14 Bölüm

43 8 1
                                    

Tekrardan merhabalar
Ve iyi okumalarr💗💗


Eslem Yıldız

Şu son haftada olan olaylar her şeyi mahvetmişti. Hepimiz mutluyken bir anda hayatımız mahvolmuştu. Olaylara başka bir yönden bakacak olursam hala dördümüz birlikteydik asla ayrılmamıştık. Zaten biz dördümüzü ayıracak tek şey ölümdü, o da biraz zor çalardı kapımızı. Yaşayacağımız daha çok şey vardı. Alya ve Burak konusuna gelirsek aralarındaki tartışma büyük olsa da iki güne unutulacak tekrar eski günlerine döneceklerdi. Yani biz öyle numaralara düşüp ayrılamazdık. Biri kasıtlı bir şekilde Burak ve Alya'nın arasını açmak için elinden geleni yapmış hatta başarmıştı. Bunu dördümüzde gayet iyi biliyorduk. Burak bilmesine rağmen büyük bir tepki gösterdi çünkü küçüklükten kalma travması, sinir problemleri vardı ve böyle olaylarda kendini tutamıyordu. Sinirlerine hakim olamayıp kırıcı şeyler söylüyordu. Umarım çabucak barışıp bu küslüğü çok uzatmazlar.

Anıl ile konuşalı neredeyse on dakika oluyordu Alya'nın yatağının yanındaki koltuğa oturmuş öylece olanları düşünüyordum. Bir çok olay bir çok kafa karışıklığı demekti. Anıl aramadan önce derin bir uykuda olmama rağmen şu an gözümde bir gram uyku bile yoktu. Burak'a olandan sonrada uyuyacağımı pek düşünmüyordum.

Alya kötü bir rüya görmesine rağmen güzel bir uyku çekiyordu. Kıvrana kıvrana da olsa. Zaten Burak'ın söyledikleri yüzünden düzgün bir şekilde uyuması normal değildi. Alya yaşanan olaylardan çok çabuk etkilenirdi ve üzerine çok düşünürdü. Uyumak onun için çok zordu.

Alya uyanmadan yavaşça koltuktan kalkarak odadan çıktım. Bir yarım saatte Anılların geleceğini varsayarak atıştırmalık bir şeyler hazırladım. Dördümüzde yemek yiyememiştik ve ikisi de muhtemelen acıkmıştır.

Tahmin ettiğim gibi yarım saat içinde eve geldiler ama yanlarında Alya'nın babası kerem abide vardı. Kerem abiyi görünce şaşırsam da belli etmemeye çalıştım. İyi ki Anıl'ın fazla yiyeceğini düşünerekten fazladan sandviç yapmıştım. Bakışlarım Burak'a döndürdüm. Hiçbir şey umurunda değilmiş gibi bizi görmezden geliyordu. Burak karşıma geçip sadece benim duyabileceğim bir şekilde fısıldadı.

"Alya uyudu mu, yani uyuyabildi mi? Çok ağladı mı?" dediğinde gözlerinin dolduğunu fark ettim. Gözlerindeki pişmanlık o kadar derindi ki karşısında her kim olursa olsun o derinlikte kaybolup her ne yaptıysa unutup onu affedebilirdi. Alya zaten Burak'a kıyamazdı gözlerine bakmadan bile affederdi onu.

"Kötü rüyalar görse de uyuyabildi. Bak Burak uzatmayacağım söylemesem içimde kalacak. Kızmakta çok haklısın ama bu kadar ileri gitmemeliydin hem de Alya'ya karşı bu aralar ne kadar güçsüz olduğunu çok iyi biliyorsun. Onun için her şey üst üste geldi böyle bir durumda hata yapması çok normal. Öyle bir durumda sende çok hata yaptın ve Alya senin karşında değil hep yanında oldu. Böyle bir durumda bu söylediklerin hiç doğru değildi."
Söylediklerimden sonra kısa bir sessizlik oldu hemen ardından ise Anıl'ın sesi duyuldu.

"Dostum bu sefer seni savunamayacağım çünkü Eslem haklı. Sende ne kadar haklı olsan da o söylediklerin çok yanlıştı."

"Biliyorum. Farkındayım bana nasıl bir şey yaptığımı fark ettirdiğin için teşekkür ederim Eslem ama pişman değilim." dediğinde Alya'nın odasından bir hıçkırık sesi yükseldi hepimizin bakışları Alya'nın odasının kapısına döndü. Bir kaç saniye Alya'nın kapısına baktıktan sonra Burak'a dönüp tokat attım ve birazda olsa sesimi yükselterek konuştum.

"Gözlerindeki pişmanlığı görebiliyorum geri zekâlı. Ne oldu da kendini kandırıyorsun. Daha iki gün önce Alya'nın peşinden ayrılmıyordun. Ne bu halin, kendine gel!"

Ölüm SessizliğindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin