İyi okumalarrr 💗
2 saat sonra
Grup sarılmasından sonra herkes bir tarafa dağılmıştı ben sandalyede otururken Eslem koltukta uyuya kalmıştı. Burak da Eslem'i rahatsız etmemek için kendine yastık alıp yere oturmuştu yastığı duvar ile kafasının arasına koymuştu oda çok geçmeden uyuya kalmıştı. Anıl zaten aldığı ilaçlardan dolayı sürekli uyuyordu arada uyanıp su içiyor susuzluğunu gideriyordu.
Aras ise arada bir yanıma uğruyor bir ihtiyacım olup olmadığını soruyordu. Bir keresinde de yanında hemşire getirip kolumdaki serumu çıkarttırmıştı. Kolum mosmor olmuştu. Ne iştahım ne de gram uykum vardı öylece duvar ile bakışıyor olanları düşünüyordum. Aklım o kadar karışıktı ki bir konuyu düşünürken başka bir konu araya katıp önceden düşündüğüm konuyu unutup başka bir konuyu daha düşünmeye başlıyordum böyle olunca da kafam daha çok karışıyordu.
Saatlerdir babamı görmüyordum. Ne yanıma gelmişti nede arayıp sormuştu. Aras ile aralarında geçen konuyu konuşup öğrenmek istiyordum. Yoksa oda düşüncelerimin arasında unutulup gidecek gibiydi. Ayağa kalktım önce Eslem'in üstündeki örtüyü düzelttim sonrada Burak'ın üzerine bir örtü örttükten sonra odadan çıktım. Odadan çıktığımda Aras veya babam ortalıklarda gözükmüyorlardı. Telefonumu açarak Aras'a kantine gelmesi için mesaj attım ve kantine doğru yürüdüm.
Kantine girdiğimde ilk gözüme çarpan Aras oldu bana bakarak gülümsüyordu. Mesajı görüp de ne ara buraya gelmişti ya da başından beri buradaydı ama özel güçleri de olabilir yani düşünmedim değil. Aras'ın karşısındaki sandalyeye oturdum.
"Ne ara geldin? Burada mıydın?" Güldü.
"Bahçedeydim mesajını görünce geldim hemen. Bir sorun mu var?"
"Bir an süper güçlerin olduğunu düşündüm de." gülümsemesi büyüdü hem gözleri kısılmıştı hem de gamzeleri ortaya çıkmıştı. Gözlerim, gözleri ve gamzeleri arasında gidip gelirken Aras masanın üzerinde olan elimi iki elinin arasına alarak tuttu. Başta irkilsem de sonradan gülümsedim.
"Aras babam ile aranızda ne geçti de bu kadar gerginsiniz." gözlerini yumdu derin bir nefes alıp verdikten sonra tekrar açtı.
"Alya'm güzelim benim, bunu benim sana söylemem pek doğru olmaz zaten zamanı gelince baban sana söyleyecektir."
Dudaklarımı büzdüm. Yalvarma maduna geçip olayı öğrenmem lazımdı yoksa meraktan çatlardım ben.
"Ama Aras lütfen." kafasını hayır anlamında sağa sola salladı.
"Ama ara-" elimin birini dudaklarına götürerek öpücük bıraktı.
"Alya lütfen ısrar etme baban zamanı gelince sana söyleyecek zaten. Benden öğrenmen doğru değil." Gülümsedim."Anladım." elimi elinden çekerek sandalyemi onun sandalyesinin yanına koyarak oturdum. Aras dikkatle beni izliyordu.
Ona doğru döndüm ve kolumu koluna geçirerek gamzesine bir öpücük bıraktım. Geri çekilerek kafamı omzuna koydum. Kafamı koyduğum gibi kokusu burnuma dolmuştu. Ağır ama bir o kadarda rahatlatan bir kokusu vardı. Kokuyu alır almaz mayışmıştım. Çok yorgundum kolumu kaldıracak halim bile yoktu. Aras kolunu omzuma attı eli ile saçımla oynamaya başladı. Yavaş yavaş gözlerim kapanırken kendimi bıraktım artık uyumamak için direnmeyecektim. Yavaşça uykuya teslim ettim bedenimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Sessizliğinde
Teen FictionHani derler ya, "Bir gün mezarlık başında af dilerken bulacaksınız kendinizi. Ölü bir beden diri bir sözden daha çok yakacak canınızı." Haklılarmış. Ben annem ve babamın ölümüne sebep olmuştum. Beş yıldır mezarlıklarının başında onlardan af diliyo...