Seungmin, Felix ile beraber eve gelmiş uzun bir duş aldıktan sonra üzerini değiştirerek salondaki koltuğa uzanmıştı. Dünün hasarını atlatamadan bugünkü sınav tır gibi geçmişti üstünden.
Fizik bölümü okuyordu, bundan pişman değildi ama bazen öyle bir an geliyordu ki çöküp ağlayası var oluyordu.
Uzandığı yerden kısa şortu, ayağında terlikleri evde pıtı pıtı dolaşıp dağıttıkları yerleri toplayan Felix'i izlerken kendini tutamadan güldü arkadaşının şirinliğine. Çok geçmemiş tam da beş dakika sonra çalan kapı ile Felix "Bittik biz," derken kapıyı açmaya gitmişti.
Hyunjin gece Seungmin'e ulaşamayınca fazlasıyla sinirlenmişti, haliyle hem kendisi de sarhoş olduğu için onu da bırakıp gidememiş Jisung'u göndermişti fakat Seungmin'den haber alamamak ve bir anda sabah gördükleri mesaj onları şoka sokmuştu.
Seungmin'in şu anda fazlasıyla hassas olduğunu bildiği için kapıyı açtığı gibi "Hyun'um!" diyerek hızla Hyunjin'in boynuna sardı kollarını. "Sınavın nasıl geçti? Gerçi her türlü yapmışsındır, zeki kahramanım benim!"
"Felix," deyip Hyunjin'e tek eliyle onun belini sarmış, onların diyalogunu ise Jisung bölmüştü. İkisini iterek içeri geçti. "Aşık mısınız nesiniz bir siktirin gidin ya, içeri girelim. Çekilin lan!"
"Sus be salak." Felix ona dil çıkarmış, Hyunjin ise göz devirmiş ardından da kapıyı kapatıp Felix'i belinden destekleyerek içeri girmişti.
Felix kafasını çevirip ona baktı. "Çok üstüne gitme olur mu? İkimiz de sarhoştuk ve o ilk defa içti, zaten kendine sinirli, okulda da berbattı. Hım? Söz ver bana. Çok kızmayacaksın."
Hyunjin'in yanaklarını tutmuş konuşurken ona dayanamayan Hyunjin oflayıp "Tamam," demiş ve ardından da yanağını sevinçle öpen Felix ile beraber salona girmişti.
"Sonunda yüzünü görebildik kaçak," deyip Seungmin'in yanına oturduğu zaman Seungmin "Hyunjin ya," deyip kollarını ona sardı ve üstüne uzandı.
"Kafamı kesmek istiyorum, çok kötüyüm! Ben nasıl böyle bir şey yaptım? Kendimi kaybettim resmen, berbat hissediyorum."
"Sakin ol bebeğim."
Hyunjin böyleydi işte, onları üzgün görünce tüm siniri uçup gidiyordu.
Seungmin'in saçlarını okşayıp onu iyi etmeye çalışırken "Sabah Chan hoca ile konuştunuz mu?" demişti durumu toparlamak adına.
Dördü salonda oturmuş, gecenin kalanlarını konuşuyorlardı şimdi.
Seungmin kafasını salladı. "Öyle çok konuşmadık, ikimizde kestirip attık zaten. O da sarhoşmuş, hatalıyız dedik özür diledik. Kendimi nasıl evden dışarı attım bilmiyorum, bir de sabah girdiğim sınavda da o gözetmenlik yaptı. Görünce kaldım mal gibi."
"Yuh, olaya gel. Eee?"
Felix, Jisung'un dizine vurdu. "Ya sen nasıl bir inansın acaba Ji? Arkadaşımız diyoruz arkadaşımız sevişti!"
Jisung omuz silkti. "Derslerimi etkilemedikçe ben sevinirdim, Bang Christopher lan o boru mu! Hayatımın ilk sevişmesini mükemmel bir adamla geçirmişim, üf!"
"Jisung, yemin ederim bir daha hiçbir maket ödevinde yardım etmem!"
Seungmin'den gelen bağırışla ağzına hayali bir fermuar çekti. "Sustum. Götünü yerim senin, devam et."
"Tamam endişelenme," dedi Hyunjin. "Eğer bu durumu piçlik yapıp sana karşı kullansaydı kötü olurdu. Aksine özür dileyip kendisinin de hatalı olduğunu kabul etmiş ve bugün dersini etkileyecek bir şey de yapmamış. Sadece yediğin haltları unutman gerek."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
awaken, seungchan ✓
Fiksi Penggemardünya'nın en genç profesörlerinden biri olan bang chan'ın uğraşması gereken fazlasıyla zeki bir öğrencisi vardı.