13:Fuyu to Michi no Keikaku

368 41 62
                                    

Sessizlik. Chifuyu bunun fırtına öncesi sessizlik mi yoksa Baji'nin şok mu geçiriyor olduğundan emin değildi. Artık o masadan kolayca kalkamayacağını biliyordu. Onun ya da karşısındaki esmer çocuğun bir şey söylemesi gerekiyordu.

"Ba-" Sarışın çocuk bir şey söylemek istemişti ama Baji'nin burnundan şırıltılı ve yüksek bir nefes sesi gelince susmak zorunda hissetti ve konuşması için başını öne eğerek ona öncelik verdi.

"Normalde durumumu bilen başka birisi bana durduk yere böyle bir şey söylese abartım yok, onu evire çevire döverdim. Sadece sen Chifuyu olduğun için bir tık daha şanslısın. Bir daha bunun bahsini bile geçireyim deme!" Ayağa kalktı. "Bu gece bana vakit ayırdığın için sağ ol!" Baji'nin asabının bozulduğu her halinden belliydi. "Ben eve gidiyorum. Baybay!"

Baji'nin arkasından Chifuyu da yavaş yavaş evine döndü. Yaptığı şeyden pişmanlık duyuyordu ama yapmasa da pişman olacaktı. Dairesine girdiği gibi yıkılırcasına yatağına uzandı. Biraz üzgündü ama ağlamadan uyumayı başardı.

Sabah kapının kapanma sesine gözlerini açtı daha doğrusu açmaya çalıştı. Göz kapakları şişmişti ve ağırdı. Sanki uyumamış da gece gizli gizli dövüş kulübüne katılmıştı.

Gece boyunca uğramayıp, eve şimdi gelen Takemichi ise kapıyı tıklatarak arkadaşının odasına girdi. "Chifuyu, kapının önünde ayakkabılarını gördüm. Dükkana gitmeyecek misin? Saat dokuz olmuş." Şaşkınlıkla dudaklarını araladı. "Kimonoyla mı uyudun?"

"Günaydın, Takemichi!" Chifuyu yatağında oturdu ve etrafına boş boş baktı. "Her şeyin amına koyduğuma göre en yakın sürede geçmişte gitmek zorundayız. Sana yazdıktan sonra bir şey bulabildin mi?" Aklına bir şey gelince konuyu değiştirdi. "Ah, bu arada Hina ile gecen nasıldı?"

"Aslında anlatmaktan büyük keyif alırdım ama sen pek iyi görünmüyorsun. Senin gecen nasıl geçti? Baji-kun'la mıydın?"

Chifuyu, Baji ile yaptıkları şeylerden bahsetti. Parka gitmeleri, Kazutora'nın mezarını ziyaret etmeleri, lunaparka gitmeleri... Ne kadar eğlendiklerinden bahsetmeyi unutmadı.

"Ne güzel!" dedi Takemichi, yüzüne gülümseme yayılırken. Yatağın ucuna oturdu."Bayağı eğlenmişsiniz işte! Yani, kulağa öyle geliyor. Baji-kun eğlenmedi mi yoksa?"

"Sorunun sebebi Baji-san değil, benim." Chifuyu dudak büktü. "Aynalı çadırdan çıktıktan sonra çay içmek için bir köşeye oturduğumuzda ona, ona aşık olduğumu söyledim. Başkası olsa evire çevire dövermiş de ben ben olduğum için şanslıymışım. Böyle bir şey söyledikten sonra kalktı gitti."

"Bence sen yanlış bir şey yapmadın. Ona duygularından bahsetmişsin. Şimdilik olumsuz tepki vermiş olabilir ama sen yine de ona zehirli oku atmış oldun. Belki söylediklerin daha sonra kafasını karıştırır ve ilgisini çekmeye başlarsın. Kazutora-kun'u çok seviyor ve ona saygı duyuyor olabilir ama hayatı boyunca yas tutmayacak."

"Haklı olabilirsin ve Baji-san da haklı ama ne bileyim! Yine de kalbim kırıldı. Amacım Kazutora-kun'un yerini doldurmak değil. Bu hem ona hem de kendime saygısızlık olur. Ben o değilim, ben Chifuyu'yum."

Takemichi, Chifuyu'ya sarıldı. "Sen nazik, sevimli ve kafası karışık Chifuyu'sun. Tamam, dövdüğün adam sayısı biraz fazla olabilir ama içinde kötülük yok. Ayrıca kimonon da çok tatlı."

Chifuyu geri çekilip üzerindeki kimonoya baktı. "Alışverişe çıkacaktım da beni ektiğin günü hatırlıyor musun? O gün alışveriş merkezinde Hina'yla karşılaştım ve bunu birlikte aldık. Hina demişken, senin gecen nasıldı? Sabah geldiğine göre bayağı eğlenmiş olmalısınız. Tüm detayları ver."

Tora no Fuyu 卍 Bajifuyu + BajitoraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin