4. Bölüm

149 24 156
                                    


İyi okumalarr 💗😚

Tıpkı Annemle babamı öldüren adam gibi...

"Sen..."
Dediğimde kahkahaları durdu. Bana boş gözlerle bakmaya başladı.
"Ailemi öldürdün " diye mırıldandım.
"Kızım akıllı sanardım bende seni, anlaman biraz uzun sürdü." dalga geçer gibi söylemişti. Gözlerim beline giden ellerini takip etti silahı gördüğüm an eline tekme attım silah baya uzağa savrulmuştu ama çok da uzak değildi. Şanslıydım ki Anıl'ın zorla yazdırdığı kurslardan biride taekwondoydu. Başlarda sevmesem de kuşak atladıkça hoşuma gidiyordu. Bir ara derslerim gibi ona da baya asılmıştım altın ve gümüş madalyam vardı. Neyse şuan konumuz bu değil..

Şuan taekwondo'nun bir işe yarayacağını düşmüyordum çünkü benden kat kat daha güçlüydü. Belki şansın yaver giderdi de kurtulurdum. Kurtulacağımı pek sanmıyordum tabi gökten beyaz atlı bir prens inmezse. Bir elini kaldırıp bana vuracakken son anda elini tuttum. Karın boşluğuna sert bir yumruk atıp bacak arasına tekmemi geçirdim. Huh galiba o bunu biraz oyalardı derken sadece acıyla bir iki adım geri gitti sonra hemen toparlandı ve kolumdan tutup beni sol tarafa savurdu. Tatbikîde bundan kaçamamıştım. Bir an kendimi kuş gibi hissetmedim değil öyle bir savurdu ki.
UÇMUŞTUM... Bildiği uçtum yani.

Üstüme doğru gelip boğazıma yapıştı, işte şimdi bittin Alya. Boğazımı çok sert sıkıyordu, gerçekten büyük sıçmıştım. Asla nefes alamıyordum. Boğazımı sanki vücudumdan söküp atacakmış gibi sıkıyordu. 
"Seni annenin yanına göndereceğim Alya" dedi zar zor duymuştum sesler yavaş yavaş gitmeye gözlerim ise kapanmaya başlamıştı. Etraf kararıyordu, bir ses duydum silah sesiydi. Beni vurmuş muydu? Boğazımdaki eller gevşemişti  ellerim direkt boğazıma gitti hala elleri üzerimde gibiydi. bir süre olduğum yerde kıvranarak nefes almaya çalıştım hiç durmadan öksürdüm. Öksürmeye devam ederken zar zor gözlerimi araladım vücuduma baktım ne acı vardı nede kurşun izi beni vurmamıştı. Tamam da kim kimi vurmuştu. Bakışlarımı o adama çevirdim etrafa bakınıyor silah sesinin nerden geldiğini arıyordu demek kimse birini vurmamıştı. Az önce uzağa fırlayan silaha baktım çok uzakta değildi, acaba kaçsam silahı alıp beni kovalar mıydı? Vurur muydu? Ya da ben silahı alıp onu vursam. Yok kızım hiç ekşın'a gerek yok.

"Abi rahat bırak kızı" dedi bir ses. Ellerim hala boğazımdaydı öksürüklerim azalması gerekirken daha fazla artıyordu  ardı ardına öyle öksürüyordum ki artık boğazımı hissetmiyordum, gözlerim de kapanmıştı asla açamıyordum. Konuşan kişinin kim olduğunu merak etmiştim sesi çok tanıdıktı ama asla çıkaramıyordum.
"Bu sefer olmaz Aras bir kez izin verdim ama ikinci kez izin vermeyeceğim. Onu annesinin yanına göndereceğim" dedi adam. Bir dakika Arsa mı demişti o? Adamın ellerini tekrar boğazıma doladı. Daha çok sıktı, artık nefes alamıyordum. Ruhumun kendini teslim etmesine gram kalmıştı, artık dayanamıyordum direnmeyi bıraktım, bir kargaşa oldu galiba Aras adama yumruk atmış boğazımı o parmaklardan kurtarmıştı ama ben boğazımdaki ellerin gitmesine rağmen hala nefes alamıyordum.

Bulanık olsa da hala sesleri duyabiliyordum. En son duyduğum ses Aras'ın sesiydi.
"Dayan güzelim bir kez daha kurtaracağım seni" Aras bana güzelim mi demişti? Ne oluyor be?

Sırtım artık yere değmiyordu büyük ihtimalle Aras beni kucağına almıştı. Ondan sonrası karanlık simsiyah derin bir uykuydu. Sesler tamamen kesilmişti.

***

Gözlerimi açtığımda beyaz bir tavan beni karşıladı. Gözlerimi bir kaç kez kırpıştırdım, çok fazla ağrım vardı. Bedenim olduğu yerde sızlıyordu. 

Ölüm SessizliğindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin