Merhaba,
İkinci bölümle sizlerleyim. Lütfen okurken bol bol yorum yapın, olur mu?
Keyifli okumalar.
🍓🍰
Siz: Bir an için senin bizim okuldan olduğunu unutmuşum.
+90 536 *** ** **: 🙃
Siz: Peki. Sanırım ağzından laf alamayacağım.
"Ebrar!"
Başımı kaldırdığımda yanımda oturan Mine'yi fark ettim. Başparmağımla damağımı kaşıyıp telefonu kucağıma koydum.
"Korkuttun beni, Mine," dedim, ama o beni dinlemeden devam etti. "Kiminle konuşuyorsun? O kadar dalmışsın ki, beş dakikadır beni fark etmiyorsun."
"Kimseyle," dedim alaycı bir şekilde, "uydurma bir taraflarından."
"Ebrar, seni bilirim ben. Göster, seni bu kadar daldıran neymiş."
Israrlarına dayanamayarak gözlerimi devirdim ve telefonu ona uzattım. Anlatmak yerine okuması daha kolay olurdu. Mine, sohbeti okurken türlü mimikler yaptı. Arkama yaslandım ve tepkisini bekledim.
"Yok artık! Bu çocuk gerçekten var mı?" dedi abartılı bir tepkiyle. Telefonu elinden aldım.
"Saçma sapan konuşma. Henüz çocuğun beni gerçekten sevdiğine bile inanmıyorum. Numara yapıyor olabilir."
"Sen harbiden saf mısın, Ebrar? Çocuk dört yıldır seni seviyorum diyor. Hem yazdığı şeyler düşündürücü."
Tam o sırada gelen mesajla telefon titredi. Mine başını omzuma yasladı ve ikimiz de ekrana baktık.
+90 536 *** ** **: Mine'nin heyecanlı hâline ve senin telefonunun onda olduğuna bakılırsa, ona benden bahsettin, değil mi? Yanılmıyorum, öyle mi?
"Yok artık!" dedim.
Siz: Doğru. Hem bir dakika, sen sapık gibi sürekli beni mi izleyeceksin?
Siz: Bu hoş bir durum değil, bilmeni isterim.
+90 536 *** ** **: Yapma Gamze'm. İki sene önce olan olaydan sonra birinin seni böyle sevmesi hoşuna gidiyor. Aslında, sevildiğini hissetmek hoşuna gidiyor.
+90 536 *** ** **: Ayrıca, sen beni bilmeden önce de seni izliyordum. Sadece şimdi benim okulda bir yerlerde olduğumu biliyorsun. Değişen tek şey bu.
Siz: Uydurma. Ayrıca o olayı nereden öğrendin diye de sormayacağım.
Siz: Okulda yayıldı zaten.
Siz: Ayrıca, senin öğrenci olduğundan emin miyiz? Bu mantıklı cümleleri bizim okulda kimse kuramaz. Herkes beyinsiz gibi.
+90 536 *** ** **: Pekala, hakkında bir ipucu vereyim: Sayısalcıyım.
"Ebrar, ne zamandan beri sayısal sınıfında böyle mantıklı biri var?"
"Hiçbir fikrim yok."
"Bu çocukla konuşmaya devam et, daha fazla ipucu iste. Sonra sayısalcılarda kim var kim yok bakarız."
Başımı salladım ve zil çaldı. Telefonu cebime koyup Mine ile sınıflarımıza döndük. Kuzey hâlâ ortalıkta yoktu. Sırama oturup etrafa bakındım. İkinci zil çaldığında Kuzey sınıfa girip tam yerine oturduğu anda hocamız içeri girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saman Sarısı | Texting DÜZENLENIYOR
General FictionGözlerini kırpmadan bana bakarken dudaklarımda yavaşça bir tebessüm oluştu. Bağdaş yaptığımız bacaklarımız birbirine değerken dayanamayıp konuştum. "Böyle susarak birbirimize bakmaya devam mı edeceğiz?" Dudağının kenarından başlayan gülümseme tüm du...