14≮

7K 433 266
                                    

"Çok mu yordular bebeğimi?"

Taehyung'un kucağında oturmuş televizyon izliyorduk. Daha doğrusu Taehyung saçlarımı okşayarak benimle ilgileniyor, ben de ilgisiyle şımarıyordum.

Sorusuna karşılık başımı yukarı aşağı salladığımda kıkırdayarak yanağıma sulu öpücük kondurdu. Yüzümü buruşturduğumda daha çok güldü. Bunu sevmediğimi biliyordu ama. Gıcık Taehyung.

"Bugün baya bir konseptler denedik. Paslanmışım biraz. Bundan sonra yemeğime daha çok dikkat etmeliyim. Diyet yazacaklar galiba"

"Güzel bebeğim zaten zayıfsın. Ne diyeti? Buna asla izin vermem. Çöp mü giydirecekler bu kadar zayıflamanı istiyorlar? Sen ordaki herkesi, Jimin'le eşit sonra duyar kafamı kırar, alt edersin. Bulmuşlar seni tadını çıkarsınlar. Kısaca belalarını siktirtmesinler"

Taehyung'un söylenmelerine karşı sessiz kaldım. Dediği gibi zaten zayıftım. Bel, kalça ve göğüs oranım şu an bile standartların üstündeydi.

Göğsüne daha çok yaslanırken tam kasıklarının üstüne kaydım. Başımı omzuna yasladım. Ardından yanağına öpücük kondurup hızlıca geri çekildim.

"Sinirlenme Taehyung. Ben zaten uymayacağım dediklerine. Belim desen avcun kadar, kalçam desen avcuna sığmıyor"

Aklımdan geçenleri düşünmeden dile getirdiğimde Taehyung'un şaşırmış surat ifadesiyle utancım ikiye katlandı. Dudaklarımı birbirine bastırarak bakışlarımı kaçırdım.

"Ş-şey yani, a-avcun büyük ya hani, o yüzden şey diyordum"

Yanak içini dürtükleyen dili alt dudağını yaladığında konuşmayı kestim. Zaten rezil oldun olacağın kadar. Sus Jungkook. Rezilim rezil.

Tişörtümün içine kayan eli belimi kavrayarak karnımı okşadığında içimde garip gıdıklanma hissettim. Nedense güzel hissettirdi.

"Belin avcum kadar, doğruymuş. Sıra kalçanda bebeğim."

Ben gözlerimi kırpıştırarak derin nefes almaya çalışıyordum. Neden bu kadar etkileyici konuşuyor ki? Tanrım her şeyi ayrı mükemmel.

Ne olduğunu anlamadan bedenimi tersine döndürdü. Şimdi yüzüne bakarken sırıtarak ellerini belimden aşağılara doğru kaydırdı.
Ellerim kendiliğinden omuzlarına tutunurken, istemsizce kalçamı kaldırdım.

Avuçlarıyla daha hızlı buluşan kalçalarım sıkmasının etkisiyle gözlerimi kaydırdı. Omuzlarını sıktım refleks olarak. O da daha çok sıktı kalçamı.

Gözlerimi zar zor açtığımda yüz ifademi izlediğini gördüm. Zevk alıyordu. Bir hareketiyle bu hale gelmemden zevk alıyordu. İzlemekten asla çekinmiyordu.

Şortumun sıyrıldığını hissettim. Büyük avuçları iç çamaşırından taşan kalça yanaklarımı yoğurduğunda ağzımdan "Mmmh" diye inleme kaçtı.

Son kez kalçamı sıkıp bıraktığında neden durduğunu anlamak için gözlerimi açtım. Sırıtarak yüzüme baktığında aynı şekilde karşılık verdim.

Kalçamı oynatarak avuç içlerini doldurduğumda dudakları beğeniyle büküldü. Ben de durmadım. Zevk içinde boğulurken ellerine sürtünüp durdum.

"Avuç içlerime sığmadığın da doğruymuş bebeğim. Ödülünü vereyim mi?"

Hevesle başımı salladım. Yüzündeki malum sırıtışla belimden tuttuğu gibi koltuğun üzerinde ayağa kaldırdı bedenimi. Anlamaz gözlerle ona bakarken başını koltuk başlığına yasladı. 

"Hadi bebeğim, kurtul şundan ve yüzüme otur."

Dediği gibi yaptım. Alt tarafımı tamamen çıplak bıraktım. Bacağımın birin sağ, diğerini sol tarafa atarak saçlarına tutundum.

Selina TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin