0.4

12.5K 1.3K 1K
                                    

"Hey, hey, hey!"

Chan bağırışı ile kavga eden iki genci ayırırken Minho da çocuğun birini tuttuğu gibi tek hamlede kenara çekmiş iki arkadaş kavgayı ayırmıştı. Seungmin, Chan'ın odasında olaya karışamadan bakarken yanlarına gelen diğer dekanlarla birlikte kavga edenler işlem başlatılmak üzere uzaklaşırken Chan kafasını sallayıp buruşan gömleğini düzeltti.

"Hayırdır?" dedi Minho yanına gelerek. "Neden kavga etmiş bu ergenler?"

"Açtırtma ağzımı şimdi," deyip ona baktı Chan. Tamam kavga etmeyi doğru bulmuyordu ama üniversite ve lise yıllarında Minho'nun da pek uslu durduğu söylenemezdi. "Üniversitede on beş profesörün arasında Changbin ile ettiğiniz kavgayı düşün ve mantıklı bir sebepten mi ettiler diye sorgulama şimdi."

Minho göz devirdi. "O zamanda sevmezdim seni."

Chan onu hiç takmadan gülmüş ardından da odada onu bekleyen Seungmin'e doğru ilerleyip kapıyı kapatmıştı.

"Evet," dedi yerine geçerken. Eğilerek bilgisayarını kontrol etti ve geri Seungmin'e baktı. "Bir şey mi olmuştu?"

"Herkes notumu konuşuyor ama notumu göremedim." diye konuştu düz bir sesle. "Onu öğrenmeye geldim." Kaşlarını kaldırdı. "Ya da projeyi yapıyor muyuz diye de sorabilirim."

Chan karşısındaki çocuğun iddialı tavrı yüzünden kafasını yana çevirip dilini yanağında gezdirirken ayağa kalkıp dolabını açtı ve en üstteki kağıdı aldığı gibi Seungmin'in önüne bıraktı.

"AA," dedi tek kerede. "99. Dönemin en yüksek vize notu senin ve evet, projeyi beraber yapıyoruz."

Seungmin gördüğü not ile keyifle sırıtırken kazanacağını biliyordu. O projeyi beraber yapmayı kafaya koymuştu bir kere, bir daha da olumsuz hale getiremezdi asla.

"Peki," dedi yine de bir yere sinirinin bozulmasını es geçemezken. "Neden doksan dokuz? O kağıtlar yüzlüktü, sadece yarım saatte doldurdum doksan dokuzda neden bıraktınız?"

Chan sırıttı. "De'yi ayrı yazmamıştın. Yani, kağıdın yüzlük değildi Kim Seungmin."

"Gerçekten sizi anlamak zor." dedi Seungmin. Yumruğunu kaldırıp Chan'ın yüzüne geçirmemek için kendini zor tutuyordu, tabii ki de sevinmişti nota ama basit bir ek yüzünden de bunu yapması sinirini bozmuştu.

Chan ve kuralları ile diye geçirdi.

Ama ona karşı gardını düşürmeyip sırıttı. "Ama yine de proje için benim dediğime geldik. Müsait olduğunuz bir zamanı mailime yazabilirsiniz Bay Bang, size o zaman detaylı bir şekilde açıklarım projemi."

Son kez selam verip yüzündeki sırıtma ile odadan çıkarken Chan "Aish," diye söylendi arkasından, kafasını sallayıp masanın üzerindeki kağıtları aldı ve dolabına koydu. "Yüzü ile karakterinin alakası yok."

Yüzü çok yumuşak dururken kişiliği kesinlikle tam ona zıttı.

Dolabını kapatıp kilitlediği an odasının kapısı çalınmadan açılmış içeri Changbin ve Minho girmişti. Changbin direkt zıplayarak masasına otururken Minho da koltuğa yayıldı.

"Yine biz."

"Yine siz başımın belaları." Sandalyesine oturdu. "Ne var?"

Minho sırıttı. "Seungmin'i odadan çıkarken gördük, bir seni yoklayalım dedik. Sen ne iş?"

Seungmin'in arkadaşları nasıl biliyorsa Chan'ın da arkadaşları bu durumu biliyordu, sadece fark olarak Chan'ın arkadaşları dalga geçmişti.

Chan'ın o gece bara gitmesinin tek sebebi cidden de Minho'nun zorlaması, 'insanlığa karış, insan tanı,' diye bağırmasıydı. Gitmişti de ne olmuştu? O gün evden Seungmin çıktığı gibi telefonunu alıp Minho'yu aramış ve bildiği tüm küfürleri sıralamıştı.

awaken, seungchan ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin