Merhaba,
Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Yorumlarınızı paylaşmayı unutmazsınız, değil mi?
Keyifli okumalar dilerim.
🍓🍰
Esneyerek başımı Mine'nin omzuna koyarken, soğuk rüzgarın içimi titrettiğini hissettim. Günler geçmiş ve bugün Perşembeydi. Son üç gündür okula pek gitmemiştim. Aslında bugün de buluşmaya katılmayacaktım, ama kızların ısrarına dayanamadım.
Annem ve babamın boşanma davası açılmıştı. Tebligat eve ulaşmış, annem birkaç gündür işine gitmeyip evde kalmıştı. Hem bizimle ilgilenmek hem de kafasını toparlamak istemişti. Uyku düzenimse tamamen altüst olmuştu. Geceleri geç yatıyor, gündüzleri esnemekten kendimi alamıyordum.
Her şey grup üzerinden konuşulup planlanmıştı. Kahvaltıyı birlikte yapacaktık. Ancak Yaman'ı bekliyorduk; çünkü gideceğimiz yerin konumu yalnızca onda vardı.
Yine esnedim ve ağzımı elimle kapadım. Azra, yanımdaki banka otururken, "Birileri uykusunu iyi alamamış gibi," dedi.
"Olanları biliyorsun," dedim yorgun bir sesle.
"Kıyamam ben civcivimize," dedi Mine, yanağımdan bir makas alarak.
"Geldim geldim!" Yaman koşarak yanımıza geldi. Hızını alamayıp, sokak lambasına yaslanmış Rüzgar'a çarptı. Rüzgar sabırla gözlerini kapatırken Yaman sırıttı.
"Herkes hazırsa, gidebiliriz," diyerek, topluca mekana yürüdük. Cam kenarındaki sekiz kişilik bir masaya oturduktan sonra siparişlerimizi verdik. Sohbet hızla başlamıştı bile.
"Cumartesi Fenerbahçe-Galatasaray derbisini nerede izleyeceğiz?" diye sordu Kuzey heyecanla.
"Keşke stadyuma gidebilsek, tadından yenmez vallahi," diye iç geçirdi Kuzey.
Yaman, coşkuyla, "Ezeceğiz oğlum sizi!" dedi.
"Yıllardır ezemediniz, şimdi mi ezeceksiniz? Güleyim de boşuna gitmesin," diye cevap verdi Kuzey.
Yaman, "Bu masadaki Fenerbahçeliler el kaldırabilir mi lütfen?" dedi. Ceren ve Mine ellerini kaldırdı. Kuzey, gülerek onlara baktı.
"Galatasaraylılar?" sorusuna ben, Rüzgar, Oktay ve Azra el kaldırdık. "Beşe karşı üçsünüz, gördün mü Yaman?" dedim. Yaman aldırmadan, "Biz yeteriz Fenerbahçe'mize," dedi.
Kahvaltı esnasında sohbet yavaş yavaş sakinleşti. Yemek sonrasında sahile indik. Telefonumu elime aldım ve Bilinmeyen'e yazdım:
Siz: Günaydın.
Siz: Her sabah senin mesajınla uyanıyordum. Üç gündür yazmıyorsun.
Siz: Seni kırdım, o günkü çıkışım yersizdi.
Siz: Özür dilerim, kalbini kırdığım için.
Siz: Seninle konuşmayı özledim. Lütfen gel artık, Bilinmeyen.
Mesajlarım tek tıkta kaldığında, içim sıkılarak telefonu kapattım. Hak etmiştim bunu. Mine, "Moralin mi bozuldu?" diye sordu.
"Bilinmeyen hâlâ yazmıyor," dedim, biraz sıkıntıyla.
"Anlaşılan konuşacak şeylerimiz var yine. Az sonra birlikte bir şeyler yapalım," dedi Mine, itiraz istemezcesine.
Ortalıkta hâlâ derbi muhabbeti dönüyordu. "O zaman Cumartesi okul çıkışı buluşuyoruz. Kimin evinde toplanacağız?" diye sordu Kuzey.
Rüzgar, "Bizim ev müsait. Babam yok, rahatça izleyebiliriz," dedi. Yaman, sevinçle Rüzgar'a sarıldı, onu yerinden ayırmaya çalışırken hepimiz kahkahayla izledik.
Vedalaşarak ayrıldıktan sonra Mine'yle birlikte eve yürümeye karar verdik. Eve geldiğimizde odama geçtik. Üzerimi değiştirip rahat eşofmanlarımı giydim ve mutfağa geçtik. Kahve hazırlayıp masaya oturduk.
"İki haftalık gözlemin nedir? Azra ve diğerleri hakkında ne düşünüyorsun?" diye sordu.
"Hepsi iyi. Azra, Kuzey'i adam edecek biri gibi görünüyor. Samimi bir kız. Yaman deli dolu, Ceren de öyle. Ama Rüzgar'ı çözemedim," dedim.
"Ben de öyle. Ama duyduğuma göre öfke problemleri varmış ve birkaç kez disiplinlik olmuş."
Bilinmeyen de Rüzgar'ın sorunları olduğundan bahsetmişti. "Ne yaşadığını bilemeyiz, belki bir şey tetikliyordur," dedim.
"Asıl meseleye gelelim: Bilinmeyen'i kırdın ve onun hakkında ne düşünüyorsun?" diye sordu Mine.
"Başta dalga geçtiğini düşündüm. Ama sonra inandım ona. Şimdi ise ne yapacağımı bilmiyorum. Her şey karmakarışık, çıkışı bulamıyorum. Ve onunla konuşmuyorum artık. Çünkü onu kırdım," dedim, biraz çaresizce.
Mine, "Geçmişi bırakmalısın, Ebrar. O olay seni çok etkiledi, biliyorum, ama Bilinmeyen hayatına bir şekilde girmiş. Ona bir adım atmalısın," dedi.
Mine'nin haklı olduğunu biliyordum, ama geçmişimle yüzleşmek çok zor geliyordu. Sarılmak için kollarını açtığında yanına gidip ona sarıldım. Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülürken, içimde bir şeylerin hafiflediğini hissettim. Yaslanabileceğin bir omuzun olması ne kadar güzel bir şeydi...
🍓🍰
Bölüm sonu.
On altıncı bölümü nasıl buldunuz? Gamze Ebrar'ın neden ilişkilere mesafeli yaklaştığını öğrenmiş olduk. Eski sevgiliye istediğiniz kadar sövebilirsiniz, serbest!
Yorumlarınızı bekliyorum.
💌
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saman Sarısı | Texting DÜZENLENIYOR
General FictionGözlerini kırpmadan bana bakarken dudaklarımda yavaşça bir tebessüm oluştu. Bağdaş yaptığımız bacaklarımız birbirine değerken dayanamayıp konuştum. "Böyle susarak birbirimize bakmaya devam mı edeceğiz?" Dudağının kenarından başlayan gülümseme tüm du...