1.6

9.9K 1.1K 875
                                        

İkisi de her şeyin farkında olan bireyler teşekkürler

***

Tüm fakülte Chan diye ağlarken herkes çarşamba günü fazlasıyla gergindi. Bugün olacak quizin fazlasıyla zorlu olacağına hepsi emindi ama bir şey de diyemiyorlardı.

Seungmin neredeyse gece yarısına kadar çalışmış sabah erkenden kalkıp kendini hızlı bir duşa atmıştı. Bu quizin iyi geçmesini istiyordu, başlarda çok yüksek bir moralle çalışmış, bazen Chan'ın ona konu anlattığı anlar gelirken gözleri dolmuş ardında ağlamamak için direnip çalışmaya devam etmişti.

Evdeki herkes uyuyordu, hızlı hareketlerle giyinip notlarını ve tabletini çantasına koyarken Chan'ı tam karşısında göreceği için heyecanlıydı. Dün fakültede dersi yoktu, sadece birkaç dakika eşyalarını toparlarken görmüş ve geri kaybetmişti.

Üzerine bir sweat ve şort geçirip evden çıkarken saati kontrol ederek sokakta yürüyordu, Hyunjin'in çıktın mı adlı mesajına cevap vermek üzereydi ki aniden bir anda önüne çıkan kişi ile ikisinin de elinde olan telefonları yere düşmüştü.

Ona çarpan çocuk kısık sesle özür dilerken kapüşonu yüzünü kapatmıştı ama Seungmin kendisi ile yaşıt olduğuna emindi.

"Asıl ben özür dilerim," deyip telefonunu olunca çocuk son kez başını sallayıp hala açık olan konuşmasına dönmüş ve "Chan!" demişti gülerek.

Chan ismini duyduğu gibi Seungmin duraklarken kendisine bir o kadar tanıdık gelen bedenin arkasından kaşlarını çatmış, çocuk da konuşa konuşa köşede gözden kaybolmuştu. "Telefonum düştü ondan cevap veremedim. Ayrıca şu anda Norveç'te olsaydım ağzını yüzünü ısırırdım eşek herif, çok özledim seni!..."

Sesler gittikçe kaybolurken Seungmin elini ensesine attı. Bu da neydi böyle? Çocuğun vücudunun çok tanıdık olmasına mı yoksa konuştuğu kişinin Chan olmasına mı şaşırmıştı? Onu şaşırtan neydi?

"Kendine gel," deyip telefonuna baktı. "Dünyada bir sürü Chan var."

Quize geç kalmamak için duraklamayı kesip otobüs durağına doğru ilerlemeye başladı, az önceki normal olay ona neden garip gelmişti bilmiyordu ama bunu üstelememeye karar vermişti.

Otobüsten indiği gibi kampüse koşarken hızla merdivenlere yönelmiş, Chan'dan önce nefes nefese kendini sınıfa atmıştı. Ön sıralardan birine direkt otururken Jeno "Çok gerginim lan," diye bağırıp ayaklandı.

"Ulan Yunho iti, gel lan buraya. Döveceğim oğlum seni."

Merdiven kısmına geçmiş aşağı inmeye başlamıştı, Jaemin anında atılıp kolundan tutarken sınıfa giren Chan olası bir kavgayı önlemişti. "Evet," deyip gergin bir nefes verdi kürsüye geçerken. "Bir sorun mu vardı?"

"Yok hocam," dedi Jae. Jeno'yu yerine oturttu. "Sizi bekliyorduk."

Seungmin, dünden sonra onu görmenin mutluluğu ile yüzünü incelerken Chan ile saniyelik olarak göz göze gelmişler, hafifçe tebessüm ederken Chan da aynısını ona verip kağıtları elinde toplamıştı.

"Bir buçuk saatiniz var." deyip kağıtları dağıttı. "On soru." Sınıfa baktı. "Eğer öğrenci olduğunuzun bilincinde iseniz geçerli not alabilirsiniz, ha ben öğrenci değilim işim gücüm serserilik yapıp olay çıkartmak diyorsanız da o sırada bir buçuk saat boyunca sadece oturursunuz."

Konuşması kesinlikle ürkütüyordu. Sınıftan biri kısık sesle "Sıçtık," diye mırıldanmıştı. "Eşek gibi çalışan geçer demiyor, geçerli bir not alabilir diyor durumun farkında mısınız?"

awaken, seungchan ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin