19:Fuyu to Michi no Mondai

311 42 13
                                    

Takemichi kendi kendine ortam da ne güzelmiş, diye düşünürken aniden aklına bir şey dank etti. Böylelikle orada bulunma sebebini hatırlamış oldu ve diğerlerine hiçbir şey hissettirmeden gülümsemesini sürdürürken Chifuyu'yu dürttü. "Kanka ya bu akşam müsait misin?" 

Kendini bir anlığına Baji'ye kaptırmış olan Chifuyu önce onu duymadı. "Ha?" Sonra kendine gelerek arkadaşına baktı. "Müsait mi miyim?" Uykudan yeni kalkmış gibi davranıyordu. "Aynen. Yapacak bir şeyim yok. Neden sordun?" 

"Diyordum ki bize gelsene. Gece kalırsın hem. Sabahlarız." Takemichi, Chifuyu'nun bu spontane davete olumlu cevap vereceğini düşünmemişti ama çocuk, annesini arayıp akşam Takemichi'de kalacağına haber verdi. Annesi de olumsuz bir tepki vermedi. 

Boş fabrikadan hep birlikte çıktılar. Kazutora ayıldıktan sonra o haliyle bile hala Sanzu'ya meydan okuyordu. Sanzu ise sadece gülüyordu. Joker gibi bir hali vardı ama komik mi yoksa korkutucu mu olduğu pek belli değildi. Onların aksine Baji çok sessizdi hatta tüm ağırlığını Mikey'nin üzerine vererek sızmıştı. 

Birkaç kilometre birlikte motor sürdükten sonra herkes kendi yoluna ayrıldı. Bir süre geçmişti ki geriye sadece Takemichi ile Chifuyu kaldı. Yolüstü bir marketten gece için abur cuburlar ile içecek aldıktan sonra -son paralarıyla Baji'nin üzerine bahis oynayıp da kaybettikleri için Takemichi'nin annesinin kredi kartını kullanmak zorunda kaldılar- Takemichi'nin evine geçtiler. 

Takemichi'nin annesi tüm misafirperverliğiyle Chifuyu'yu karşıladı. Chifuyu ise ellerini önünde birleştirerek nazikçe eğildi. "İyi akşamlar, Hanagaki-san! Nasılsınız?" Kadınla ayaküstü sohbet ettiler, tüm ısrarına rağmen bir şey yemeyeceklerini, zaten bir sürü abur cuburları olduğunu söyleyerek Takemichi'nin odasına kaçtılar. 

Chifuyu arkadaşının yatağına otururken, Takemichi bir süre daha odasının kapısının eşiğinde dikilerek annesinin ayak seslerini dinledi. Kadının oturma odasına geçip, televizyon izlemeye devam ettiğinden emin olduktan sonra kapıyı usulca kapatarak kendini yatağa attı. "Aga ben geri döndüm!" 

"Geri mi döndün?" Chifuyu bir anlığına boş bulunup gülecek gibi oldu ama kısa sürede arkadaşının ne demek istediğini anladı. "Geri mi döndün? En son Hina'nın aile baskısı yüzünden kızı terk ettikten sonra pişman olup dönmüştün? Şimdi ne oldu? Birisi taşaklarına vurduğu için kısır kaldığını mı öğrendin, ne oldu?" 

"Hayır be!" Takemichi bir anda yükselmişti ama sonra düşündü. "Hina daha hamile kalmadı ki, bilmiyorum. Neyse, konumuz benim üreyip üreyememem değil!" Chifuyu'yu omuzlarından tutarak arkasına yaslandırdı. "Şimdi, sakince beni dinle!" 

"Çok elleştin benimle, panikledim." Chifuyu az sonra yaşayacağı şokun bilincinde olmadan arkadaşıyla dalga geçiyordu. "Ama dinliyorum seni. Kulağım ve aklım sende. Kafamı karıştırmadığın sürece." 

"Geldiğim tarihte, iki buçuk ay önce Kazutora-kun öldü, bir süre önce de Sanzu-kun'u kaybettik. Herkes yıkılmış vaziyette hatta Baji-kun, Kazutora-kun'un ardından intihara kalkıştı." Chifuyu'nun gözleri daha şimdiden patlamıştı ama Takemichi anlatmaya devam etti. "Assassins adlı bir çetenin bize karşı ölümcül bir ilaç geliştirdiğini ve avcılığa başladıklarını öğrendik. Sen, ben, Mikey neler olduğunu biliyoruz ama çok geç kaldık. Mikey ölmek üzereydi, Ran Haitani de öyle. Assassins ile ölüm dövüşümüze çıkacaktık ama ne yaparsak yapalım Shibuya ve Minato'nun düşeceğini biliyorduk. Geri dönmekten başka çarem yoktu. Hepimizi, hepimizi olmasa bile liderlerimizi öldüreceklerdi. Kanto bölgesini bu rezil adamların eline bırakmamak için döndüm." 

"NeEeEe!" Chifuyu'nun sadece gözleri patlamakla kalmamıştı, nefesi de kesilmişti. "Bu korkunç!.. O halde buraya Assassins çetesini durdurmak için döndün. Peki, nereden başlayacağını biliyor musun? Kim bu çetenin kurucuları ve onları bulunca ne yapacaksın? Son sorum, diğerlerine haber verecek miyiz?" 

Tora no Fuyu 卍 Bajifuyu + BajitoraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin