Keyifli okumalar...
✨
Belime sardığım havludan ellerimi çekip ıslak saçlarımın üzerine bir havlu atıp hafifçe karıştırdım. Banyonun kapısını açıp odama girdiğimde yatağımda uzanmış, telefon konuşan Erez ile karşılaşmıştım.
Beni gördüğünde çıplak bedenimi süzdü ama o her zamanki sırıtışı yoktu suratında, kaşlarını çattı. Telefonu kulağından ayırıp "Ekin, niye bu kadar zayıfladın sen?" dediğinde bakışlarım aynaya çevirdim. O kadar da zayıflamamıştım aslında, üç dört kilo vermiştim sadece. Yoğun tempodan dolayı normaldi bu, üniversite sınavına hazırlanırken de okulumu okurkende çok kilo vermiştim.
"İliğimi kemiğimi kuruttun, o yüzden" dedim dalgaya alarak. Ayağa kalkıp yanıma doğru geldiği sırada telefonu kulağına tekrar götürüp karşı tarafı dinlemeye devam etmişti. Havlu ile saçlarımı karıştırırken o arkama gelip dudaklarını çıplak omuzlarıma bastırdı.
"Bilmiyorum Devran, Volkan beni niye çağırıyor hem ısrarla?" dediğinde aynadan suratına baktım. Irz düşmanı Volkan benim beyimi nereye çağırıyor olabilirdi?
Gözümü kırpıp 'hayırdır?' der gibi kafamı salladığımda bir elini çıplak karnıma dolayıp başını omuzuma yasladı.
"Bekle bir Devran" dedi ama telefonu kulağından çekemedi, Devran hararetle bir şeyler söylemeye devam ediyordu. "Evet Devran, Ekin var yanımda. Tamam Devran az sonra arar seni de" dedi ama hala karşı hattan gelen seslerle dudaklarım kıvrıldı. Erez'in anında gerilen göğsü Devran'ın ne kadar sinirlerini gerdiğinin göstergesiydi.
"Oğlum Ekin neden seninle uyusun, kıracağım kafanı bak" dediğinde sırıttım.
Bir numaralı kaynımla gayette uyurdum... Canım kaynım.
En sonunda telefon sustuğunda Devran'ı sessize alıp aynadan bana baktı. "Volkanlar bizi mekanlarına çağırıyorlarmış" dediğinde kaşlarımı çattım.
"Olmaz" dediğimde ikiletmeden telefonu tekrar kulağına götürdü. "Gelmiyorum ben" dediğinde Devran'ın neden diye sorduğunu duymuştum.
"Beyim izin vermedi" dediğinde ters ters suratına baktım. Dalga geçiyordu bir de ya... Gülerek dudaklarını enseme bastırdı. Nedensizce kendimi kötü hissederken olduğum yerde kıpırdandım.
"Kim kim gidiyorsunuz?" dediğimde Devrana beklemesini söyleyip tekrar bana odaklandı. Ela gözleri öyle güzel bakıyordu ki suratıma, alıp içime sokasım geliyordu yemin ederim.
"Bizimkiler geliyor, abim bir de Volkan ve Fırat işte" dediğinde nefesimi sesli bir şekilde dışarı üfledim. Abisiyle de uzun süre sonra ilk defa görüşecekti sanırım, engel olmak istemiyordum.
"Nereye gideceksiniz?" diye sordum bu sefer. Benim bugün okulda işlerim olduğunu bildiği için bana sormadığını biliyordum yoksa zorla yanında götürürdü beni de. "Volkan ve Fırat bir mekan açtılar, anlatmıştım sana. Hem hayırlı olsun için gidecektik, sebep oldu" O Volkan itine hiç güvenmiyordum, ne zaman Erezimi başı boş görse karı kız getirtmeye çalışıyordu salak.
"Tamam bebeğim" dedim isteksizce. "Git sen o zaman" dediğimde ona hitap etme şeklim hoşuna gitmiş olacak ki arkamdan parmaklarıyla çenemi kavrayıp hızlı hızlı boynumu ve ensemi öpmeye başladı. Huylandığımda kafamı hafifçe geri çekmek istedim, gülerek hafifçe dişlerini batırdı.
"Yedin bitirdin pezevenk, duyuyorum her şeyi" telefondan gelen sesle gözlerimi devirirken Erez sinirle telefonu kulağına dayadı. "Devran tahminen bizi ne zaman salarsın?" dedi isyankar bir sesle. Son defa ıslak saçlarımı öpüp bedenini sırtımdan ayırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
disiplin
Teen FictionYeni mezun olmuş bir edebiyat öğretmeni, İzmirden ayrılarak körpe bir kasabaya taşınır. • İki erkeğin aşkını konu alır. Cinsellik ve argo vardır.