14:Manjiro no Heya

334 46 18
                                    

Konu Mikey'nin evine hatta yatak odasına girmek olunca iyi bir plan yapmaları gerekirdi ama Chifuyu ile Takemichi en ufak bir ayrıntının bile üzerinde durmadan paldır küldür çocuğun evine gitmeye karar verdiler. Sürprizlere açık bir operasyon olduğundan plan yapmayı gereksiz bulmuşlardı.

Biraz zor olmuştu ama Takemichi müdüründen izin alabilmişti ve Chifuyu da Hanami akşamından sonra Baji onun yanındaki işinden istifa edince, dükkanı boş bırakamayacağından erken kapatmıştı. Şimdi Sanolar'ın bahçesinde, gür yapraklı bir ağacın dalında oturmuş, yakalanmamak için dua ederek bekliyorlardı.

Saat öğleden sonra bire yaklaşırken Mikey uyandı, yatağında kendi kendine tepişerek telefonunu eline aldı. Mesajlarına cevap verip, Instagram'da birkaç gönderi beğendikten sonra yavaş yavaş yatağından çıktı. 

Bunlar sabahları hemen hemen herkesin yaptığı şeylerdi ama Chifuyu ister istemez Mikey'nin bu kadar ağır kanlı olmasına sinir olmuştu. O anki duygularıyla iyice yükselip, çığlık atmamak için hırsından elini ısırdı. Takemichi de ona hafifçe vurarak sessizce uyardı. "Sakin ol!" 

Onlar sabır savaşı vererek beklerlerken Mikey odasından çıktı, kısa sürede banyonun ışığının yandığını fark ettiler ama çocuğun sadece tuvalet ihtiyacını gidereceğini düşünerek henüz harekete geçmediler. Öyle de oldu. Mikey beş dakika içinde geri döndü, tekrar mesajlarına cevap verdi, çekmecesinden bornozunu alarak banyoya döndü.

Bununla birlikte Chifuyu ile Takemichi ağaçtan indiler, önce banyo penceresinin altından su sesini dinlediler sonra da Mikey'nin odasının camını incecik bir kart vasıtasıyla açtılar ve hemen içeri girdiler.

Girdikleri gibi ellerindeki cihazı Mikey'nin bilgisayarına taktılar ve Chifuyu kronometreyi başlattı. Bu andan itibaren on beş dakikaları vardı. Tabii Mikey'nin duştan erken çıkacağı tutarsa ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Sadece bunun olmamasını dilediler o kadar.

Hiç zaman kaybetmeden Takemichi, Mikey'nin telefonunu karıştırmaya başladı ve ilginç bulduğu şeylerin fotoğrafını kendi telefonundan çekti. Chifuyu ise Takemichi'den daha düzenli olduğu için kağıtları, dosyaları inceliyordu.

"Dedikodu yapabilir miyim?" Takemichi her ne kadar fısıldamış olsa da sesi heyecanlı geliyordu. Chifuyu onaylarcasına bir ses -mırıltı- çıkarınca devam etti. "Şu bizim Senju'dan mesaj geldi ve Mikey, Senju'yu nasıl kaydetmiş, biliyor musun? Senju💕 diye. Yanında büyük kalpli küçük kalpli emoji var. Gelen mesaj da şu: Bebeğim, baksana ne buldum." 

İster istemez kıkırdadılar ama Chifuyu hemen ciddileşti. "Burada Mikey'nin özel hayatını ifşa etmek için belge aramıyoruz, Assassins hakkında ya da Kazutora-kun hakkında bir şey bulmamız gerekiyor. Geçmişe gitmeden önce gerekli tüm bilgileri edindiğimizden emin olmalıyız."

Suyun sesi kesilince Chifuyu "Siktir!" diye fısıldadı, kronometreye baktı. "daha yedi dakikaya ihtiyacımız var." Takemichi'yi pencereye doğru itekledi. "Sen git. Ben yatağın altına saklanıp uygun vakitte evden çıkacağım. Elbet yemek yemek için odadan çıkması gerekecek. O arada ben de tüyerim buradan. Git hadi!" 

İtiraz için vakti olmadığından Takemichi çıktı, Chifuyu da onun arkasından pencereyi kapattığı gibi yatağın altına girdi. Sadece on saniye daha oyalanmış olsa, Mikey'ye yakalanacağı kesindi çünkü daha nefesini düzene sokamadan Mikey odasına girdi.

Chifuyu ses çıkarmamak için elini güçlüce ağzına bastırdı. Bu sırada midesi guruldayacak olursa fena halde kendini ele verirdi. Bu kadar risk almışken böylesine bir sorun çıksın istemezdi.

Mikey ise hiçbir şeyden şüphelenmeden yatağına oturdu, yeni mesajlarına cevap verdi ve bir telefon görüşmesi yaptı. "Efendim, ağabey?.. İyiyim, yarım saat önce uyandım... Hayır, bir daha bayılmadım... İyiyim, ben. Beni merak etme. İşine bak sen... İyiyim dediiim... Ken-chin'e bir şey söyleme, tamam mı?.. Tahlillerim mi? Of! Gelirken sen alıver." 

Telefonu kapattıktan sonra Chifuyu, Mikey'nin artık giyinip çıkmasını bekledi ama o bir telefon görüşmesi daha yaptı. "Ne yapıyorsun?.. İyi, iyi! Güzel!.. Ben de seni özledim... Gelemem şu an yanına, bebeğim. Biraz halsizim... Senju, bak ne diyeceğim. Sana bahsettiğim şeyi araştırdın mı? Kağıttaki silik yazıdan bahsediyorum. Bilmem ne sıvısı yazan... Anladım... Artık acelesi var. Onun ne olduğunu bulabilir misin?.. Ben- hayatım, bak sakın ortalığı ayağa kaldırma ama ben galiba enfekteyim. Hangi ara iğnelendiğimi bilmiyorum ama durumum iyi değil. Başıma bir şey gelmeden o Assassins piçlerinden kurtulmalıyım yoksa kimseyi rahat bırakmayacaklar. Bu arada, ağabeyin nasıl oldu?.. Sanzu... O da mı aynı?.. Hay, sikeyim ya!.. Neyse, sonra konuşuruz. Seni seviyorum!" 

Chifuyu böyle bir konuşmaya kulak misafiri olduğu için kendini çok şanslı hissediyordu. Öte yandan Mikey'nin enfekte olmuş olabileceğini öğrendiği için çok gerilmişti. Elini çabuk tutmak istiyordu ama daha bu yatak odasından bile çıkamıyordu. 

Mikey iç çamaşırını giydikten sonra burnunda bir akıntı hissetti ve kolunu götürdüğünde bornozuna kan bulaştı. Chifuyu ise bunu Mikey yemek yemek için odasından çıktığında fark etti. Kan bulaşmış bornoz sandalyenin üzerinde duruyordu. Alelacele fotoğrafını çekerek evden hızlıca ayrıldı. 

Eve ulaşana kadar ikisi de tek kelime dahi etmediler ve eve adım attıkları anda tüm delilleri ortaya çıkardılar. Takemichi çektiği fotoğraflardaki yazıları sessizce okurken, Chifuyu da şahit olduğu telefon görüşmelerinden bahsetti ve kanlı bornozu gösterdi. "Eğer durumu söylediği gibiyse, bir ay sonra Mikey aramızda olmayabilir. Aynı şekilde Beşinci Bölük kaptan yardımcısı Sanzu da anladığım kadarıyla iyi değil."

"Bir ay fazla bile olabilir." diyerek fikir belirtti Takemichi ve çektiği resimlerden bir yazı okudu. "Tokyo Manji Çetesi Birinci Bölük kaptan yardımcısı Kazutora Hanemiya'yı öldüren -burada yazı silinmiş- sıvısının çift doz halinde Tokyo Manji Çetesi lideri Manjiro Sano'ya enjekte edilmesine karar verilmiştir." İç geçirdi. "Eğer çift doz aldıysa ölümü daha hızlı olacaktır. Ne yapacağız?" 

"Tek çare geçmişe gitmek." Chifuyu hızlı hızlı başını salladı. "Mevzu sadece Kazutora-kun'u kurtarmaktan öteye geçti artık. Şu an Mikey'nin bedeninde nasıl bir sıvı dolaşıyor bilmiyoruz ama geçmişe gidip ya bunu öğreniriz ya da Assassins çetesini başımıza bela olmadan ezeriz. Assassins hakkında Kazushi ne demişti?"

"Assassins çetesi tek çocuk olan üç kişi tarafından kurulmuş. Gensai, Kugyo ve Endo. Gerçek isimleri değil bunlar. Kendilerine takma ad olarak tarihteki üç suikastçının ismini ya da soyadını seçmişler. Çetede üç bölük var ve onlar da Gensai, Kugyo ve Endo bölükleri. Bu kişiler özel olarak idare ediyorlar bölüklerini ama toplu haldeki isimleri Assassins. Yani, geçmişe gidip bu elemanların çete kurmasına engel olmalıyım." 

Chifuyu yüzünü ekşiterek baktı. "Adamların gerçek isimlerini bile bilmiyorsun. Nasıl onları bulup, çete kurmalarına engel olacaksın o halde?" Bir an düşünmek için durdu. "Aslında bulabilirsin. Sonuçta Mikey'nin asıl ismi Manjiro Sano ve Draken de Ken Ryuguji. Yine de herkes onları takma adlarından tanıyor." Elini uzattı. "Yapalım bu işi!" 

"Dur, dur!" Takemichi, Chifuyu ile el sıkışmadan bir hatırlatma yaptı. "Hangi zamana gideceğimi bilmiyorum. Sanırım zaman, tetikleyicinin arzularına göre belirleniyor. Baji-kun ile geçmişte bir şansın olmazsa ne olacak? Başarılı bir şekilde geri dönersem, Kazutora-kun ile sevgili kalacak. Bunu istediğine emin misin?" 

"Baji-san daha fazla üzülmeyecekse, Mikey ile Sanzu'nun ve Kazutora-kun'un hayatı kurtulacaksa evet. Baji-san'ın sevgisini içime gömebilirim." 

Tora no Fuyu 卍 Bajifuyu + BajitoraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin