Medya: Salih
✨
-Hasan-
Elimdeki birayı büyük yudumlar alarak içtiğimde yanımda duran Sedat "Yavaş lan" diye homurdandı.
Bakışlarım Tekel'in camında öfkeyle beni izleyen Salih'e kaydığında sırıttım. Adamı kudurttukça tatmin oluyordum resmen.
Elimdeki birayı hafifçe ona doğru kaldırıp selam verdiğimde kafasını başka bir yere çevirip ağzını okuduğum kadarıyla 'tövbe tövbe' dedi.
"Şimdi sen diyorsun ki üniversite sınavından önce gidip açılmayayım?" dediğinde bakışlarımı Salihten çekip Sedata çevirdim. Pezevenk beni alıp saatlerdir Sude'ye olan ilgisini anlatıyor ve sorular soruyordu. Bende çok sıkılınca biraz uzaktaki tekele gidip bira almıştım ve can sıkıntımı Salih'i kudurtarak geçirmeye karar vermiştim.
"Kardeşim bak bu kız bu şehirden gidecek zaten üniversite için. Gel bu sevdadan vazgeç biz sana Can'ı ayarlayım. O mal zaten biraz, kazanamaz"
"Oğlum ben erkekçi değilim ya?" dedi bıkkınlıkla.
"Kardeşim, erkek adam erkek sever saçmalama" dediğimde gözlerini devirip güldü.
"Ah Sude ah" dedi efkarlı efkarlı. Ters ters suratına baktım, az sonra müslüm gürses açıp rakı sofrasına oturacaktık herhalde. Cebinden sigara çıkartıp bana uzattığında bakışlarım tekeldeki Sahile döndü, sinirle bizi izliyordu.
"İki tane versene bana" dediğimde hiç umursamadan iki tane sigara çıkartıp verdi. Pezevenk birde marlboro içiyordu.
Sırıtmaktan ağrıyan dudaklarımın arasına iki tane sigarayı sıkıştırdığımda, Salih elindeki tesbihi hızlı hızlı çevirmeye başladı.
Elimi rüzgara siper edip iki tane sigarayı aynı anda yaktıp içime nefes çektiğimde boğazıma kaçan dumanla minik bir öksürük krizine girdim. Kafamı eğip öksürdüğüm sırada Sedat panikle sırtıma vurdu. "Mal, içmeyi bilmiyorsan neden içine çekiyorsun?"
Gözlerim yaşarırken parmaklarımdaki sigarayı yere attım. Salih barzosunu kudurtma uğruna ölecektim amına koyayım.
O sırada bakış açıma siyah, büyük postallar girdi. Yere attığım sigaralara ayaklarını sertçe bastırıp söndürdüğünde öksürüklerim kesikleşmişti, bakışlarımı yavaşça kaldırdığımda çatık kaşlarıyla bana bakan Salih'i gördüm.
Bira şişesini götüme sokacaktı.
Elindeki yeni su şişesini hızla açıp dudaklarım dayadığında öksürmem hala geçmediği için boğazıma kaçan su daha çok öksürmeme sebep oluyordu. Salih'in kolunu çekmeye çalıştığımda suyu daha çok kaldırdı, gerizekalı öksürüğümü geçmesine yardımcı olmuyordu boğuyordu beni.
Koluna tırnaklarımı geçirip sertçe batırdığımda refleksle elini çekip "Hay seni..." dedi.
Elimi boğazıma götürüp öksürürken nefes nefese karşımdaki adamın siyah gözlerine baktım. "Ölüyordum gerizekalı"
"Sus lan" dedi ters ters. Elimdeki yarısı bitmiş 3. Biramı aldığında karşı bile koyamadım. Sedat şokla bizi izliyordu.
"Oğlum ben sana gözümün önünde içmeyeceksin demedim mi?" dediğinde yutkundum, boğazım acımıştı öksürmekten.
"Gözün çıksın ya" dediğimde dilini azı dişlerinde gezidirdi.
Salih'in bakışları Sedata döndüğünde Seda hızla "Abi valla ben içmiyorum" dedi. Ters ters yanımdaki çocuğa baktım. Aynen bu tırsaklıkla baya tavlarsın sen Sude'yi, gerzek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
disiplin
Teen FictionYeni mezun olmuş bir edebiyat öğretmeni, İzmirden ayrılarak körpe bir kasabaya taşınır. • İki erkeğin aşkını konu alır. Cinsellik ve argo vardır.