Merhaba,
Nasılsınız? Yorum yapmayı unutmayın, olur mu?
Keyifli okumalar.
🍓🍰
Üzerime Rüzgar'a ait kapüşonluyu geçirip kapüşonunu başıma çektim, sırt çantamı omzuma aldım. Odada bir kez daha göz gezdirdim; bir şey unuttum mu diye düşünüyordum. Görünüşe göre her şeyi almıştım.
Odamdan çıkıp mutfağa yöneldim. Gördüğüm manzara beni gülümsetti. Emir, masada oturmuş, çikolatayı ağzının etrafına bulaştırarak yerken annem ona laf anlatmaya çalışıyordu. Dolaptan sabah koyduğum kahvemi aldım. Emir'in çikolataya bulanmış yanaklarını öpüp, anneme de bir öpücük kondurduktan sonra evden çıktım.
Dünkü mesajlaşmadan sonra, konserin yorgunluğuyla telefon elimde uyuyakalmıştım. Sabah bir saat önce Yaman'ın aramasıyla uyanmak zorunda kaldım. Güya geç kalmışım da hemen oraya gitmem gerekiyormuş falan filan. Halbuki, kararlaştırdığımız saate daha bir saat vardı. Bazen Yaman'ı anlamak gerçekten zor oluyordu.
Kendime gelmek için kahvemden yudumlayarak otobüsü beklemeye başladım. Otobüs nihayet geldiğinde akbil basıp kenara geçtim. Kahvemi pipetle içtiğim için otobüs kalabalık olsa bile rahatça içebiliyordum. İneceğim durağa geldiğimde önümdeki iki öğrenciyi zar zor kenara itip indim. "Pardon" deyip geçmeye çalışıyorum ama resmen yerlerinden kıpırdamıyorlar. Eğer siz bana yol vermezseniz, ben de size dirsek atarım!
Omzumda bir el hissettiğimde sağıma döndüm, Rüzgar gelmişti. Gülümseyerek ona sarıldım. Ona alışmak için böyle adımlar atmalıydım, değil mi?
Kollarını belimde hissettiğimde biraz daha sarılıp sonra ayrıldım. "Günaydın."
"Günaydın, Gamze'm." Yan yana yürümeye başladık.
"Kapüşonlu sana yakışmış," dedi.
Sırıtarak cevap verdim, "Veren kişinin zevki oldukça güzel."
"O kişiyle tanışmak isterim," dedi, kütüphanenin kapısını açarak geçmem için yol verirken. Teşekkür anlamında başımı sallayıp içeri girdim.
"Yakından tanıyorsun o kişiyi, merak etme." Sessizce kıkırdadım. Masalar arasında dolanarak bizimkileri aradık. Gözlerim Yaman'la buluştu, el salladı. Karşılık verip Rüzgar'a döndüm ve birlikte onlara doğru ilerledik.
Selam verdikten sonra Yaman'ın yanına oturdum. Rüzgar da Yaman'ın ısrarıyla yanıma oturdu. Ceren tam karşımda olduğundan ona bir öpücük yolladım. Yaman kıpırdanarak bana yaklaştı.
"Sarışın, duyduğuma göre sevdiceğine kavuşmuşsun," diye fısıldadı.
"Sevdicek falan deme Yaman. Rüzgar'a ona alışmam gerektiğini söyledim, o da bana zaman verdi."
"O zaman cümlemi değiştiriyorum: Rüzgar'ım sonunda sevdiceğine kavuştu." Kıkırdadım. "Bu daha doğru oldu, evet."
"Ne konuşuyorsunuz siz fısır fısır?" diye sordu Ceren başını bize doğru uzatarak. Yaman burun kıvırarak işaret ve orta parmağıyla onu alnından itti.
"Sana ne kız? Kendi işine bak."
"Civciv nasıl olsa anlatacak bize Yaman, afkurma!"
Yaman aldığı lafla tekrar burun kıvırdı ve yerine geçti. Diğerleri gelene kadar sırt çantamdan çıkardığım deftere bir şeyler karalamaya başladım. İlk önce Mine ve Oktay, ardından Kuzey ve Azra geldiğinde ders çalışmaya başlamıştık. Hepimiz AYT denemesine gireceğimiz için zayıf olduğumuz konularda birbirimize yardım ediyorduk. Ben de matematik testleri çözüyordum. Kollarımı masaya koyup başımı üzerine yasladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saman Sarısı | Texting DÜZENLENIYOR
General FictionGözlerini kırpmadan bana bakarken dudaklarımda yavaşça bir tebessüm oluştu. Bağdaş yaptığımız bacaklarımız birbirine değerken dayanamayıp konuştum. "Böyle susarak birbirimize bakmaya devam mı edeceğiz?" Dudağının kenarından başlayan gülümseme tüm du...