Merhaba,
Umarım iyisinizdir. Yorumlarınızı bol bol paylaşmayı unutmayın, olur mu?
Keyifli okumalar.
🍓🍰
"Herkes kitaplarının 12. sayfasını açsın."
Yüzümü avucuma yaslayarak hocanın istediği sayfayı açtım. Onu dinliyormuş gibi yaparken, aklım Emir'deydi. Onu evde tek bırakmak istemediğim için, annemin önerdiği gibi alt komşumuz Nehir ablaya emanet etmiştim.
Ama içim bir türlü rahat değildi. Nehir ablanın Emir yaşlarında bir oğlu olmasına ve Emir'in onunla iyi anlaşmasına rağmen, yine de aklım hep onda kalıyordu.
"Kara kara neyi düşünüyorsun bakalım?"
Kuzey sırtını duvara yaslayıp bana dönerken, ben de onun gibi oturdum. "Annemler gece Emir'i bırakıp gittiler. Onu Nehir ablaya bıraktım ama aklım onda."
"Düşünme çok, Emir şimdi arkadaşıyla oynuyordur. Keyfi yerindedir."
"Öyle ama işte, düşünmeden duramıyorum."
"Ebrar! Dersi dinliyor musun?" Tarih hocasının sert sesiyle başımı ona çevirdim. "Evet, hocam."
"Tahtadakinden bir örnek verebilir misin?"
Gözlerimi kısarak tahtaya baktım ve yazılı olan cümleyi okuduğumda gülümsedim. En iyi bildiğim konulardan biriydi, bu şans işime gelmişti.
Örneği verdikten sonra hoca derse devam etti. Aslında, geçen senenin konularını tekrar etmeleri bana hiç de külfet olmazdı.
Dersler bittikten sonra, nihayet boş derse geçildiğinde, kimseyi beklemeden eşyalarımı toplayıp kütüphaneye çıktım. Bilinmeyen'in belirttiği masaya doğru yürürken sessizce ilerlemeye çalışıyordum. Masanın üzerindeki kâğıtlar bana ait olmalıydı.
Kâğıtları elime alıp incelediğimde, geçen yılın ve bu haftanın matematik ile geometri konularının özetlendiğini gördüm. Özenli bir el yazısıyla, kısa ve net bir şekilde yazılmıştı, bu yüzden akılda kalması kolay görünüyordu. Özenle çantama yerleştirip kütüphaneden ayrıldım ve okuldan çıktım.
Bahçeden hızla koşarak çıkarken, şans eseri arkadaşlarıma yetişmiştim. "Nereye böyle hızlı gittin?"
"Lavaboya gitmiştim," diye yalan söyledim. Neyse ki Mine fazla soru sormadı. Öğle arasında Kuzey ve Oktay'a Bilinmeyen'i anlatmıştım ama bana kütüphanede bir şeyler bırakacağından bahsetmemiştim.
Durağa vardığımızda kenarda bir çember oluşturduk. Yorgunluktan başımı Kuzey'in omzuna yasladım, o da başını benimkine yasladı.
"Dershaneye ne zaman yazılacağız?"
"Bildiğim kadarıyla deneme sınavlarından sonra yazılabiliriz. Cuma günü sizinki, pazartesi günü de bizimki var. Sonra yazılırız."
"İyi fikir, yine geçen sene olduğu gibi aynı yere yazılalım."
Oktay ve ben, ailelerimiz yüzünden geçen sene dershaneye gitmek zorunda kalmıştık. Mine ve Kuzey de bizi yalnız bırakmamış ve aynı dershaneye yazılmışlardı.
Otobüs birkaç dakika sonra geldiğinde doluluğu karşısında biraz hayal kırıklığına uğradık. Yine de öğrencilere dirsek darbesi atarak Kuzey ile arkaya geçtik. Derin bir nefes aldım; oh be!
Mine ve Oktay, evlerinin yakınlığı sayesinde iki durak sonra inecekleri için kapıya yakın durdular. Ne tesadüf ki evlerinin arasında bir sokak vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saman Sarısı | Texting DÜZENLENIYOR
General FictionGözlerini kırpmadan bana bakarken dudaklarımda yavaşça bir tebessüm oluştu. Bağdaş yaptığımız bacaklarımız birbirine değerken dayanamayıp konuştum. "Böyle susarak birbirimize bakmaya devam mı edeceğiz?" Dudağının kenarından başlayan gülümseme tüm du...