Bugün finalimi verdim, direkt size bölüm yazdım, kartallarım şahinlerim sizin için çalışıyorum, tek derdim siz olmuşsunuz...
Hadi geçin bölüme✨
✨
- 2 ay sonra -
"Bera, ne olur bir kere" büyül evin içinde koşuşturan bedenlerin sesini duyduğumda yattığım kanepede kafamı yavaşça merdivenlere doğru çevirip gülümsedim.
Devran, Bera'ya damar yolu açmak istiyordu ama Bera canı pahasına kaçıyor asla izin vermiyordu. "Devran, bebeğim hayır dedim bak zorlama" dedi ama sesi öyle kararsızdı ki az sonra kolunu açıp iğneyi kendisi bile sokabilirdi. "Ayrıca iki ayda siz anca hocalarla tanışmışsınızdır, ne damar yolu açması lan! Hayvan mıyım ben?"
"Değil misin?"
Onlar dalaşırken birden evin kapısını birisi anahtar ile açıp tekme attığında olduğum yerde irkildim, içeri Uygar ve arkasında Doğu girdi.
"Kaldır elleri, polis!" diye bağırdı Doğu yine, ne zaman eve girse şafak operasyonuna gidiyorlar gibi davranıyordu. Uygar sırıtarak Doğu'ya bakarken Devran "Kapının amına koydunuz göt verenler, yeter" dedi.
"Devran" dedi Doğu çatık kaşlarıyla. "Oğlum bak belalıyız biz, bize bulaşma"
"Doğu" dedi Uygar ters ters ama sırıtıyordu. "Susmazsan kelepçelerim seni"
Doğu yutkundu bir an "Olur" dedi garip bir istekle. "Odadayım ben o zaman"
Uygar'da yutkunduğunda kaşlarımı çattım. Ne oluyordu lan?
"Ya ben kelepçe ile ilgili böyle açık seçik konuşabilirim çünkü biz sevişiyoruz ama sizin bu konuşmalarınıza ben şu an anlam veremedim" dedi Devran elindeki şırıngayla sırıtırken.
"Sanane dalyarrak" dedi Uygar kibarca. Bakışları bana döndü, her gün sorduğu gibi "Canının istediği bir şey var mı bebeğim?" dedi.
Halsizce omuzlarımı silktim. "Yok" diye mırıldandığımda derin bir iç çekti. "Ben sana geçen yediğin yemekten yapayım ama yine olur mu? Erez kızar sonra"
"O bana kızmaz" dediğimde tereddütsüzce beni onaylayıp "Kızmaz" dedi. Beni dinlemeyerek yemek yapmak için mutfağa girdiğinde aldığımız geniş ekran televizyondaki diziye baktım.
Dark adında bir netflix dizisiydi ve dikkatle izlemek gerekiyordu ama ben dikkatimi veremiyordum.
2 aydır aşırı fazla bir kemoterapi görüyordum, dört kilo daha vermiştim. Kirpiklerim ve kaşlarım da dökülmüştü, aynaya bakmak bile istemiyordum artık.
İki hafta sonra ameliyatım vardı, kemoterapi ile küçültebildikleri kadar küçültmüşlerdi zaten ama daha fazlasını vücudum kaldırmıyordu artık. Korkmaya başlamıştım, sabah herkes okul için evden gidiyordu, Erez işe gidiyordu. Diğerleri okuldan çıkınca onlarda part time çalıştıkları işlere gidiyordu.
Evin içinde sabahtan akşama kadar yalnızdım. Belki de çok duygusallık yapıyordum ama onları özlemiştim, öğretmenlik yapmayı özlemiştim. Saçlarımı özlemiştim.
En çok Erezi özlemiştim. Onu da anlıyordum. Erez daha bu yaşında onun omuzlarına böyle büyük bir yük verdiği için utanıyordu.
O sırada Devran yanıma gelip "Kay bakalım" dediğinde zar zor koltuğun köşesine doğru kaydım, hızla yanıma uzandı ve pikenin altına girip kollarını belime sardı.
"Sıkıldın mı bugün?" dediğinde "Hayır" diye mırıldandım. "Çok sıkılmadım" Devran sıkıca soğuk tenimi öptü ve gülümseyerek bana baktı. "Yarın seninle evdeyim, asacağım dersi"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
disiplin
Teen FictionYeni mezun olmuş bir edebiyat öğretmeni, İzmirden ayrılarak körpe bir kasabaya taşınır. • İki erkeğin aşkını konu alır. Cinsellik ve argo vardır.