2.4

8.7K 963 1.1K
                                        

biraz garip bir bölüm oldu

Her neyse, jeongbin>

***

Changbin, ağlayarak onu arayan Jeongin'i aldığı gibi hastaneye geçerken motoru park etmiş, neredeyse koşar adımlarla hastanenin üst katına çıkarak ameliyathanenin bulunduğu bölüme gelmişlerdi.

"Abi!"

Jeongin koşarak Chan'a sarılıp daha sesli ağlamaya başlarken Felix dolu gözlerle izliyor, Seungmin ise yanında durduğu ve ağlayan Jisung'u teselli etmeye çalışıyordu.

"Şşş, şşş, Ji sakin ol bak krize gireceksin."

Arkadaşını tek dizine çektiği gibi saçlarını okşamaya başlarken "Yalancı," demişti dikkatini başka yere çekmek için. "Bir de bize unuttum diyordun, ameliyat bitsin gidip ben diyeceğim Minho hocaya Jisung size aşık diye."

"Seungmin..." dedi zorlukla Jisung. "Ya çıkmazsa, ya kötü bir şey olursa? Seungmin olmasın, Seungmin lütfen."

"Olmayacak," dedi Seungmin emin bir sesle. Jisung'un yanaklarını tutup kendine bakmasını sağladı. "Bir şey olmayacak tamam mı, hatta Minho hyung iyileşince seninle dalga geçeceğim. Sıkma kendini bebeğim, sıkma hadi kendine zarar veriyorsun."

Panik atak geçirebilirdi her an, Seungmin bu yüzden elinden gelen tüm her şeyi ile arkadaşını olabilecek en sakin seviyede tutmaya çalışırken saçlarını okşamaya başlamış ve ileride kardeşini teselli etmeye çalışan sevgilisine bakmıştı.

Chan ile göz göze geldikleri anda birbirlerine minik bir moral gülümsemesi vermişler, bu bakışmaları ameliyathanenin kapısının açılması ile son bulmuştu. Herkes doktorun etrafına toplanırken "Nasıl durumu?" diye soran kişi Changbin'di.

"Hastamızın durumu şu anlık iyi. Hayati tehlike sağlayacak yaraların hepsini olabilecek en iyi duruma getirip sterilize etmeye çalıştık. Fakat sol koluna alçı takacağız birazdan, kırılmış."

Jeongin atıldı. "Görebilecek miyiz peki?"

"Bugün için mümkün değil ama yarın uyanır, normal odaya alacağız. Yarın çok kalabalık olmamak şartıyla görebilirsiniz." Doktor minik bir gülümseme bıraktı. "İyi günler."

"Tanrım!"

Jeongin büyük bir sevinçle Changbin'in üstüne atlarken Jisung da çığlık atarak Hyunjin ve Felix'e sarılmış, Seungmin ise ilerleyerek Chan'ın kolları arasına girmişti. Sımsıkı bir şekilde ona sarılıp "İyi ol artık," deyip dudaklarını boynuna bastırdı.

"Atlattı, o iyi."

Chan rahat bir nefes vererek güldü. "Gerçekten atlattı."

Minho'yu kaybetme düşüncesi kalbini o kadar kötü sıkıştırmıştı ki sanki hayattan kopuyormuş gibi hissetmişti bu haberi alana kadar. Doktorun ağzından çıkan her bir kelime onun yüreğini rahatlatırken Seungmin'in de sarılması ile iyi olduğunu hissetmişti.

Ölüm gibi geçen dört saat sonunda bittiğinde herkes rahattı. Minho'nun alındığı normal odanın önünde otururlarken Seungmin, göğsüne yatan Chan'ın saçlarını okşuyordu.

"Jisung'un unuttuğuna emin miyiz?" dedi Chan merakla. "Jeongin kadar ağladığına yemin edebilirim."

Unutmamış, kandırmıştı.

Seungmin bu soru ile gözlerini kısıp ileride Felix'in dizinde yatan arkadaşına kısa bir bakış atmış "Yalancı," diye mırıldanmıştı. Chan bununla beraber gülerken sabaha doğru okul olduğu için Changbin ile ikisi zorlukla çocukları okula göndermeye çalışmış, Jisung kalmak için ısrar etmiş, ısrarı başarı ile sonuçlanmıştı.

awaken, seungchan ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin