünde birleştirdi ve arkasına yaslandı. Arka sırada oturan Hasan "Ben bu puanı alsam eve gidene kadar 96 defa takla atarım, şunun suratına bak" dediğinde Betül sinirle arkasını döndü.
"Sanane Hasan! Ben sizin gibi boş gezenin boş kalfası mıyım? Sınava gireceğiz, ortalamamı etkiliyor" diye bağırdı. Önümde delirmiş gibi bağıran kıza bakarken derin bir nefes aldım. Aşırı bir aile baskısı gördüğü için çok iyi bir puan alıp bu kırsal şehirden büyük şehirlere gitmek istiyordu. Büyük bir şefkatle baktım karşımda oturan esmer kıza. Kıyamıyordum hiç
"Betül, halledeceğim ben tamam mı?" dediğimde kızın büyük gözleri hızla yüzüme döndü. "Sağ olun Ekin hocam" dedi minnetle.
Sınıf hiç bu durumu garipsemedi çünkü hepsi birbirini çok düşünüyordu. Sık sık birbirlerine dalaşsalarda içlerinden birine bir şey olsa buna sebep olanı pişman ederlerdi, çok kez şahit olmuştum.
"Devran, 50" dediğimde arka sıradaki çocuk birden ayağa kalktı. "Hocam, Ekin hocam" dedi bağırarak. Üzerime doğru geleceği sırada Erez sertçe kolunu tuttu ve kıpırdamasına izin vermedi. Ani hareketi irkilmeme sebep olurken "Hocam taşşağınızı yerim hocam" diye bağırdığında gözlerimi büyüttüm.
"Ulan Devran" diye bağırdığımda Erez çocuğu sertçe kolundan tutup sıraya geri oturttu. Derin bir nefes aldım.
"Bera, oğlum sınavı yaparken çok yoruldun mu?" dediğimde suçlu bakışlarını bana çevirdi. "Estağfurullah hocam" dedi suçlulukla. Sadece adını ve soy adını yazmıştı.
"50" dediğimde bakışlarını hızla yüzüme çıkardı. "Hocam" dedi şokla. "Hocam sizin büllüğünüzü ısırırım" dedi sakin ama hararetli bir sesle. Sınıf kahkaha atarken Erez sertçe ensesine vurdu.
"Sikeceğim ağzınızı" dediğinde Bera hala hayranlıkla bana bakıyordu. Bakışlarımı kağıtlara geri çevirdim, Erez'in her hareketi kalbimin ritmini bozuyordu.
"Sude, 78" dediğimde sarışın kız kahverengi gözleri parlayarak bana baktı. "Ekin Hocam, siz İzmirin dağlarında açan çiçek misiniz?" diyerek memleketime gönderme yaptığında gülümsedim samimiyetle.
"Ama hocam biz iltifat edince sinirleniyorsunuz" dedi Devran. Kaşlarımı çattım, büllüğünüzü yiyeyim nasıl bir iltifattı amına koyayım?
"Sen bana iltifat etme Devran" dediğimde gülümsedi. Bakışlarımı tekrar kağıtlara çevirdiğimde gördüğüm isim anında kalbimin hızzını arttırdı.
"Erez, 60" dedim, gözlerimi hafifçe kaldırıp tepkisini görmek için yüzüne baktığımda gülümseyerek bana bakıyordu.
"Eyvallah hocam" dedi, gülümsedim.
Sikeyim, kalbim çıkacaktı yerinden.
✨
Kamu Spotu: Öğrencinize aşık olmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
disiplin
Teen FictionYeni mezun olmuş bir edebiyat öğretmeni, İzmirden ayrılarak körpe bir kasabaya taşınır. • İki erkeğin aşkını konu alır. Cinsellik ve argo vardır.