Tora no Fuyu 卍 Bajifuyu + Bajitora

24:Toman to Haitani to Brahman no Domei

Kontrolünü kaybeden Chifuyu liseli kızlar gibi tuvalette zırlarken, içeri birisinin girdiğini duydu ve hemen sessizliğe büründü. Gözleri kırptıkça batarken Takemichi'nin sesini duydu. "Chi-Chifuyu! Burada mısın?.. Ağlıyor musun lan? Hadi ama daha ben ağlamadım." 

"Moralim çok bozuk, Takemichi. Partinin boka saracağını tahmin ediyordum zaten... Eve mi dönsek artık? Sen alkol almadın. Motor sürebilirsin." Evine gitmek ve kendini polar battaniyeye dolamak istiyordu.

"Pes mi edeceksin?" Takemichi bunu duyduğuna inanamadığı için sorma gereği duymuştu. "Sence Baji-kun uğruna savaşmaya değmez mi? Hiç olmadı herkesin hayatını kurtarmak istemez misin? Kazutora-kun'un ve Sanzu-kun'un geleceği bizim ellerimizde. Onları kurtarmak istiyorum." Başını kabinin kapısına dayadı. "Lütfen, beni yalnız bırakma!" 

Chifuyu kapıyı açtı, Takemichi az daha düşecekti ama tüm gücüyle ona sarılarak düşmesine engel oldu. "Baji-san uğruna savaşmaya değer ama lütfen savaş meydanında kalkanım ol."

İki arkadaş birbirlerinin renkli gözlerine manidar bakışlar atarak kafalarını salladılar. Chifuyu, ağladığı her ne kadar belli olsa da, savaş meydanına çıkmak için artık hazırdı. Anlık bir kıskançlık krizi yüzünden kendine hakim olamamıştı sadece ama şimdi iyiydi.

Astların partisinin izlendiği üstler locasına girdiklerinde Angry ve Pah-chin, Chifuyu'nun gözlerine ne olduğunu sordular ama Takemichi "Kusmuş." diye geçiştirdi. "Ben de kusunca ağlıyorum."

Oturduklarında Baji kollarını Chifuyu'nun etrafına sarıp onu güçlüce sıktı. Chifuyu da başını Baji'nin göğsüne yasladı. Yaşananları düşünmemeye çalıştı ve kafasını ortama verdi. Tabu oynama muhabbeti dönüyordu.

"O zaman en sağlam grupları kuralım ki oyunumuz daha çekişmeli olsun." dedi Mikey, Chifuyu'nun kaçırdığı bir soruyu kaçırarak. "Mesela Draken ile ben. Hepinizi ezer geçeriz. Bize rakip olacak kadar taşaklı bir grup var mı burada?"

"Ağabeyimle ben." Rindou'nun çıkışıyla ikinci grup da kurulmuş oldu. Sanzu'ya baktı. "Aga, kız kardeşinle katılsana." Senju ellerini iki yana sallayarak teklifi geri çevirdi. Zaten Sanzu da uçuyordu. Ama Kawata ikizleri üçüncü grup oldu.

"Hadi ama!" diye gazladı Ran ortamı. "Kardeşler ve kardeşler kadar yakın olan arkadaşlara rakip olacak bir baba yiğit çıkmaz mı buradan? Kankalığınıza güvenmiyor musunuz? Mitsuya ve Hakkai? Pah ile Peh? Kimse yok mu?"

"Biz varız!" Baji ansızın elini kaldırarak dikkat çekti. "Chifuyu ile hepinize rakibiz. Ananızı ağlayacağız. Sizi Tabu oynamaya tövbe ettireceğiz."

Dördüncü grup da çıkınca Mikey ayağa kalktı. "O zaman oyun başlasın! Gelelim kurallara. Sadece birbirimizin anlayacağı şeyler söylemek serbest. Tek el oynayacağız ve en çok kelime bilen grup kazanır. Karışıklık olmasın diye isterseniz grupların kurulma sırasına göre oynayalım."

Tüm kurallar onaylandıktan sonra Mikey hazır ayaktayken orada kaldı çünkü ilk grup Draken ile kendisiydi. Yasaklı kelime söylememesi için Angry de Draken'in yanına oturdu. Böylece başladılar:

"Ağabeyinin işi ne?"
"Motor dükkanı var."
"Nesnesi ne bu işin?"
"Motor."
"Evet. Diğer kart... Sen sevmezsin."
"Sevmediğim bir sürü şey var amına koyayım."
"Ama Shinichiro seviyor ve Emma çaresiz kalıyor."
"Bu ne lan? Dedem seviyor muydu?"
"Galiba... Sevmiyorsun çünkü sen tatlıcısın."
"Baharat."
"Evet... Baji senin neyin?"
"Sen benim neyimsin, Baji?.. Arkadaşım."
"Bizden farklı ama o."
"Çocukluk arkadaşım."
"İlk kelime."
"Çocukluk."
"Sadeleştir."
"Çocuk."
"Evet... Doğum günün."
"Ağustos."
"O ne zaman?"
"Yazın. Yaz."
"Evet... Bir keresinde-"