S.S. - 24.Bölüm

5.1K 175 80
                                    

Merhaba,

Nasılsınız? İyisinizdir inşallah. Bol bol yorum yapmayı unutmayın, olur mu?

Keyifli okumalar.

🍓🍰


Bilinmeyen: Duyduğuma göre bir civcivin morali bozukmuş...

Siz: Kuşlar mı fısıldadı?

Bilinmeyen: Evet, bir kuş fısıldadı :)

Bilinmeyen: Bir şey almak için odaya gideyim dedim, geldiğimde sen ve Mine yoktunuz.

Bilinmeyen: Biraz bekledim seni, sonra elin bandajlı bir şekilde geldin.

Bilinmeyen: Tam olarak ne oldu eline?

Siz: Zedelenme oluşmuş.

Siz: Turnuvalara katılamayacakmışım. Bir süre elimi kullanmamam gerekiyor.

Bilinmeyen: Bu turnuvalar için ne kadar çok çalıştığını biliyorum, bu yüzden bir teselli arıyorum.

Bilinmeyen: Sağ elin olunca daha kötü olmuş...

Bilinmeyen: Sağlak biri için.

Siz: Bir süre ödevlerimi bilgisayardan yapmalıyım herhalde.

Siz: "Sağlak biri için." Sen solak mısın?

Bilinmeyen: Evet, sağ elimi fazla kullanmıyorum bu yüzden.

Siz: Hm hm hmm.

Bilinmeyen: Bu hmm'lamanın altından ne çıkacak acaba?

Siz: Hiiiç...

Siz: Neyse ben gidiyorum.

Siz: Sol el ile yazmak acayip sinir bozucu.

Siz: Görüşürüz, Bilinmeyen.

Bilinmeyen: Görüşürüz, Gamze'm.

Sohbetten çıkıp gruba girdim. Komik bir haldeydim aslında. Erkekler futbol oynarken kızlar ortalardan kaybolmuştu. Ben de erkeklerin oynadığı alanın dışında, bir ağacın gövdesine yaslanarak bağdaş kurmuş oturuyordum. Telefonum bacağımın üzerindeydi ve sol elimle mesajlaşıyordum.

Ağlama Duvarı.

Siz:
• Ekin Özcan
• Yaman Karaca
• Rüzgar Çağrı Arslan
• Selçuk Şen
• Deniz Arsel
• Savaş Karsu
• Kerem Akış
• Mert Aldağ

Siz: Bu listeden kimler solak?

Azra: Bilinmeyenden bir ipucu geldi.

Ceren: Dur, biliyorum ben.

Ceren: Ekin, Deniz ve Kerem. Onlar solaktı, benim hatırladığım kadarıyla.

Azra: 8 kişiden düştük 3 kişiye.

Azra: Bu listede Rüzgar da var. O da solak ama sağ elini de kullanıyor. *Ambidextrous o.

Siz: Rüzgar? Ne alaka?

Azra: İhtimalleri değerlendirmemiz gerekiyor, civciv.

Ceren: Doğru. Ben birkaç defa Rüzgar'ı sol eliyle yazarken gördüm.

Ceren: *Ekin, Deniz, Kerem ve Rüzgar.

Ceren: Bu dört kişi de bu geziye katıldı Ebrar, iyi gözlemle.

Siz: Onları Rüzgar haricinde tanımıyorum, nasıl gözlemleyebilirim?

Ceren: Eheheheheheh... Ben tanıyorum, yanına geliyorum şimdi. Göstereceğim sana.

Ceren: Neredesin tam olarak?

Siz: Bizimkilerin yanındayım. Onlar maç yapıyor, ben de oturuyorum.

Ceren: Geliyorum.

Siz: Mine nerede?

Azra: Oktay ile birlikte gördüm onu.

Başımı kaldırıp bizimkilere baktım. Oktay yanlarından gitmişti, fark etmemiştim.

Siz: Heeeee...

Siz: Sen nerelerdesin bakalım? Sevgilin burada ecel terleri döküyor futbol oynarken.

Azra: Tarihçi yanına çağırdı, onun yanındayım.

Siz: Allah kolaylık versin onunla.

Azra: Amin!

"Civciv!"

Başımı kaldırdığımda Ceren yanıma kurulmuştu. Ayaklarım uyuştuğu için bacaklarımı uzatıp onun gibi oturdum.

"Ceren Holmes iş başında," dedim neşeli ve heyecanlı bir ses tonuyla.

"Sende Watson oluyorsun. Bak şimdi sana anlatacağım kim kim diye. İyi dinle."

Ceren, çaktırmadan Ekin, Deniz ve Kerem'i gösterip anlatırken gözüm sürekli Rüzgar'a kayıyordu. Ceren anlatmayı bitirdiğinde sessizce maçı izlemeye başladık. Elimdeki ağrı kendini hissettirdikçe canım sıkılıyordu.

Hocalarımız bizi yeniden topladığında, kahvaltı yaptığımız alanda yerlerimize oturduk. Merakla ne diyeceklerini bekledim.

"Hepiniz sınav senesindesiniz. Sınava az kaldı, bu geziyi düzenlerken amacımız kafa dağıtmanızdı ama yine de ders çalışmanız lazım. Size birkaç tane test getirdik. Lütfen testleri çözün, sorunuz olursa çekinmeden sorun."

Ciddi ciddi etüt yapacaklardı yani? Ama ben yazamıyordum ki! Elimi kullanamazdım, zaten hareket ettirsem bile ağrıyordu. Beden hocası ile göz göze geldiğimizde elimi gösterdim, o da gözlerini açıp kapatarak başını salladı.

Bu, "Senin yapmana gerek yok," demek olmalıydı.

Anlamadan önüme döndüğümde, verilen TYT testine göz gezdirdim. Yazamayacağım için kendi kendime çözmeye başladım soruları, yapabildiğim kadarıyla.

Telefonuma bildirim geldiğinde, onu cebimden çıkarıp masaya koydum.

Bilinmeyen: Nereden çıktı şimdi bu TYT denemesi?

Bilinmeyen: Senin işin kolay, elin yüzünden yazamayacaksın ve bu yüzden testi yapmana gerek yok.

Siz: Bak Allah'ın işine! Bana kolaylık sağlıyor, bu can sıkıcı olayın iyi yanlarını gösteriyor :)

Bilinmeyen: Sen çok fenaymışsın Gamze'm.

Siz: Ne fenalığımı gördün ki?

Bilinmeyen: Görmedim zaten, meleksin sen.

Siz: Değil mi, değil mi?

Siz: Neyse, sen testi çözmeye başla. Bak, hocaya yakalanırsın yoksa.

Bilinmeyen: Sen beni mi düşünüyorsun?

Siz: Heee, arada sırada uğruyor o duygu bana. Alışırsın zamanla.

Bilinmeyen: Çok tatlısınız hanımefendi.

Siz: Her zaman ki hâlim canım 💅🏻

Bilinmeyen: Çok da mütevaziyiz.

Siz: Yay burcu kadını olmak bunu gerektirir.

"Herkes kaldırsın telefonlarını!"

Tarihçinin sesi sert çıkmıştı. Etrafa bakınca herkesin telefonuyla uğraştığını görmek beni güldürdü.

Siz: Fırçayı yedik, hadi daha fazla göze batmayalım.

Bilinmeyen: Yazışırız az sonra.

Siz: Görüşürüüz!

Bilinmeyen: Görüşürüz, Gamze'm.

Sohbetten çıkıp telefonumu kapattım. Tarihçinin uyarısıyla herkes telefonlarını kaldırmıştı, bizimkiler de dâhil.

Sol dirseğimi masaya dayayıp avucuma yanağımı yasladım. Bize üç gün boyunca sadece test çözdüreceklerse hiç gelmez, evde kalırdım daha iyiydi. Bakalım testler bittikten sonra ne yaptıracaklardı?

Merakla bekliyordum.

🍓🍰

Bölüm Sonu.

Nasıl buldunuz yirmi dördüncü bölümümüzü?

Gamze Ebrar'ımız yay burcu. En egolu burç olarak bilinir yay burcu, bu yüzden de 17 Aralık doğumlu olan Gamze'mizin karakterine tam uyuyor.

Bilinmeyen ile şakalaşıyor olmaları, birbirlerine olan güvenlerinin ve yol katettiklerinin güzel bir işareti, sizce de öyle değil mi?

Ayrıca Bilinmeyeni bulma timimiz şüphe listesini dört kişiye indirdi. Sizce kim bu anonim kişi? Ve neden böyle düşünüyorsunuz?

Yorumlarınızı dört gözle bekliyorum!

💌

Saman Sarısı | Texting DÜZENLENIYOR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin