6:Manjiro no Chikai

419 52 41
                                    

Sanki bir kutlama varmış gibi herkes sabahın köründe Baji'nin evinde toplanmıştı ama bu toplanmanın sebebi ne bir kutlamaydı ne de onun gibi eğlenceli bir şeylerdi. Baji kirasını ödeyemediğinden taşınmak zorunda kaldığı için ona eşyalarını toplarken yardım etmeye gelmişlerdi.

Mutfağı günün erken saatlerinde hallettikten sonra öğle vakti oturma odasını elden geçirdiler. Baji, annesinin evine döneceğinden çoğu eşyasını ya satmak ya da bağışlamak durumundaydı. Bu yüzden neredeyse hiçbir şeyi özene bezene kolilemiyordu.

Ayrıca evini kaybediyor ve yeniden ebeveyninin çatısının altına giriyor olmanın üzüntüsünü de yaşıyordu. Annesini seviyordu ama bir yetişkin olarak, annesiyle yaşaması ona yetersiz hissettiriyordu. Onun kurallarına geri döneceği gerçeği de kafasına vuruluyordu.

"Abi, size çok önemli bir şey söylemem gerekiyor." Hep birlikte Kazutora'nın odasına geçmeden önce Baji bir koltuğa oturdu. "Annemin ileri yaşı ve alerjileri sebebiyle Dora'yı götürmem mümkün değil. Ona yeni bir yuva bulmamız gerekiyor. Aslında sizden biri sahiplense harika olur. Hem kızımı özledikçe gelip görebilirim." 

Evcil hayvan ve özellikle de kedi denilince akla tek bir isim geldiği için herkes aynı anda Chifuyu'ya baktı. Çocuk gözlerini patlatarak etrafına bakındı. "Ben mi sahipleneyim?" Omuz silkti. "Aslında bunu benden beklemeniz gayet doğal. Ne diye şaşırdıysam!" Chifuyu, Baji'ye döndü. "Benim için sorun değil ama Takemichi'ye de sormam lazım. Olumsuz tepki vereceğini sanmam ama çocuk en azından yeni bir canlıyla daha yaşamaya başlayacağından haberdar olsun."

"Sağ ol, Chifuyu!" Baji hafifçe sırıttı ve Pah-chin'in arkasında kalan kapıya baktı. "Bu sorunu da kısmen çözdüğümüze göre, gelelim Tora'nın odasına. O odadan akıl sağlığımı koruyabilmiş bir halde çıkmak istiyorum." 

Hep bir ağızdan Baji'yi kötü bir şey olmayacağı konusunda ikna etmeye çalışarak odaya geçtiler. Baji etrafına bakındı. "Pekala, bu odadaki her şey ama her şey ya satılacak ya da bağışlanacak. O yüzden Kazutora'dan hatıra olsun diye bir şeyler almak istiyorsanız, bu tek şansınız. Ben taşındıktan sonra ona ait hiçbir şey bulamazsınız." 

Herkes ölü arkadaşlarından bir hatıra parçası kapmaya çalışırken, Baji kucağına Kazutora'nın bebekliğinden kalma bir oyuncak olan kaplan peluşu alarak yatağa oturdu, bağdaş kurdu. Bu görüntü Mikey'nin gözünde ilginç bir anıyı canlandırdı:

Kazutora tıpkı şu anki Baji gibi oyuncak kaplana sıkıca sarılarak yatağında oturmaktaydı. Mikey odaya girerek sızlandı. "Kaç dakikadır sana sesleniyorum! Duymuyor musun beni? Kazutora?" 

Başını telefonundan kaldıran Kazutora "Mikey." dedi. "Hoş geldin!.. Geldiğini duymadım." 

Mikey güldü. "Hem beni çağıran sensin hem de gelişimi duymazdan mı geldin? İlginç adamsın! Bu arada, senin neyin var? Mal gibi görünüyorsun." 

"Tek geldin, değil mi?" Mikey başıyla onaylayınca Kazutora devam etti. "Edinmeni istediğim bir bilgi var. Hem gizlilik hem de teyit konusunda en çok sana güvenebilirim. Ve lider sensin. Bu araştırma sürecinin ardından nasıl davranacağım konusunda bana yardım edebilirsin. Bu nedenle süreci ilk andan itibaren takip ediyor olman çok önemli."

Sabırsızlığına yenilen Mikey, konuşması için Kazutora'nın omzuna yumruğunu indirdi. "Konuşsana be!" 

"Birinci Bölük'de dolaşan bir dedikodu var. Deniliyor ki Baji'den hoşlanan biri varmış hem de bizim içimizde. Bu olayın araştırılmasını istiyorum. Dedikodunun aslı astarı var mı, varsa kim bu aşık bunu öğrenmem gerekiyor. Aslında kendim araştırırdım ama hem seni çiğnemek istemiyorum hem de insanların gözünde kıskanç sevgili olmak istemiyorum." 

"Bunu önce bana söylemene sevindim." Mikey güven verircesine tebessüm etti. "Kendi kendine bir işlere kalkışıp, olay çıkarmanı istemezdim. Bu konuyla ilgili vermek istediğin bir ek bilgi ya da söylemek istediğin herhangi bir şey var mı?"

Kazutora başıyla onayladı. "Gözün özellikle Chifuyu'nun üzerinde olsun. Başka kişiler de geliyor aklıma ama en çok ondan şüpheleniyorum... Ve Mikey, araştırmalarının sonucu ne olursa olsun bana doğruyu söyleyeceğine yemin et!"

Zamanla Mikey, Kazutora'nın istediği bilgiye ulaşmayı başardı ve ona şüphelerinin doğru olduğunu, Baji'den hoşlanan kişinin Chifuyu olduğunu söylediğinde, Kazutora "Teşekkür ederim, Mikey!" dedi ve gülümsedi. "Sana güvenebileceğimi biliyordum." Ne garip ki ikili arasında bir daha bu konunun bahsi bile geçmedi.

Mikey anılarından çıktığı gibi Baji'ye baktı. Baji de onun gözlerini yakalayarak ne oldu, dercesine kafasını salladı. Mikey omuz silkti. "Diyordum ki acaba ikimiz bu köleleri burada çalışmaları için bırakıp, birlikte motor mu sürsek? Eski günlerdeki gibi, bir iki tur atar geliriz."

Bu teklifin ardından Baji kısa bir tur atacaklarını düşünmüştü ve teklifi de bu yüzden kabul etmişti ama Mikey onu Shibuya'dan okyanusa kıyısı olan Minato'ya getirmişti. İkişer bira alarak kumsala indiler, kumlara kuruldular. Rüzgar kuvvetliydi ama denizin sesi ve kokusu huzur vericiydi. 

Biralarını açtıktan sonra tokuşturdular. "Şerefe!" Baji birkaç yudum aldıktan sonra sırtını dinlendirmek için uzandı, bir süredir motor tepesinde olduğu için kemikleri kütürdedi. "İyi ki bu kaçamak aklına geldi. Başka gün olsa kabul etmezdim ha! Zamanlaman da çok iyi." 

"Baş başa kalmamız gerektiğini düşündüm." Mikey omuz silkti. "Bayağıdır birbirimize zaman ayıramıyorduk. Ayrıca sana söylemek istediğim bazı şeyler var. Öncelikle bunu zor söylerim ama özür dilerim. Sana tokat atacağımı düşünmezdim."

"Biliyor musun, unuttum bile." Baji hafifçe doğrulup birasından birkaç yudum daha alarak tekrar yattı. "Hak ettiğim bir şey için özür dilemene gerek yok, abi!.. Sırf özür dilemek için beni başka semte getirmedin herhalde, değil mi?" 

Mikey başıyla onayladı. "Kazutora için bir anma günü yaptığımızı biliyorsun. O gece ben de onun vasiyetini açıkladım. Bu hareketi bana hala şaşırtıcı gelse de onun isteği üzerine Chifuyu'yu Birinci Bölük kaptan yardımcılığına atadım. Yakında bir toplantı yapmanız gerekecek. Şu taşınma faslını atlattığında detayları veririm."

"Dur! Dur! Dur!.. Bana gelmiş Kazutora'nın yerini doldurduğunu söylüyorsun ve bunu söylerken hiç rahatsızlık duymuyor musun? Bak, Mikey. Kaptan yardımcılığı görevi Kazu'nundu ama o şimdi burada olmadığından yenilik yapmak istemeni de anlarım ama ben o hariç kimseyle çalışamam. O beni anlıyordu, benimle uyumluydu; sabah benimle çete işlerini konuşup, akşam sanki hiç canımız sıkılmamış gibi koynuma giriyordu. Tüm kötü duygularıma iyi geliyordu. Bir daha kimse bana onun gibi ayak uyduramaz." 

"Tora'nın yerini doldurmuyorum." Mikey iç geçirdi. "Bazen o kadar sert konuşuyorsun ki konuşurken Kazutora'nın bizim de arkadaşımız olduğunu unutuyorsun gibi geliyor bana ve bizi onun için yeterince üzülmüyormuşuz gibi suçluyorsun." Sarışın çocuk birasını daha hızlı içti. "Chifuyu'ya bir şans ver. Sana ayak uyduracaktır. Baktın olmuyor, rütbesini düşürürüz. O vakit Kazu da anlayış gösterir." 

"Bu gerçekten Kazu'nun vasiyeti mi?" Baji şüphelenmişti. Tek kaşını kaldırıp, gözlerini kıstı. "Yemin et!" Çocuk gibi davrandığının farkındaydı ama emin olmak istiyordu. "Yemin edersen sana inanırım ve durumu kabullenmeye çalışırım." 

"Yemin ederim!" Mikey'nin sesi yüksek ve Baji'ye sinir olmuş gibi çıkmıştı. "Hem de ağabeyimin üzerine yemin ederim ki Kazutora böyle söyledi. Rahatladın mı amına koyayım?"  

"Evet!" Baji kahkaha attı. "Pekala, bu beni zorlayacak ama Chifuyu'ya bir şans vereceğim." 

Tora no Fuyu 卍 Bajifuyu + BajitoraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin