Rutin gece bölümümüz... Keyifli okumalar!
✨
Gözümün önündeki sahneler silikleşmeye başladığında uyanık kalmak için yanaklarımı dişledim ve gözlerimi açmaya çalıştım. Ama belimi okşayan parmaklar uyanık kalmamı enegelliyor, mayışmamı sağlıyordu. Salon karanlık olduğu için Erez rahatça belime temas ediyor, arada çenemi hafifçe öpüp hızla geri çekiliyordu.
Titanik izliyorduk, hem de bu kadroyla.
Filmin sonuna gelmek üzereydik, defalarca izlediğim filmi Devran'ın ısrarları sonucu tekrar izlemiştim, hiç izlememiş çok merak ediyormuş. Öyle tatlı tatlı konuşunca kıyamayıp hemen açmıştım bende.
Şu an Jack ve Rose'un o meşhur sahnesi oynuyordu. Erez, belimi okşamaya devam etti. Bir iç çekme sesi duyduğumda göz ucuyla Hasan'a baktım, sırıtmaya başlarken birden uykum dağılmıştı.
Bera'da fark etmiş olacak ki "Lan Hasan" dedi şokla. "Ağlıyor musun lan!" dediğinde Hasan yüzünü gizlemek için uğraştığı yastığı Bera'ya fırlattı.
"Ya kocaman tahta parçası, Rose koca götünü azıcık çekse ölmeyecek çocuk!" diye bağırdığında Devran'da koltukta duran diğer kırlenti Hasan'a doğru fırlattı, Bera yüzüne gelmemesi için hızla tutup çarpmasını engelledi.
"Ne alakası var Hasan? O tahta ikisini nasıl taşısın, kafasız mısın oğlum?"
"O zaman beraber ölselermiş abi! Hiç samimi gelmiyor bu kadın bana. Eyşan'ın ithal versiyonu mu, ne şimdi bu?" dediğinde kıkırdadım.
Filmin geri kalanında Hasan gizli gizli ağladı, Bera onunla baya dalga geçti ama Devran ters ters bakınca sustu. 'Duygusuz musun' diye çemkirince Bera'da ona kızdı.
Uygar boş gözlerle izledi filmi, bir kaç defa yorum yapmıştı. Rose'un nişanlısına küfür etmişti, Jack'i kelepçeledikleri sahnede yükselmişti sadece. Devran ise filmin sonuna kadar ağlamadı. Hatta Jack öldüğünde bile ağlamayan Devran denizde ölü yüzen onlarca cesedi görünce ağlamaya başladı. Bera Devran'ın ağladığını görünce filmi kapatmaya çalıştı ama Hasan yastıkla onu boğmaya çalışınca vazgeçti.
Ben filmi sessizce izledim, Erez'in gözleri ise hep benim üzerimde gezindi arada verilen tepkilerden dolayı bakışlarını filme çevirmişti. Filmin sonu yaklaştığını kafamı Erez'in omuzuna yasladım, burnunu saçlarıma sürttü. Gözlerim kapanıyordu.
"Bera, kapat hadi filmi. Yatalım" dediğini duydum Erez'in, belimdeki eli sıkılaştı. Zaten filmin bittiğini kararan ekrandan ve giren jenerik müziğinden anlamıştım.
"Ee, uyumuş bu" dedi Devran gülerek, bana hitap ettiklerini farkındaydım ama gözlerimi açamadım.
"Eskisi gibi mi yatacağız?" dedi Hasan, o sırada televizyon kapandı ve etraf tamamen karanlık oldu. "Ben Ekin ile yatarım" dedi Erez uyku için direnen gözlerim anında hafifçe aralandı. "Yani yer yatağında, salonda sıkışmayalım" dediğinde Hasan "Niye iyi yerde sen yatıyorsun lan?" diye sitem etti.
"Ya bırakın yatsınlar, size ne?" dedi Devran, olayı kapatmıştı.
Uygar yatakları açmaları gerektiğini söyleyince herkes bir işin ucundan tuttuğunda Erez fırsatı asla kaçırmayarak dudaklarını sağ gözümün altına bastırdı.
"Güzelim" dediğinde gözlerimi biraz daha araladım. Kalp atışlarımın sıklaştığını hissettim, yutkundum hafifçe. "Hadi gel, yatağına yatırayım seni"
"Halim yok" diye mırıldandığımda göğsünün titrediğini hissettim. "Seni yoracak bir şey de yapmadım henüz" dediğinde bakışlarımı aralayıp ters ters suratına baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
disiplin
Teen FictionYeni mezun olmuş bir edebiyat öğretmeni, İzmirden ayrılarak körpe bir kasabaya taşınır. • İki erkeğin aşkını konu alır. Cinsellik ve argo vardır.