HELLO
ANYONGHASEYO
***
Dışarıdaki hayat bir şekilde akarken laboratuvarın ışıkları kısık, arkada kocaman bir cam duvar ve onun önündeki koltukta uyuyordu Chan ve Seungmin.
İlk yattıkları durumu değiştirmeden sabahın dördünde alarmla gözlerini açarlarken ilk uyanan Chan'dı. Elini uzatıp masanın üstündeki telefondaki alarmı kapatmış ve gözlerini aralayan Seungmin'e bakmıştı.
"Sen mi kurdun alarmı?"
Seungmin kafasını sallayıp gözlerini ovuşturdu. "Erkenden uyudun bu yüzden fırsatı bulmuşken uyandırmadım, yaklaşık altı saattir de uyuyorsun. İdeal uyuma süresi, sanırım başardın?"
Hey, bu fazlası ile inceydi.
Chan duyduğu cümle ile kaşlarını kaldırırken hem altı saat uyuduğu için kendine şaşırıyor hem de ikisini uyandırma hakkı varken Seungmin'in gitmeyip üstüne üstlük sabah bu pozisyonda birilerine yakalanmamaları için alarm kurması fazlasıyla ince bir davranıştı.
Kendini bir anda karşısındaki çocuğa tav olmuş vaziyette bulurken gülümsedi ve ayağa kalktı. "Teşekkür ederim," dedi minnettar bir vaziyette.
"Rica ederim, bir şey yapmadım." Seungmin bilgisayarını çantasına attı. "Gidelim mi? Birkaç saate okul var."
Chan kafasını salladı. "Olur."
O da ilerleyip koltuğun üzerindeki çantasını alıp omuzuna asmış ardından da Seungmin'in yanına gelmesini beklemişti. Yanına gelmesi ile beraber de laboratuvarı tamamen karanlığa hapsetmiş ve ikisi hizmetliler dışında tamamen boş alan binanın içinde yürümeye başlamıştı.
"O çocuk kimdi?" dedi hala aklına takılmaya devam eden şeyle.
Seungmin ona baktı. "Kim? Yanıma gelen mi? Yunho, kimyacı o."
"Ne diyordu peki?"
Küçük olan güldü. "Sorguya mı çekiliyorum?"
"Merak."
Binadan çıktıklarında sabahın serinliği ile Seungmin beklemediği bir şekilde titremişti, Chan elindeki deri ceketi "Dön bana," diyerek ona giydirdi. Ardından da fermuarı çekip ilerideki arabasının kilidini açmış adımlarını hızlandırmıştı.
Çantalarını arka koltuğa bırakırlarken Seungmin uyanmak için hala gözlerini açıp kapatıyordu. Chan araba kullanacağı gerçeği ile kenardaki suyu almış ve onun tarafına geçip kapısı açık olduğu için Seungmin'e uzatmıştı.
"Elime döker misin?" dedi sorarak. "Araba kullanacağım, iyice ayılmam lazım."
Soğuk su her zaman iyi gelir, farkındalık sağlardı. Seungmin "Bir saniye," diyerek ayaklarını dışa vererek ona dönmüş ardından da şişenin kapağını açıp Chan'ın avuçlarına dökmüştü.
Chan yüzüne suyu çarparken o da cebinden çıkardığı mendille yüzüne bakan adamın çenesini kurulamış ve alnına yapışan saçlarını geri atmıştı." Daha iyi misin?" diye merakla sorarken Chan kafasını salladı.
Su iyi gelmişti. "İyiyim," deyip kapıyı kapattıktan sonra kendi tarafına geçip arabayı çalıştırdı ve son kez başını sallayıp iyi olduğuna emin olarak yola koyuldu.
Navigasyonda kayıtlı olan adresi açıp Seungmin'in evine sürerken Seungmin ona dönüp uyumaya devam etmişti tekrardan. Chan iyiyse güvenle gözlerini kapatabilirsin öyleyse.
Burnunu deri ceketin içine gömüp beğendiği koku ile uykuya dalarken Chan onun haline gülüp biraz daha yavaşlamıştı. Yine de güvenle Seungmin'i evine getirirken "Seungmin," dedi uyandırmak için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
awaken, seungchan ✓
Fanfictiondünya'nın en genç profesörlerinden biri olan bang chan'ın uğraşması gereken fazlasıyla zeki bir öğrencisi vardı.