Medya: Salih ve Hasan
Dün akşamın ikinci partı arkadaşlar...keyifli okumalar!
✨
"Bu ne kadar boktan bir el ya" dedi Hasan sinirle, bir yandan Salih'in önündeki ıstakaya bakıyordu. Salih de dikkatle önüne bakıyor, bir eliyle sakallarını kaşıyordu.
101 oynuyorduk, herkes çift grup olmuştu. Hasan ve Salih bir grup, Doğu ve Uygar, Bera ve Devran bir gruptu. Ben de tabii ki Erez ile grup olmuştum. Ama beyefendi Salih ve Doğu yanımızda olduğu için beni kucağına alamıyordu ve bu yüzden aşırı huysuz ve gergindi.
Erez "Hadi oynayın, sikeceğim elinizi şimdi" dedi sinirle, boynumdaki kolunu daha sıkı sararken bende ıstakaya baktım. İyiydik aslında, açabilirdik eli ama Erez beklemek istiyordu.
"Oynuyoruz ya dalyarrak" dedi Doğu ters ters kardeşine bakarken.
Salih dakikalar sonra siyah, iki numaralı taşını bize attığında Erez öfkeyle attığı taşa baktı. "Sizin atacağınız taşı..." konuşmasına izin vermeden ortadan taş çektim, bu seferde siyah bir gelmişti. Yüzümü buruşturdum.
"Senin o taşı çeken ellerini ısırırım" dedi ve sırıtarak taşı elimden aldı. "İşimize yaramaz o, at"
"İşe yaramasını sağlarız yavrum..." dedi, dikkatle önüne bakıyordu. Kaşlarımı çatıp bende onunla beraber elimize baktım. İstesek açardık aslında ama diğerleri zorlansın diye Erez biraz daha bekliyordu. Katlamalı oynuyorduk.
Uzun parmaklarıyla taşları kaldırıp farklı bir şekilde dizerken gerçekten çektiğim taşı kullanmıştı. "Ee hadi amına koyayım ya" dedi Bera sabırsızlıkla.
"Bekle göt" dedi Erez kibarca ve turuncu iki taşını onlara attı.
Gece üç olmuştu ve biz yirmi yedinci elimizi atıyorduk. Sınavlar bittiği için rahatlardı, Erez sürekli uyumamız için beni zorlasa da ben oynamak istiyordum. Kafam dağılıyordu.
Devran ortadan taş çekti ve gözleri büyüdü. "Oha, okey lan!" diye bağırıp heyecanla Bera'ya gösterdiğinde Bera elini alnına vurdu. "Yavrum, neden söylüyorsun?"
Devran nispet yapar gibi karşısında oturan Hasan ve Salih çiftine baktı, elindeki okeyi alnına yapıştırdı. "Diğerlerine gösteremeyeceksem okey çekmenin ne anlamı var?" dediğinde Hasan'ın gözleri kısıldı.
"Salih" dedi, ıstakadan hızla bir taş çekerken. "Bak bakayım bir bana" Salih şaşkınlıkla kafasını kaldırıp sandalyesinin kol kısmında oturan Hasan'a baktığında, Hasan elindeki taşı sertçe Salih'in alnına vurarak yapıştırdı.
Elindeki okeyi Salih'in alnına yapıştırmıştı, vurarak.
Gözlerim büyürken Salih bir kaç saniye gözlerini kapattı. Sonra yavaşça gözlerini açıp Hasan'a baktı "Lan niye taşla kafama vuruyorsun?" dediğinde Hasan gözlerini devirdi. "Hava attı bize görmedin mi, altta mı kalsaydık?" dedi çok önemli bir açıklama yapıyor gibi. Salih bir kaç saniye düşündü ve sonra "Doğru" diyerek önüne döndü.
Devran Hasan'a laf atarken elindeki taşı Uygara attı. "Okey attın" dedi Uygar sakince. "Ceza yediniz"
Hasan kahkaha attığında bende güldüm. Devran şokla attığı taşa bakıyordu. "Ya Devran" dedi Bera sinirle "Bak gerçekten döveceğim seni, ya işler atarsın ya okey atarsın.. Bir elin ayağın dursun" diye sızlandığında Devran bu sefer şokla Bera'ya baktı.
"Okey taşı benden önemli mi lan?" dedi sinirle.
"Ben öyle mi dedim?" dedi Bera önündeki ıstakaya bakarken. Devaran Bera'nın kafasını ısırınca Bera bir an onun Devran olduğunu unutup can havliyle ıstakayla kafasına vurmaya çalıştı ama bu kavgaları Erez'in sinirle onlara bağırmasıyla bitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
disiplin
Teen FictionYeni mezun olmuş bir edebiyat öğretmeni, İzmirden ayrılarak körpe bir kasabaya taşınır. • İki erkeğin aşkını konu alır. Cinsellik ve argo vardır.