SON AĞIT

16.Bölüm

Hepinize merhaba.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı
lütfen unutmayınız.

Sizleri seviyorum.

Keyifli okumalar dilerim.

. . . . .

Sezen Aksu - Küçüğüm

Dün akşam konaktaki gerginliği iliklerime kadar hissetmiştim. Narin ablanın ağlayarak odasına çıkması ve kapıyı öyle sert bir şekilde çarpması beni üzmüştü. Evet, Şahmaranlar Mardin'deki en büyük aile olabilirdi ama bunu yapmaya hakları yoktu. Narin abla kaç yaşına gelmiş kadındı, neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilebilecek bir yaştaydı. Onu böylesine üzmelerine gerek yoktu.

O dakikalardan sonra ise Lerzan abi konaktan ayrılmış ve daha eve bile dönmemişti. Narin abla odasından dışarı çıkmamıştı. Ezo ise ortalıkta dolanıp duruyordu. Ezo'ya da çok fazla üzülüyordum. Ezo henüz altı yaşındaydı ama bir şeyleri de anlamıştı. Mesela, boşanmak ne demek çok iyi biliyordu.

Zamanı mıydı bilmiyordum fakat daha fazla beklemek istemediğimizden nikah meselesini hızlandırmaya karar vermiştik. Bu yüzden de sabah erkenden konaktan ayrılmış ve soluğu bu işlerle ilgilenen bir memurun yanında almıştık. Kadın, ihtiyaç olan her şeyi söylemişti ve sabahtan beri onlarla uğraşıyorduk.

Şu an ise hastaneye yakın olan bir kafede oturuyorduk. Kan sonucu vermiştik ve onların çıkmasını bekliyorduk. Kahvaltı yapmadığımızdan dolayı ise kahvaltıyı burada yapmaya karar vermiştik.

"Evlendikten sonra konaktan ayrılmak ister misin?" diye sordu Viran. Bakışlarımı önümdeki kahvaltılıklardan çektim ve Viran'a yönelttim.

"Konaktan ayrılmak mı istiyorsun?" diye sordum. Şaşırmıştım. Ondan bunu duymayı beklemiyordum.

"Sen de istersen neden olmasın." dedi ve hafifçe yutkundu. "Narin ile konuştum, oldukça kararlı. Büyük ihtimalle de boşanacaklar. Ezo kimde kalır bilmiyorum ama ben her daim Narin'in yanında olurum. Ezo eğer Narin ile kalırsa konak boş olacak. Annem ve babamla da canının çok fazla sıkılacağını düşünüyorum. Hem, bebeğimiz olursa da daha rahat edersin." dedi.

"Bilmem." dedim ve hafifçe dudaklarımı büzdüm. "Boran da evlenecek yakında. Dicle hamile, onun da bir bebeği olacak. Eğer mahkemede Ezo, Lerzan abiye kalırsa Ezo konakta çok yalnız kalır. Çok isterim ama en azından bazı şeyler düzene oturana kadar kalsak mı?"

"Sen bilirsin Lorin, bana fark etmez. Ben seni ve geleceğimizi düşünüyorum. Sen ne zaman gidelim dersen o zaman gideriz. Problem değil, sen önemlisin benim için." dedi.

"Gitmeyi çok isterim ama biraz daha kalmamız daha iyi olur. Her şey düzene otursun, neyin ne olduğu belli olsun gideriz." dedim.

"Tamam." dedi ve elini uzatıp masanın üzerinde duran elimi tuttu. "Kendini ne zaman hazır hissedersen. Unutma, konağımız hazır. İstersen anneni bile getirebilirsin yanımıza. Sen mutlu ol, huzurlu ol o bana yeter."

Kocaman gülümsedim yavaşça kafamı salladım. "Anne demişken..." diye mırıldandım. "Tarihi aldıktan sonra annemin yanına gidebilir miyim? Sen istersen şirkete geçebilirsin."