PSİKOLOG BEY

4.6

özel dersimin iptal olması şerefine yeni bölüm yazdım
ben adam olmaz bir insanım yaa

serdar ortaç - karabiberim
jaymes young - moondust

🩺

↬ Naz Yılmaz

Yanımda oluşan kıpırtı ile huysuzca yatakta döndüm. Kafamın aldındaki sert kol çekildi ve kafam yumuşak yastığa düştü. Yanımdan gideceğini anladığımda bir kolumu beline sarıp bir bacağımı da bacaklarının üzerine atıp bu hareketini engelledim. "Gitme."

Bir şey demeden bana geri yaklaştı ve çıplak olan belimi okşamaya başladı. Sonra saçlarımı ittirerek yüzümü açtı. Yanağımda derin bir nefes aldı ve varla yok arası bir yumuşaklıkla öptü. Ben de kolumu boynuna sararak dudaklarımın teninde denk geldiği her yeri sayısız kere öptüm.

"Uyumaya devam et sen." dedi yavaşça üzerimden kalkarken. Onu vazgeçirmeyeceğimi anladığımda huysuz bir şekilde mırıldandım. Boynundaki kollarımı çözüp kafamın altındaki yastığa sarıldım. Kafamı onun yattığı tarafa yaklaştırıp derin bir nefes aldım ve tekrar uyumaya devam ettim.

Yüzümü yakan güneşle güçlükle uykumdan uyanıp gözlerimi açtığımda Alaz'ı yanımda göremedim. Salon tarafından gelen sesleri duymamla yataktan kalktım ve önce yüzümü yıkadım. Sonra da seslerin geldiği tarafa ilerledim. Gördüğüm manzara ile duvar kenarına yaklaştım ve yaslandım.

Alaz telefondan müzik açmış, mutfakta bize kahvaltı hazırlıyordu. Ara sıra "Karabiberim, vur kadehlere hadi içelim. İçelim her gece." diyerek nakarata da eşlik ettiğini duydum. Karabiber adını duyar duymaz güçlü bir şekilde havladı.

"Şşhht! Oğlum sus. Anneni uyandıracaksın sonra sürprizim bozulacak." diye söylendi Alaz, Karabiber'e bakmadan önündeki şeyle uğraşırken. Bulunduğum yere biraz sinip onun bu haline sessizce güldüm. Gülmemi kontrol altına aldığımda saklandığım yerden çıkıp yanına doğru sessizce adımladım. Karabiber beni görmesiyle tekrar neşeyle havladı.

"Kimyoon!" dedi Alaz yalancı bir kızgınlıkla. Bu sırada az önce elinde olan bıçağı tezgaha bıraktı ve tabağı eline aldı.

Arkasından yaklaşıp beline sarıldığımda ani bir irkilme yaşadı. Kafasını çok az yana doğru çevirdi ve göz ucuyla bana baktı. "Aklım çıktı, deli." dedi sitemle tabağı da tezgaha bırakırken sonra bedenini tamamiyle bana doğru döndürdü. Gördüğüm şeyle gözlerim kocaman açıldı.

"Aaa! Ne olmuş sana?" dedim ellerimi yanağına koyarken. Avucumun içindeki yumuşaklık hissiyle gülümsemem genişledi. "Sakallarımı kestim." dedi bu yaptığını pek önemsemiyormuş gibi bir tavırla. "Neden?" diye merakla sordum.

Eliyle omzumdan aşağıya dökülmüş olan saçlarımı geriye ittirip boynumu açıkta bıraktı. "Dün gece boynunu tahriş etmişler." dedi eğilip muhtemelen kızarık olan boynumu öperken. Dudaklarımdan beğeniyle "Hmm..." diye bir mırıltı çıkardım.

"Hâlâ yakışıklı gözüküyor muyum bari?" diye sordu, kafasını boynumdan geriye çekip şakayla karışık bir şekilde. Bu duruma biraz üzülmüş ama belli etmemeye çalışıyor gibiydi. Ellerim yanağında gezinmeye devam etti. "Çook..." dedim neredeyse kendimden geçmiş bir şekilde. Bu dediğimle sonunda gerçekten gülümsedi.

"Sen niye kalktın?" dedi birden aklına bir şey gelmiş gibi. "Hadi, geri git yat. Ben seni sonra uyandırmaya geleceğim." dedi. Bu dediğine kıkırdadım ve kafamı salladım. Yumuşak yanağına bir öpücük bıraktım ve hızla arkamı dönüp odaya geri gittim.