"Jisung Minho hoca gelmiş."
Felix'in ağzından çıkan cümleler ayna karşısında makyajını yapan Jisung'a ulaştığında Jisung "Gönder, yürüsün gitsin," demiş, Hyunjin duyduğu cevapla beraber kapıyı açmıştı. "Gel hyung."
Arkadaşı asla akıllanmıyordu.
"Biz çıkıyoruz!" diye bağırdı Felix, Hyunjin'in elini tutup evden çıkmış, kapıyı kapatmıştı. Jisung "Bay!" diye bağırdığı zaman aynada gördüğü el aniden beline sarıldı ve onu kenara çekerek dudaklarını yanağına bastırdı. Minho başı boynunda iken konuştu. "Senin bana hiç acıman yok mu geri gönderiyorsun?"
Jisung açtığı ruju kenara bıraktı. "Alçın çıkalı birkaç ay oldu, dedik araba sürmez, motor sürmeye başladın adam, beni çıldırtıyorsun!"
Minho bununla beraber kıkırdamış "Götüm rahat durmuyor," demişti. Jisung ona iç çekip başını salladı. "Çok yakışıklı olmuşsun zaten, benim mezuniyetim mi senin mezuniyetin mi?"
"Sevgilimin mezuniyeti."
Jisung sustu. "Tamam, bu güzel cevaptı, ikna oldum."
Minho'yu kendine çekip ruj sürmediği için rahatlıkla dudaklarına yapışmış, Minho direkt sevgilisine ayak uydurarak dudaklarını aralamıştı. Gittikçe derinleşen öpüşmeleri Minho'nun elinin Jisung'un kalçalarına kayması ile aniden bitmişti.
Jisung hızla onu itti. "Partiye yetişmem lazım, dikkatimi dağıtma."
Minho sırıtarak masaya yaslandı ve kollarını göğsünde birleştirdi. "Bu gece bende kal, seninle uyumayı özledim."
Jisung güldü. "Kabul edildi."
Aynaya bakıp rujunu sürmüş, aynadan göz göze geldikleri Minho'ya öpücük atıp onu da güldürdükten sonra zaten hazır olduğu için elini tutmuştu. Kapıya çıktıklarında gördüğü araba gülmesini sağladı.
"Motorla geleceğim deyip beni sinirlendirdin."
Minho anahtarı ona fırlattı. "Sinirlenince çok seksi oluyorsun, zevk meselesi."
Gülerek yan koltuğa binmiş, Jisung da sırıtıp şoför koltuğuna yerleşmişti. Arabayı üniversiteye sürmeye başladığında Jeongin duyduğu kapı sesi ile adeta çığlık atmıştı. "Changbin geldi! Changbin geldi! Changbin!"
Kapıyı açıp hızla sevgilisinin kucağına atladığında Changbin gülerek onu tuttu. Chan "Sabır ya," deyip mutfaktan salona geçerken onlara bakmış, iç çekmişti. "Gözümün önünde öpüşmeyin!"
Changbin bağırdı. "Seungmin'in abisi olsa görürüm seni!"
Chan bununla beraber dudaklarını büzdü. "Babası beni geriyor, susar mısın? Hassas konu lütfen."
Changbin de kıkırdayıp Jeongin'i kucağından indirmiş, Jeongin hazırlanmak için odasına koşarken o da arkadaşının yanına geçmişti.
Gülerek yanına oturdu. "Oğlum Jeongin'in dediğine göre sevmiş ailesi seni sen niye geriliyorsun?"
"Sen anlamazsın. Sus."
"İyice Seungmin'e benzedin he, sus, sus, sus. Döverim seni."
"Sevgilime benzeyeceğim tabii kime benzeyeceğim."
Chan lafını söyleyip kahvesini Changbin'e vermiş, odaya geçip tişörtünü çıkararak ceketini giymişti üzerine. Seungmin'in ona aldığı kolyeyi ve küpeleri de takarak saatini de bileğine eklediğinde hazırdı.
Jeongin ona da az biraz makyaj yapmış üçü evden çıkmıştı. Changbin de takım elbiseler yüzünden motora binemeyecekleri için arabasını getirmişti. Chan, Seungmin'in attığı konuma sürmeye başladı.
![](https://img.wattpad.com/cover/301460003-288-k670419.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
awaken, seungchan ✓
Fanfictiondünya'nın en genç profesörlerinden biri olan bang chan'ın uğraşması gereken fazlasıyla zeki bir öğrencisi vardı.