Merhaba,
Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Yorum yapmayı unutmazsanız çok sevinirim. Herkesin ailesiyle birlikte huzurlu bir bayram geçirmesi dileğiyle, iyi bayramlar dilerim.
Keyifli okumalar!
🍓🍰
"Kamp ateşi yakılacak. Herkes bir eş seçip ormanda çalı çırpı toplamaya başlasın," dedi tarihçi.
Ben de kollarımı göğsümde birleştirip durdum, tabii sağ elimin üstte olmasına özen göstererek.
"Hocam," diyerek elini kaldırdı Yaman.
"Söyle Yaman?"
"Biz hep birlikte çalı çırpı toplarsak, çok fazla olmaz mı? Kamp ateşi için ne kadar gerekiyor ki?"
"Bunca kişiye tek bir ateş yakmayacağız Yaman. Birkaç ateş yakıp gruplar halinde oturacaksınız."
"Haklısınız," dedi Yaman, gülümseyerek. Hocamız sessizlik istedi ve devam etti, "Herkes hemen bir eş seçsin."
Oktay ve Mine, Kuzey ve Azra hızla eşleşti. Yaman ise Ceren'in yanına geçti. En son ben ve Rüzgar kaldık, ardından ormana doğru ilerledik.
"Elin nasıl oldu?"
"Ağrı kesici sayesinde ağrı hafifledi ama kullanınca yine ağrıyor."
"Turnuvaya iki gün kala sakatlanman iyi olmadı."
"Hiç olmadı. Umarım maçları kaybetmeyiz."
Sessizlik içinde yürürken Rüzgar topladığımız ince dalları tutuyordu. "Asıl senin elin nasıl oldu? Sargıyı ne zaman çıkarabilirsin?"
"Daha iyi. Bir süre daha sargıyı takmam gerekiyor, sanırım enfeksiyon kapmaması için."
"Sargıyı haftada bir değiştirmen gerektiğini biliyorsun, değil mi?"
"Evet, her pansumanda değiştiriyorum."
Yeterince çalı çırpı topladıktan sonra geri döndük. Bizden henüz kimse gelmemişti. Topladığımız dalları ateşin yakılacağı yere koyup oturma yerlerine geçtik.
Bilinmeyen: Nasıl benim Gamze'm?
Siz: İyiyim, çalı çırpı topladık. Sen nasılsın?
Bilinmeyen: İyiyim, hâlâ ormanda dolaşıyoruz.
Siz: Yarın buradaki son günümüz.
Bilinmeyen: Dolu dolu geçti bence. Tabii AYT-TYT denemeleri hariç.
Siz: Ben yapmadım ki 🤷🏻♀️
Bilinmeyen: Elin nasıl oldu?
Siz: Daha iyi, çok ağrımıyor. Sol elimle, tek parmakla yazıyorum.
Bilinmeyen: O yüzden yazman bu kadar uzun sürüyor.
Siz: Maalesef.
Siz: Bizimkiler geldi şimdi, ben kaçtım.
Bilinmeyen: Tamam Gamze'm, gece yazışırız olur mu?
Siz: Olur, gece görüşürüz.
Telefonu kapatıp, kendini yorgunlukla yere atan Yaman'ı izledim. Abartarak yere yığılmış, başını Rüzgar'ın dizine koymuştu.
"Çok yoruldum Rüzgar'ım. Ceren hepsini bana taşıttı, hain kadın."
"Yok artık, bir de ben mi taşıyacağım? Bir zahmet taşı Yaman, dilin çalışacağına kolların çalışsın dedim."
"Bir de yetmezmiş gibi en kalın dalları bana verdi, ağırlık yapsın diye."
"Dinsizin hakkından imansız gelir," dedim dudak bükerek.
"Sende mi Brütüs?"
Omuz silktiğim sırada, Rüzgar iyice üzerine yapışan Yaman'ı kenara itti. "Bir yapışma Yaman."
"Ama Rüzgar'ım, bu aralar çok agresifsin. Kırılıyorum."
"Yaman, susar mısın yoksa susturayım mı?"
"Sustum."
Tarihçinin sesiyle dikkatim dağıldı. Görevlilerin ateşi yakacağını ve yerlerimize geçmemizi söyledi.
Ateşler yakıldıktan sonra herkes kendi hâlinde takılmaya başladı. Biz kızlar ise gruptan sessizce mesajlaşıyorduk. Bilinmeyen'in onun hakkında konuştuğumuzu bilmesini istemiyorduk, değil mi?
Ağlama Duvarı
Siz: Kafam çok karışık. "Bilinmeyen kim?" sorusu beynimi yakıyor.
Mine: Sakin ol kuzum, bulacağız onu.
Azra: Çok az kaldı ona ulaşmaya.
Ceren: Onca kişiden tahminlerimizi 4 kişiye indirdik. Biraz daha ipucu alırsak, onu bulacağız.
Siz: Pes ediyorum.
Mine: Nasıl yani?
Siz: Artık onu aramaktan vazgeçiyorum. Zaten ona demiştim ki, "Sen karşıma çıkana kadar seni zorlamayacağım." Ama şimdi araştırarak sözümden dönmüş gibi hissediyorum.
Azra: Sen bilirsin. Her kararında yanındayız, değil mi kızlar?
Mine: Yup
Ceren: Tabii ki!
Siz: İyi ki varsınız 🥺
Grup sohbetinden çıktım ve kızlara bakıp, kalp işareti yaptım. Ardından Bilinmeyen'e mesaj yazdım.
Siz: Sana bir itirafta bulunacağım. Hemen çevrimiçi olma. Mesajları bildirimden oku. Birkaç gündür seni araştırıyorum. Kızlarla ipuçlarını kullanarak seni bulmaya çalışıyorduk. Solak olduğunu söylediğinde listemizde dört kişi kaldı. Ama sonra seni araştırarak haksızlık ettiğimi fark ettim. Sen karşıma çıkana kadar seni merak edeceğim ama seni bulmaya çalışmadan.
Bilinmeyen çevrimiçi.
Bilinmeyen: Aklımdan geçmiyor değildi. Tabii ki merak edeceksin beni. Ama saygı duyarak bu işi sonlandırman hoşuma gitti. Seni çok seviyorum Gamze, tahmin edemeyeceğin kadar çok.
Siz: Teşekkür ederim. Bu arada, sanırım kim olduğunu tahmin ediyorum. Ama emin değilim. Sakın telaşa kapılma, daha emin değilim.
Bilinmeyen: Buyrun cenaze namazına... Oldu o zaman, ben gideyim. Görüşürüz!
Bilinmeyen çevrimdışı.
Siz: Salak, ama bu hâllerini sevmeye başlıyorum. Görüşürüz.
Telefonu kapatıp derin bir nefes aldım. Acaba aklımdaki kişi Bilinmeyen mi? Yakında öğreneceğiz.
🍓🍰
Bölüm sonu.
Nasıl buldunuz bu bölümü? Sizce Gamze'nin Bilinmeyen'i araştırmayı bırakma kararı doğru muydu? Ve sizce aklındaki kişi kim olabilir?
Rüzgar'ın eli yandı malum, pansumanlar zor olacak... Ama neyse ki kavuşmaya az kaldı.
Yorumlarınızı bekliyorum!
💌
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saman Sarısı | Texting DÜZENLENIYOR
General FictionGözlerini kırpmadan bana bakarken dudaklarımda yavaşça bir tebessüm oluştu. Bağdaş yaptığımız bacaklarımız birbirine değerken dayanamayıp konuştum. "Böyle susarak birbirimize bakmaya devam mı edeceğiz?" Dudağının kenarından başlayan gülümseme tüm du...