Tora no Fuyu 卍 Bajifuyu + Bajitora

23:Fuyu no Shitto

Sırf Takemichi'nin kendisini gazlaması yüzünden Chifuyu parti için hazırlanmaya başladı. Partide nasıl görüneceğini dert etmiyordu ve zaten onun hazırlığı psikolojik bir hazırlıktı. O gece hayalindeki erkek için savaşması gerekiyordu ve doğrusu biraz çekiniyordu. 

"Hepiniz hoş geldiniz!" diyerek karşıladı Ran Haitani, Toman üyelerini parti günü. Herkes lobide toplanmıştı ve saat beş buçuk olduğu için birazdan akşam yemeği için yemek salonuna dağılacaklardı. "Bu gece siz Toman üyelerini konuk edecek olmaktan mutluluk duyuyorum."

Ran formalite icabı yaptığı konuşmadan darlanınca durdu, onun yerine Rindou devam etti. "Geceyi otelde geçirmek isteyenler resepsiyondan oda kartlarını alabilirler. Akşam yemeği saat yedide başlıyor ve dokuza kadar devam ediyor. Saat dokuzda ise kulüpte müzik başlıyor. Astlar, üstlerin bölgeleri hariç otelin her yerinde takılabilirler ki zaten bu bölgelere özel kart ile giriş yapılıyor. Hepiniz hoş geldiniz ve iyi eğlenceler!" 

Astlar serbest bırakılırken Toman kurucuları, bölük kaptanları ve yardımcıları Ran ile Rindou'nun peşinden kendileri için ayrılan bölgeye gittiler. Chifuyu göz ucuyla Baji'yi görmüştü. Kolunu Kazutora'nın omzuna attığı gibi uzaklaşmıştı. 

"Hay sikeyim ya!" diye mırıldandı Chifuyu. "Üstlerin bu kadar çabuk ortadan kaybolacaklarını hiç düşünmemiştim." Takemichi'ye döndü. "Şimdi ne yapacağız? Kartla girilen bölgeye girmem gerekiyor ama öte yandan kendimi Haitaniler'e öldürtmemem de gerekiyor." 

Bir çaresini bulacaklarını umut ederken beyin fırtınası yaptılar ama akıllarına hiçbir şey gelmedi. Yemek yerken ve yemekten sonra da biraz düşündüler ama tam anlamıyla her planları kusurluydu. Saat dokuz buçuk gibi çaresizce lobideki dev koltuklara oturdular, Chifuyu hiç olmadığı kadar gergin görünüyordu. "Bir insan savaşmaya başlamadan nasıl o savaşı kaybeder?" 

"Aga, bir dur ya! Kafa patlatalım biraz daha. Belki işin içinden çıkmayı başarırız. Hemen pes etme!.. İçeri sızmamız mümkün değil yani onların bizi davet etmelerini beklemek zorundayız. Umarım üstlerden birisi benim ya da senin eksikliğini çeker de çağrılırız." Arkadaşına belli etmiyordu ama Takemichi'nin de pek umudu yoktu.

"TAKEMICHI!" Duydukları bir kızın, Senju, cırlama sesiydi. Heyecanla iki arkadaşa yaklaşarak Takemichi'nin koluna yapıştı. "Sen de mi buradaydın!" Çocuğu çekiştirdi. "Bizim locaya gelsene! Herkesin çenesi düştü ve muhabbet fena sarıyor. Gülmekten ölürsün." 

"Senju," Takemichi bir an için afallamıştı. "Sizin locanıza mı geleyim? Üstlerin bölgesine mi?" Eliyle Chifuyu'ya işaret etti "Gelemem. Chifuyu'yu yalnız bırakmak istemiyorum. Bir de üstler beni orada isterler mi ki?" 

"Saçmalama!" Senju'nun enerjisi çok yüksekti. "Toman rütbelileri seni seviyor." Göz ucuyla Chifuyu'ya baktı. "Chifuyu da gelsin. Yukarısı zaten dev gibi. Kimse sizden rahatsız olmaz." Gelin hadi. Chifuyu, sen de kaldır kıçını. Yukarı çıkıyoruz." 

Yukarı giderlerken Takemichi kafasını Chifuyu'ya çevirerek kocaman gülümsedi ve göz kırptı. Akabinde Senju'ya döndü. "Sen nasıl partiye geldin ve üst locaya çıktın? Toman'dan değilsin ki." Kıza takıldı. "Yoksa başka çetelerin ajanı olarak mı katıldın aramıza? Keşke daha az dikkat çeken bir ajan gönderselerdi." 

Senju kıkırdadı. "Ajan mı? Hayır, ajan değilim. Takeomi ağabeyim Haruchiyo ağabeyime sahip çıkayım diye gönderdi beni. Evet, kardeşler arasında ajan sayılırım." Senju'nun kullandığı kartla üstlerin bölgesine girdiler. "Şimdi hem ağabeyime yakın olmak için üst locadayım hem de kız olduğum için Haitaniler beni sarhoş erkeklerin arasına atmak istemediler. Astların partisinden bahsediyorum. Orası testosteron kokuyor."