2.Bölüm

50K 2.2K 670
                                    

Sizleri seviyorum, keyifli okumalar dilerim.

_____

_____

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

_____

Yorucu ve fazlasıyla sinir bozucu bir düğünün ardından kendimizi hemen konakta bulmuştuk. Viran dediğini yapmıştı ve çok geçmeden eve gelmiştik. Diğerleri hâlâ düğündelerdi. Konakta ise sadece yardımcılar ve biz vardık.

Konağın bu hâli öylesine güzeldi ki...

Viran birkaç telefon görüşmesi yapmak için salonda kalmayı tercih etmişti. Ben de odaya çıkmıştım. Aynanın karşısına geçtiğimde kollarımı sırtıma uzatıp zorla da olsa ipi çözdüm ve elbisenin bedenimden ayrılmasını sağladım. İnce çoraplarım ve ayakkabılarım da yeri bulduğunda dolaptan aldığım geceliği üzerime geçirdim ve odayı hızlıca toparladım.

Kapı tıklatıldığında, "Gel!" diye seslendim. Kapı açıldığında ise karşımda Viran'ı gördüm. Jilet gibi takımıyla karşımda duruyordu. İtiraf etmeliyim, Viran gerçekten çok yakışıklı bir adamdı. 30 yaşındaydı ama genç duruyordu. Kirli sakalları olan, esmer tenli, yapılı bedenli ve uzun boylu bir adamdı Viran. Gören her kadının dönüp bir kez daha bakacağı bir yakışıklılığa sahipti. Eğer onunla farklı bir şekilde karşılaşsaydık ve evlenseydik ona kesinlikle âşık olurdum.

Ama şimdi durumlar berbattı. Onu seviyor muydum, ona âşık mıydım bilmiyordum fakat onu her gördüğümde içimde kelebekler kanat çırpıyordu. Ben onun merhametini, şefkatini, güzel yüreğini seviyordum. Normalde bizim buralarda bu tür işlerden dolayı evlenenler hep sorun yaşardı. Kadınları istemezlerdi ağalar, hor görürlerdi. Ama Viran bana bunu yapmamıştı. Herkese karşı beni korumuş ve "Karıma laf ettirmem!" diyerek bana destek olmuştu. 18 yaşında olabilirdim ama bazı şeylerin de farkındaydım. Viran, şu hayatta tanıdığım en iyi insandı.

"Uyuyacak mısın?" diye sordu. Kafamı iki yana yavaşça sallayarak onu reddettim. "Uyumam herhalde daha, bir şey mi oldu?" diye sordum. O da kafasını iki yana salladı. "Yatsıyı kıldıktan sonra kahve içelim mi diye soracaktım. Uzun zamanlar oturamıyoruz birlikte. Hem annemler de evde yokken kafa dinle biraz."

Gülümsedim. Hep bunu yapıyordu. Zühre anneler evde olmadığında mutlaka beni karşısına oturtur dertlerimi dinler, yardımcı olabileceği bir konu varsa yardımını esirgemezdi.

"Çok iyi olur." dedim, yüzümdeki gülümsemeyi soldurmayarak. "Çok isterim yani, o zaman ben sana seccade çıkartayım." Viran kafasını salladığında hemen yerimden hareketlendim ve çekmeceyi açarak ihtiyacı olan şeyleri çıkarttım.

"Sen yap kahveleri, gelirim hemen."

"Tamam." diyerek onu onayladım ve dolaptan hırka çıkartıp üzerime giydim. Odadan çıktığımda da merdivenleri indim ve mutfağa girdim. Rüveyda ve Nurcan teyze bir şeyler yapıyorlardı. Beni gördüklerinde ikisi de kafasıyla selam verdiler. Nurcan teyze, Rüveyda'nın annesi oluyordu. İkisini de öylesine çok seviyordum ki, Nurcan teyzenin bir kızı da benmişim gibiydi. "İyi geceler." dedim ve dolaba yöneldim. "Ne yapıyorsunuz?"

SON AĞIT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin