0.2

14.3K 1.4K 1.1K
                                    

Seungmin içinden kendine bildiği tüm küfürleri ederken kafasını çevirip bulunduğu odaya baktı kıyafetlerini aramak için. Üzerindeki beyaz bol gömleği yarım yamalak akşam giydiğini hatırlıyordu, bu bile yüzünü kızartırken "Salak," deyip Chan'ın odasına baktı.

Fazlasıyla geniş bir yatak odası vardı, odadaki masanın üzerinde gördüğü bilgisayar ve birkaç eşya şaşırtmamıştı.

Bang Chan ve hiç bırakmadığı bilgisayarı.

Bununla uğraşmayıp kenarda gördüğü kot pantolonunu alıp bacaklarından geçirdi fakat sweati görünürde yoktu, bir yandan odayı çok karıştırmamak isterken diğer yandan da sweatine ihtiyacı olduğu için geceyi net olarak hatırlamaya çalışıyordu.

Sweati çıkarıp nereye bıraktığını.

Ama yoktu. "Hay lanet," diye söylenip üzerinden çıkarmadığı gömlekle beraber odadan dışarı çıktı ve gördüğü geniş koridorda yürümeye başladı. Sesleri takip etmiş en sonunda da mutfağa ulaşmıştı.

Şaka gibiydi cidden, sözde peşinden koştuğu profesör ile şu an bu durumda olmak cidden şaka gibiydi.

Dudaklarını aralayıp bir şeyler demek istedi ama tam olarak ne diyeceğini de bilememişti. Bununla beraber geri kapattığı sırada kahvesini hazırlayan Chan, kupasını dudaklarına götürüp arkasını dönmüş mutfak kapısından ona bakan Seungmin ile karşılaşmıştı.

Panikle öksürmemek için hızla kendini tuttu ve sıcak kupayı dudaklarından uzaklaştırarak geri tezgaha bıraktı. "Günaydın."

Tam ne diyeceğini bilememişti.

Çünkü gece için ikisi de birbirini suçlayamazdı, her türlü ikisinin de hatası vardı.

Seungmin iç çekti. "Günaydın. Sweatimi bulamadım, evi karıştırmak istemedim. Giysem, gitsem çok iyi olur aslında."

Bu cümle ile beraber Chan kafasını salladı. "Bir saniye," deyip odasına geçmiş, arkasından gelen çocukla beraber dolabını açmıştı. Sweati ararken gece Seungmin'in üzerinden onu kendi çıkarttığını belirten anlar gelirken kendini toparlamak adına kafasını iki yana sallamış, gözlerini raflara dikmişti.

Görünürde yoktu.

Nereye koyduğunu da pek hatırladığı söylenemezdi, gece tek gözü açık toplamıştı her yeri.

Elini ensesine atıp onu bekleyen çocuğa döndü. "Tam nereye koyduğumu hatırlamıyorum, kendi sweatlerimden birini verebilirim. Seninkini bulduğum zaman, getiririm."

Bir daha asla karşılamazdı.

Seungmin kafasını salladı. "Gerek yok, bulduğun zaman çöpe atabilirsin."

Bir an önce evden çıkıp gitmek istiyordu, ağrıyan başı ve adım attıkça sızlayan kalçası kesinlikle iyi değildi onun için. Chan'ı da bugüne kadar hep resmi kıyafetlerle görmüştü, dolabının sadece gömlek ve kumaş pantolonlardan oluştuğunu sanıyordu.

Sweat kelimesini duymak garip gelmişti.

Ona uzatılan sweati alıp kenara bırakmış, Chan odadan çıkınca hızla üzerindeki gömleğin düğmelerini açıp üzerinden sıyırmıştı. Siyah sweati geçirdiği gibi sınav saatini kontrol ederken kendine söylenerek odadan çıktı ve mutfağa geçti.

"Dün gece için özür dilerim," dedi uzatmadan. Biraz daha kalırsa sinirinden ağlayacaktı çünkü. "İçkiye alışık olmadığım için kaçırdım ve seviyemi aştım. Üzgünüm, gerçekten kafamda hiçbir şey tam olarak net değil ama ne olduğu ortada."

"Senin kadar ben de suçluyum Seungmin," dedi Chan kabul edip. Böyle olması gerekiyordu çünkü. "Özür dilerim. İkimizde sınırlarımızı unuttuk ve yanlış şeyler yaptık. Her neyse, yediğim hakaretler dışında özür dilemen gereken bir şey yok."

awaken, seungchan ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin