1.7

8.8K 1K 696
                                    

Güno

***

Seungmin kendini sakinleştirmek yerine sırtını yatak başlığına yaslayıp sadece içinden geldiği gibi tüm hafta kendini sıkmanın acısını çıkartarak ağlarken boş bir evin kendisine bu kadar acı vereceğini tahmin etmezdi.

"Biliyordum," diyordu zorlukla. "O kadar büyük konuştum ki hayatın bana sert bir tokat atacağını biliyordum."

Saatler sonra o yataktan çıkabilecek gücü zar zor bulurken gözleri dün Chan'ın çıkardığı sweatini aradı ama aynı o geceki gibi sweat görünürde yoktu. Sadece üzerinde Chan'ın tişörtü vardı.

Bacaklarında pek güç kaldığını hissetmiyordu, bu yüzden ayağa kalktığı ilk birkaç saniye adım atmayıp olduğu yerde dururken kendini yavaşça harekete geçirmiş ve boş evde ilerlemeye başlamıştı.

Tek tük eşyalar dışında tüm eşyalar yerli yerindeydi, sadece kitaplığı boştu. Kıyafet dolabı ve birkaç kişisel eşyası, geri kalan her şey yerli yerindeydi.

Yine de sadece bir kere geldiği ev tamamen boş geliyordu ona.

Avucundaki anahtarı sıkı sıkıya tutarken dayanamayacağını anlayarak geri zorlukla odaya döndü ve aklına gece konuşurken ki görüntüleri gelirken başını iki yana sallayıp kenara katlanarak koyulmuş şortunu üzerine geçirdi.

Banyoya geçip elini yüzünü yıkamış sonra da aynadaki görüntüsüne kısa bir bakış atmıştı.

Üzerindeki Chan etkisi sorgulanacak küçüklükte değildi.

Seungmin, usulca evden çıkmak için adımlarken son bir kez dönüp boş eve bakmış, dolan gözlerini kırpıştırıp o yakıcı hissin kaybolmasını sağlayıp kapıyı arkasından çekmişti.

Bindiği taksi onu evine bırakırken cüzdanı yanında olmadığı için mesaj attığı Hyunjin direkt bahçeye çıkıp arkadaşının yanına gelmiş ve ücreti ödemişti.

Beraber sessizce eve doğru yürürlerken Seungmin içeri girdikleri zaman "Beni es geçin," deyip yatağına ilerledi. "Uyuyacağım."

"Seungmin," dedi Felix ama Seungmin'in attığı tek bakış ile susmuş sessizce kafasını sallamıştı.

Seungmin bugün kendi acısını yaşayacak sonra yarın kalkıp hayatına devam edecekti, etmek zorundaydı.

Vücudunu yatağın içine bırakıp gününü geçirirken sadece Jisung'un onu döverek yedirmesi dışında ağzına pek bir şey girdiği söylenemezdi.

Sonunda uzandığı yatakta uyuyakalırken "Amına koyayım böyle hayatın," deyip arkasına yaslandı Jisung. "Bu çocuk böyle nasıl olacak?"

"Yarın yine ayağa kalkacak," dedi Hyunjin. Seungmin'i tanıyordu, bir şeye üzülürsen bir gün sadece tüm acısını yaşar ve ertesi gün kalkıp normal hayatına devam eder, o hayatın meşguliyeti içinde de acısını unuturdu.

"Bugün o yüzden salın onu. Ağlayacak mı ağlasın, uyuyacak mı, uyusun. Sabah yine kalkıp devam etmesi gereken bir hayatı var o da bunun farkında. Kendini tüm dünyaya kapatıp acı çekmekle geçmez, kendine yazık eder."

Sonra dediği şeyi fark ederek güldü. Jisung ve Felix ona garip garip bakıyordu. "Pardon, bunu size söylememeliydim. Jisung ilk sene platonik olduğu hocası ikinci sene onu barda yakalayıp, kendisine sinir olduğu için üç ay depresyona girmişti."

"Kardeşim açma eski defterleri," dedi Jisung. Kenardaki kolasını yudumladı. "Lee Minho defterini kapattık bitti. Şerefsiz herif ya bak yine sinirim bozuldu, geçen gelmiş diyor ki fizik bölümü gibi quiz yapayım mı size ağlayın biraz."

awaken, seungchan ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin