Size bunu söylemesem içim rahat etmezdi başta söyledim ama gine bir hatırlatma yapayim. Yazım yanlışı ve noktalama işarerlerinde bazen hata olabilir. Ben öyle eğlencesine yazıyorum. Bazen unutup ya yanlış yazıyorum ya da nokta virgül falan koymayı unutuyorum. Bunu anlayışla karşılarsanız sevinirim.
İyi okumalar dileriöim <33
Öylece durmuş önümde acıyla sızlanan Aras'a bakıyordum. Vurulmuştu, kan kaybediyordu ama ben hareket edipte hiçbir şey yapamıyordum. Kan en nefret ettiğim şeydi. Elimde küçük bir kesik bile olsa onu görmemek için hep yara bandı kullanırdım.
Şimdi Aras'ın yarasını görmemek için kocaman bir yara bandına ihtiyacım vardı.
Bulanık bir ses adımı seslenip duruyordu. Kendime gelmemi söylemeyi kesmeliydi, onu zaten duyuyorum."Aras yaralanmışsın."
"Biliyorum Alya. Hadi şimdi kendine gel.." Elindeki telefonu bana uzattı.
"Bu konuma doğru sür tamam mı Alya? "
"Aras ama sen yaralısın kan kaybediyorsun, öleceksin."
"Alya'm eğer oraya beni götürürsen ben iyi olacağım."
"Tamam seni oraya götüreceğim ama önce yarana küçük bir pansuman yapalım. Böyle devam ederse mikrop kapacak."
"Biraz daha ilerle peşimizdekilerden kurtulalım söz ilk bulduğumuz fırsatta arabayı kenara çektirip pansuman yapmana izin vereceğim."
Kafamı tamam anlamında aşağı yukarı salladım. Bana doğru uzattığı telefonu alıp telefonun ekranını görebileceğim şekilde hemen yanıma koydum.
Konuma doğru sürmeye başladım.Yarım saat sonra
Neredeyse yarım saat geçmişti. Aras'ın bana söylediği konuma doğru sürmeye devam ediyordum. Arada Aras'ı kontrol ediyor nasıl olduğuna bakıyordum. Bana söz vermişti ama sözünü tutacağından pek emin değilim. Acılar içindeydi, yüzü artık kan kaybetmekten morarmıştı. Daha fazla dayanamayıp arabayı kenara çekip durdurdum.
"Aras arabada ilk yardım çantası var dimi?" dediğimde Aras zar zor bana doğru dönüp kafasını salladı.
"B-bagajda"
Hızla arabadan inip bagajdan ilk yardım çantasını aldım. Aras'ın yanına tekrar gelip rahat etsin diye koltuğunu geriye yatırdım. Çantanın içinden çıkan bezle akan kanları temizledim. Neyse ki ikisinde de kurşun sıyırıp geçmişti. Aras'ın çenesinden tutup acı içinde kıvranan yüzünü bana doğru çevirdim."Şimdi biraz canın yanacak." acıdan kendini sıkarsa elleri ve dişleri zarar görmesin diye. Ellerine ve ağzına bir bez parçası koydum.
"Başlıyorum." onay almak için yüzüne baktım gözlerini başla dercesine kapattığında tekrar yarasına doğru döndüm. Önce karnındaki kanamayı durdurup saracaktım. Sonrada omzuna geçecektim. İlkyardım çantasındaki mikropsuz gazlı bezi yaranın üstüne koyup üzerine parmağımla bastırdım. Benim bastırmamla Aras hem ellerini hem de dişlerini sıkmıştı.
Kanama durana kadar bastırmaya devam ettim. Durduğunu anladığımda bezi değiştirip üstüne sargı bezini sarıp oraya sabitledim. Aynı işlemi omzundaki sıyrığa da yaptım. Tüm işim bitince eşyaları toparlayıp tekrar bagaja koydum. Sürücü koltuğuna oturup Aras'a döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Sessizliğinde
Teen FictionHani derler ya, "Bir gün mezarlık başında af dilerken bulacaksınız kendinizi. Ölü bir beden diri bir sözden daha çok yakacak canınızı." Haklılarmış. Ben annem ve babamın ölümüne sebep olmuştum. Beş yıldır mezarlıklarının başında onlardan af diliyo...