17:Fuyu no Sentaku

350 45 23
                                    

Wild Ones ile ilgilenirken ve kölelik yaparken burayı salmışım, kusura bakmayın😊 İyi okumalar!💜
-----------------

"Gerçekten kendimi öldürmeme az kaldı." Chifuyu, Takemichi'nin yardımıyla internete koyacağı kedi evinin fotoğrafını çekerken dert yanıyordu. "Benim mutlu olmam yasak. Baji'nin üzüntülerini izlemek için lanetlenmişim. Önce Kazutora-kun, şimdi de Sanzu-kun."

"Bu gidişle Mikey'yi de kaybedeceğiz." Takemichi duygusal olarak Chifuyu'ya hiç yardımcı olmadığını fark etti. "Affedersin, kanka!.. Bakalım büyük Toman toplantısında neler konuşulacak! Kazushi, Mikey'nin büyük insanlarla irtibatta olduğunu söyledi."

"Büyük insanlar mı?" Chifuyu'nun ilgisini çekmişti bu konu. "Kimler gibi mesela? Aslında niye şaşırıyorsam! Mikey büyük bir lider. O yüzden diğer büyüklerle görüşmesi normal ama yine de merak ettim."

"Bence kesin Senju biliyordur ama geberir de bize bilgi vermez. Ayrıca bizden şüphelenebilir de. Durdur yere Mikey'nin yıldırımlarını üzerime çekmek istemiyorum." Takemichi iç geçirdi. "Neyse, toplantı gününde, neler olup bittiğini öğreniriz."

Büyük Toman toplantısı günü geldiğinde, Mikey'nin emriyle herkes ama herkes tapınakta bir araya geldi. Daha sıraya bile girmemişlerdi ki Mikey aralarından geçerek karşılarına çıktı. Draken kükredi "Lider konuşuyor! Kesin sesinizi!"

"Sağ ol, Ken-chin!" Mikey bakışlarını sus pus olan kalabalıkta gezdirdi, ağzından güçlü bir nefes aldı. "Aslında bu konuşmayı iki gün önce yapmak istedim ama Sanzu'nun anma gecesini mahvetmek hiç içimden gelmedi. Konumuz Assassins adlı aşağılık çete. Onlar hakkında dikkate değer bir bilgisi olup da bizimle paylaşmak isteyen var mı?"

Kalabalığa rağmen hiç bilgi çıkmadı ama Beşinci Bölük üyelerinden biri elini kaldırarak söz aldı." Liderim, daha yeni iki kayıp vermişken bu çeteyle kavga mı edeceğiz? Buna sahiden de hazır mıyız yoksa zorunlu olduğumuz için mi bunu yapmamız gerekiyor?"

"Zamanımız kısıtlı çünkü ben de ölüyorum." Mikey itirafta bulundu. "Assassins çetesi bize ve öğrendiğim kadarıyla başka çetelere de biyolojik silahını kullandı. Kazutora ve Sanzu'yu enfekte ederek öldürdüler. Şu an bazı kaptanlar ve yardımları enfekte durumda ama iyi haber şu ki benden başka semptom gösteren yok. Evet, durumum iyi değil ve sanıyorum ki zamanım az. Adamlar şimdilik yükselebilmek için çetelerin önde gelen isimlerine saldırıyorlar ama ilerleyen günlerde ne olacağı hiç belli olmaz. O nedenden kaynaklı bu dövüşte gönüllülük esas olacak. Dövüşmek istemeyenler geri çekilebilir, kimse sizi ihanetle itham edemez. Buna kaptanlarımız ve yardımcıları da dahil. Bunu kolay kolay söylemem ama ölmeye gidiyoruz." yüreklendirmek istercesine bağırdı. "Kimler benimle!"

Herkes büyük bir coşkuyla böğürüp, tribün taraftarı gibi davranırken, Mikey'nin yüzüne gururlu bir gülümseme yerleşti. Onları susturmak için ellerini kaldırması yetti. "Bunun kararını hemen almak zorunda değilsiniz. Ailenizi ve diğer sevdiğiniz insanları geride bırakmak istemezseniz bunu anlayışla karşılıyoruz. Önümüzdeki salı günü gerçekleşecek bu dövüşten sonra Toman diye bir çete olmayacak ama aynı şekilde Assassins de tarih olacak!"

卍 卍 卍

"Mikey'yi daha önce hiç böyle görmemiştim." Baji yanağını Chifuyu'nun yanağına yaslamış, sevgilisinin ellerini avuçlarımın arasına almıştı. "Kötü bir şey olsa bile bunu kabullenmezdi. Şimdi, daha ölmeden hepimizi mezara koydu."

"Bu dövüşten sonra ne olacak? Meydandaki herkes enfekte olabilir. Sırayla sinek gibi ölecek miyiz? Mikey'nin ben ölüyorsam o pislikler de benimle ölecekler politikasını anlıyorum... Ama ne bileyim! Sanırım dövüş yüzünden huzursuzum."

"Bilmiyorum, Chifuyu." Baji'nin üzerinde bir gerginlik vardı ama Chifuyu bunun öfkeden mi yoksa korkudan mı kaynaklandığını anlayamadı. "Yarın devler toplantısı gibi bir şey var. Kanto'nun önemli isimleriyle görüşeceğiz. Mikey muhtemelen Toman'ı birine devredecek. Takeomi-kun ya da Wakasa-kun olabilir. Ağabeyinin arkadaşlarından birine işte. Öte yandan Shinichiro-kun da sahalara geri dönebilir. Gerçekten neler olacağını hiç bilmiyorum." 

Chifuyu toplantıyı öğrendikten sonra toplantıda konuşulanları daha sonra Baji'den duyar sanmıştı, kendini Mikey'nin restoranının toplantı odasında bulduğunda az daha aklını başından gidecekti. Birinci Bölük kaptan yardımcısı olarak davet edilmişti. 

"Teşrif eden veya buraya temsilcisini gönderen herkese teşekkür ederim." Mikey toplantıya çok sakin başladı. Yorgun görünüyordu ve konuşurken derin nefes alıyor olması dikkat çekiyordu. "Toplantıyı kısa tutmak istiyorum. Salı günü lideri olduğum Tokyo Manji çetesi Assassins çetesini enkaza çevirecek. Bunun karşılığında bizden geriye hiçbir şey kalmayacak. Shibuya'nın güvenli ellerde olmasını istiyorum." 

"Bu bir işbirliği teklifi mi yoksa Toman için açık artırma mı?" Rindou Haitani'nin kafası karışmış görünüyordu. "Bana kalırsa hepsine işkence edip, panzehir için analarını ağlatalım. Hala hayatta kalanlar ve enfekteler için en iyisi bu." 

"Haklı." Wakasa bayık bakışlarıyla Rindou'yu süzdükten sonra Mikey'ye döndü. "Toman'ı Assassins'i yok etmek için kullanmak hiçbir şeye yaramayacaktır. Onların her türlü küllerinden doğma ve başka isimlerle karşımıza çıkma ihtimalleri var. O vakit sağlıklı olanlar için sorun çıkaracaklardır. Onları yok etmek için değil, panzehir için savaşmalıyız." 

"Panzehir için savaşmak en doğrusu, Mikey." Takeomi yas tutuyor olmasına rağmen toplantıya katılmıştı. "Bizi her neyle zehirliyorlarsa bunun yıkıcılığını iyi biliyorum. Kendi öz kardeşimi yitirdim, manevi kardeşlerimi de boku bokuna kaybedemem." 

"Pekala," Mikey iç geçirdi. "Rindou harika bir teklif yumurtladı ve siz de beğendiniz. Peki, bir panzehir olduğu ne malum? Yok yere Kanto'nun tüm liderlerini zehirleyip, işlerini mi kolaylaştıracağız?" 

"Ran enfekte." Rindou zor da olsa itiraf etmişti. "Ve durumu hiç iyi değil. Bunu söylememi istemiyordu ama mecburum. Tehlikeden haberdar olmak zorundasınız. Ağabeyim ölürse Minato düşer, şimdilik Shibuya'da tutunmaya çalışan Assassins daha geniş alana yayılır."

"Onlar büyürse sıkıntı da büyür." Benkei bıkkınlıkla kollarını bağladı. "Piçler çok sinsi ilerliyorlar. Yıllardır plan halinde oldukları çok belli. Önce Toman'da ciddi çatlaklar yarattılar, derken Shibuya'nın komşusu Minato bölgesinde Haitani kardeşlere nokta atışı yaptılar. Mikey olmadan Shibuya'yı, Ran olmadan Minato'yu kaybederiz. Çevre semtler zaten okul bebelerinin elinde. Elimizde panzehir olmadan mağlubuz."

"Bunu görebiliyoruz." Mikey elini çenesine koyarak konuştu. "Ama hala benim sorum havada. Bir panzehir olduğundan emin miyiz?"

"Şahsen ben emin değilim." En az Mikey kadar her şeyi riske atmaya hazır Rindou konuştu. "Ama eğer bizi öldüren ilaçları varsa, kendilerinin de kazara enfekte olma ihtimaline karşı panzehir hazırlamış olmaları gerekiyor. Toman intihar dövüşüne çıkıyor, bunu kabul ediyoruz, ve her şey için çok geç olmadan yanınızda olacağız."

"Mikey, Assassins durmayacak." Mitsuya buruk bir ifadeyle konuştu. "Birilerini dahil etmek istemediğini çok iyi anlıyorum ama artık fedakarlık zamanı. Bütün liderler sevdiklerini, çetelerini, semtlerini kaybedecek. Bu sadece Toman'ın savaşı değil, bu Kanto savaşı. Panzehir olsun olmasın büyük riskler alınacak ve bu sorunu aşacağız. Başarısız olursak, bu masadaki herkes ve dahası ölmüş olacak ama en azından hepimiz denerken öleceğiz."

Chifuyu gerilerek ayağa kalkınca herkes ona baktı ve Mikey gözlerini kısarak sanki onu sorguladı. Tüm bakışlar şaşkındı ve astlarından bu hareketi için bir açıklama bekliyorlardı.

O bakışlar yüzünden iyice strese giren Chifuyu bir adım geri çekildi. "Bu kadar geç kaldığım için hepinizden çok özür dilerim ama inanın bana ben her şeyi çözeceğim." Rindou'ya işaret etti. "Ağabeyini kurtaracağım." Takeomi'ye baktı. "Sanzu-kun'u geri getireceğim... Ve Kazutora-kun'u. Bu tercihi önceden yapmalıydım." Koştu. "Geçmişteki sorunu onarıp, bugünü düzelteceğim."

Tora no Fuyu 卍 Bajifuyu + BajitoraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin