BÖLÜM 3

78.3K 1.3K 854
                                    

Selammmm.

Vote ve yorum yapmayı unutmayalım.


* ** ***

   Sabah uyandığımda kasıklarımdaki ağrıyla yüzümü buruşturup inledim.

   Alkolün etkisinden olsa gerek başım çatlıyordu.

  
   Yanımda bir bedenin hareket ettiğini hissettiğimde, yerimden sıçradım. Üzerim tamamen çıplaktı. Bora uyanıp gözlerini ovuşturdu.

Bakışları bana kayarken üzerimde duran yorganla çıplak bedenimi iyice örtüp yorgana sımsıkı sarıldım.

-"Günaydın." dedi kalın sesiyle.

-"Senin burada ne işin var?" diye sorarken titriyordum.

-"Hatırlamıyor musun?" derken gülümsüyordu.

    Hızla başımı iki yana salladım. Lanet olsun hiçbirşey hatırlamıyordum!

-"Dün gece ben gitmek isterken bileğimden tutup beni göndermedin. Benimle birlikte olmak istediğini söyledin. Bende zevkle istediğini verdim."

   Zihnimi hatırlamak için zorlarken, bazı görüntüler kesik kesik beliriyordu.

    Kendi isteğimle bu adamla birlikte olduğuma inanamıyordum. Hızla gözlerim dolarken hıçkırdım. O kadar içmemeliydim.

   -" Zırlama. Daha çok işin var. Bu evin kadını artık sensin, kalk vazifelerini yap." dedikten sonra ayağa kalktı.

   Üzeri çıplak olduğu için hiç çekinmezken, bu görüntüyü görmemek için hızla gözlerimi kapattım.

   Kapıyı açıp çıkmadan önce sessizce şu cümleleri kurdu.

-" Üzgünüm abinin yaptığının bedelini birinin ödemesi lazımdı. "

*** **** ****

Ne kadar süre ağladığımı bilmezken kapının açılmasıyla sıçradım. Zeminde cenin pozisyonu almış bitik bir şekilde yattığımı gören hizmetli kapıdan girdiği anda dudaklarından şaşkınlığını belli edercesine bir ses çıkarıp yanıma yönelmişti.

-" İyi misiniz Arjin Hanım." diye naif bir sesle sormuş kalkmama yardım etmek adına yanıma çömelmişti.

-" İyiyim teşekkür ederim. Ne için gelmiştin?"

- " Şey, Bora bey size temizlik malzemelerinin yerini göstermemi istedi efendim. İyi görünmüyorsunuz Bora Beye haber vermemi ister misiniz?" dediğinde kolumdan tutmuş doğrulmama yardım ediyordu. Şuanda bana yardımdan çok zararı dokunacak insanın adını anması sinirlerimi alt üst etmişti. Tekrar ağlamamak adına elimi dudaklarıma bastırıp derin bir nefes çektim. Hala benden cevap bekleyen hizmetçiye dönüp boğuk sesimle konuştum.

-" Gerek yok, sen çıkabilirsin." dediğimde hizmetli başını sallayıp çıktı. Odadan çıkıp kendime gelmek adına banyoya yöneldim, buz gibi suyun altına kendimi attığımda titrememi umursamayarak bekledim. Tüm uzuvlarıma iyi gelen soğuk suya minnet ederek banyodan çıkıp odaya yöneldim. Kapıdan içeri girerken zihnimdeki içeride yaşananlar bir film şeridi gibi geçiyor ve ben bir kez daha bana bunu yaşatan insana nefretlerimi sunuyordum.

Lambayı yakıp dolaba yöneldiğimde gözlerim dağınık olan yataktaki kan damlalarına kaydı. Hızlıca yatağa yönelip çarşafı yırtarcasına çekiştirip tortop ettim ve aralık olan camdan aşağı fırlattım. Çarşafın süzülerek düşüşünü izlerken aklımdan çarşafın arkasından atlamak gibi düşünceler gelse de hızlıca kafamı iki yana sallayıp düşüncelerimden sıyrıldım. Benim yaşamak için bir sebebim vardı, Berçem.. O olmasaydı bir dakika bile düşünmez bu hayatla olan bağlantılarımı koparırdım. İçimden Bora denen herife bir küfür savurup rahatlamayı bekledim, bu şekilde rahatlamayınca aklıma gelen fikirle gülümseyip faaliyete geçtim. Boğazımı temizleyip camdan aşağı iyice sarktım ve kısılmakta olan sesimin son demlerini kullandım.

-" Senden nefret ediyorum Bora. Ömrümün sonuna kadar da nefret edeceğim!" bağırıp görmek istediğim son kişiyle göz göze geldim. Bir elini pantolonun cebine koymuş, diğer elini ise kulağına götürmüş telefon konuşması yaparken sinirli bir şekilde aşağıdan bana bakıyordu. Telefonu yavaşça kulağından çekip tekrar bana döndüğünde gözlerinden çakan şimşeği görmemek için kör olmak gerekiyordu.

-" Üzerini giy Arjin." diye uyarıken yanındaki korumalara döndü. Gözleri benim üzerimde olan korumalar üzerlerindeki sert bakışları fark edip başlarını itaatkatca yere eğdiler. O an bornozla aşağı sarktığımın farkındalığıyla yüzleşirken Bora'nın aşağıya fırlattığım çarşafı incelediğini gördüğümde gözlerim fal taşı gibi açıldı. Siktiiiiir! Hızlıca bedenimi içeri çekerken koşar adımlarla gardırobuma yönelip içlerinden sade bir tişört ve eşofman altı geçirdim. Hızlıca ettiğim hareketler sebebiyle kasıklarım tekrar sancırken yatağın ucuna oturup geçmesi için dualar ettim. Yatağın kenarından tutup kalkmaya yönelirken hızla kapının açılmasıyla öfkeli bir Bora görmek tam da beklediğim şeydi.

-" Sen beni katil mi etmek istiyorsun?" diye kükreyip elindeki çarşafı üzerime fırlattığında irkildim.

-" Bunu yıkamaya at, sonra da temizliğe başla. Diana sana yapılacakları söylemiştir." kapıyı çarpıp odadan çıktığında rahat bir nefes alıp kucağımdaki çarşafı makineye atmak adına odadan çıktım. Temizlik malzemelerinin olduğu odaya girip işime yarayacakları aldığımda etrafıma bir göz gezdirdim. İlk başlarda gözüme çok güzel gelen eve şimdi nefretlerimi sunuyor ve bir an önce bitmesi için dualar ediyordum.

Üst katı tamamen temizleyip merdivenlerin son basamağına geldiğimde, alnımdan akan boncuk terleri kolumun tersiyle silip devam edecekken önce bir çift çamurlu ayakkabı gözüme ilişti sonrasında ise o koca cüssesi. Yerleri yeni sildiğim için ikaz edecekken sildiğim yerlere basmasıyla tüm sinir hüclerim beynime sıçradı.

"-Hop hop, ben oraları yeni sildim." dudaklarının kenarı hafif kıvrılıp umursamazca cevap verdi.

-" Eee yani, ne yapayım?"

-"Yanisi ayakkabınız çamurlu ve tekrar kirlenecek."

-" Sence bu benim ne kadar umrumda?" diye cevap verdiğinde daha fazla kendimi tutamayıp elimdeki temizlik bezini suratına geçirmeye hazırlanırken ani bir refleksle bileğimden tuttu. Bileğimin acısıyla yüzümü buruştururken daha da fazla sıkarak konuştu.

-"İşine bak Arjin. "

-" Bileğim, acıyor. Bırak." ne yaptığını sonradan fark etmiş gibi şaşırıp önce bana sonra bileğime baktıktan sonra hızla bıraktı. Temizlediğim yerlerin tekrar kirlenmesini umursamayarak ilerledi.

*** **** ****

-"Yemek hazır, Bora bey." diye seslenirken telefondan kafasını kaldırıp konuştu.

-"Sen yemiyor musun?"

-"Yemiyorum, iştahım kaçtı." diye cevap verdiğimde yerinden doğrulup yanıma geldi.

-"Yiyeceksin Arjin." diye direttiğinde onu dinlemeyerek yukarı kata yönelmiştim ki görüş açımın birden kararmasıyla kendimi olduğum yere bıraktım..

**

Yumuşak bir zemin üzerinde uyandığımda yatakta olduğumu anlamam uzun sürmemişti. Ağrıyan başımı geçiştirmek için şakaklarımı ovuştururken etrafıma bakındım. Burası benim için ayırdığı oda değildi. Muhtemelen kendi kaldığı yere getirmişti. O an odadaki sesleri işitip gözlerimi tekrar kapattım.

-"Bir süre stresten uzak durması gerek." diyordu doktor olduğunu düşündüğüm kişi. "İlaçlarını da düzenli olarak alsın." diye uyardığında Bora onu onaylanmıştı. Kapı sesini duyduğumda ikisininde gittiğini düşünüp rahatlamıştım ki sağ tarafımda bir gölge işitene kadar. Camın önünde durmuş, bir eli cebinde diğer elinde ise birşey tutarken konuşmaya başladı.

-" Özür dilerim, senden başkasına sen kadar değer veremem. Seni o kadar özledim ki, yerini kimseyle dolduramam. Ama biliyor musun, o sana çok benziyor sevgilim.."

🐞

ARJİN +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin