KP2 BÖLÜM 6

7.3K 322 151
                                    

Arjin 'den :

Oradan uzaklaşır uzaklaşmaz, kendimi bir parkın bankına attım. Küçük çocuklar karşımda oyun oynarlarken, yaşlı gözlerle onları izledim. Belki benim çocuğumda şimdi buralarda oynayabilirdi. Bizim çocuğumuz...

Ama o canımdan bir parça olan çocuğumu elimden alırken, beraber bir çocuğumuz olma ihtimalini de elimden almıştı.

Yanındaki kadın, çok güzel bir kadındı...

Bora 'ya da zaten böyle birisi yakışırdı. Ne yapacaktı ki benim gibi birisiyle? Hem sanki oradan çıkar çıkmaz, gelip benim kollarıma mı atacaktı kendini... Onu oraya ben tıkmıştım, hem de en yakın arkadaşıyla birlik olarak.

Şimdi ne diyebilirdim ki? Hesap sormaya bile hakkım yoktu. Karşıma geçip 'Beni sen bu hale getirdin Arjin' dese 'haklısın' diyebilirdim sadece...

Onu hastaneye kapatmak yerine, iyileşmesine yardımcı olabilirdim. O tedavi görürken ben ona destek çıkabilirdim. Yanında olduğumu bilseydi, iyileşmek için çabalardı. Ama korktum. Tekrar zarar görmekten korktum...

Her ne kadar Bora yı sevsem de, bana ilk başta yaşattığı acıları nasıl unuturdum? Tekrar aynı şeyleri yaşamak istemedim.

Acaba Bora 'da bunları düşünmüş, olaylara benim açımdan bakmış mıydı?

Eğer baksaydı bu halde olmazdık.. Onun bana inanması için, herşeyi benim ağzımdan dinlemesi gerekiyordu. Ama bana bir adım kadar yakınken, kilometrelerce uzaktı...

Düşündükçe kendimi suçlamaya devam ederken, cebimden telefonumu çıkardım. Beni sorgusuz sualsiz dinleyecek tek kişiyi aradım.

-"Çiçek, attığım konuma gelir misin? Sana ihtiyacım var.."

-"Ne oldu Arjin?"

-"Ne olduğunu sorma, sadece gel." deyip telefonu kapattım. Yanıma yaklaşan adım seslerine karşılık kafamı kaldırdığımda, gelen kişinin Barbaros olduğunu gördüm.

-"Arjin, yarım saattir seni arıyorum. İyi misin sen?" dedikten sonra yanıma oturdu. Sesi korkmuş ve endişeli geliyordu. Omuzlarımı silktim.

-"İyiyim, bir şeyim yok." ellerini uzatıp kafamı kaldırdığında kendine bakmamı sağladı.

-"Gözlerin kıpkırmızı olmuş. Ağladın mı sen?" dediğinde içimde tuttuğum gözyaşlarım, kendini tekrar açığa çıkardı.

Barbaros beni kendine çekip sarılırken, itiraz etmeden kafamı göğsüne koydum. Şuan birine sarılıp, saatlerce ağlamaya ihtiyacım vardı.

-" Arjin? " burnumu çekip kafamı kaldırdığımda, başımızda dikilen bir adet sinirli Çiçek vardı.

-"Çiçek?" dedim boğuklaşan sesimle.

-"Sana destek olmaya gelmiştim ama ihtiyacın yokmuş." dediğinde Barbaros 'u kast ettiğini biliyordum.

-"Çiçek bak göründüğü gibi değil." dediğimde, Çiçek dinlemeye bile tenezzül etmeden oradan uzaklaştı. Peşinden gitmek için ayaklandığımda, bileğimden tutulan elle olduğum yerde kaldım.

-" Arjin, bu halde üzerine gitme. Daha çok üzülürsün. Ben onunla konuşur, herşeyin doğrusu anlatırım merak etme." demişti Barbaros.

Gözlerimin önü hafif kararırken, arkadaki banka tekrar oturdum. Barbaros onunla konuşacağını söylemişti, ona güveniyordum.

-" Çiçek benim için değerli Barbaros. Herşeyi anlat olur mu? "

-" Merak etme. "

* **

ARJİN +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin