Beyaz çarşaflar içinde çıplak Kim Taehyung, beyaz çarşaflar içinde çıplak Kim Jungkook.
Omzuma konulan öpücükler, huylanmamı sağlayan dokunuşlar, çıplak bedenlerimiz, kalçamı okşayan kemikli eller, ensemde hissettiğim sıcak nefesler......
Nerdeyse yarım saatten fazla oluyordu uyanalı. Hatta o benden önce uyandığını ve beni izlediğini söylemişti. Bu çok utanmama neden olmuştu.
Ensemdeki tutamları kokladığını hissettiğimde dudaklarımı birbirine bastırdım. Biraz daha böyle ilgilenirse öldüğümü, cennete düştüğümü zannedeceğim.
Kalça arama kayan uzvu nefeslerimi düzensizleştirirken yanıyordum. Sakince arkamda uzanıyor ve ben yine yanıyorum. Oysa benimle ilgilenmekten başka bir şey yapmıyor.
Utancımı kenara bıraktım. Kıpırdanarak kollarını çekmesini sağladım. Ani hareket etmemle kalçamdaki müthiş sızı kendini gösterdi.
Dönemeyi başardığımda buruşturduğum yüzümü görmesiyle elini kalçama attı. Parmağı deliğimi okşadığını dudaklarımı birbirine bastırarak inlememi son anda durdurdum.
"Banyo yapalım, sonra ağrı kesici krem sürerim"
Kirpiklerimi kırpıştırarak gözlerine baktım. O mu sürecekti? İyi de, utanırım ki. Gözlerine bakmaya bile zorla cesaret etmiştim. Ama onun utanması hiç yoktu ki, kalçamı elliyordu.
Kulağına uzanarak "Teyung, sen mi süreceksin? Ben utanırım ki" dedim fısıldayarak.
Kahkaha atarak karşılık verdiğinde kaşlarımı çattım. Niye gülüyor ki? Ben çok ciddiyim şu an. Onun gibi utanmaz olmak zorunda değilim.
Gülmeyi kesip kıstığı gözleriyle "Bunu dün 'Teyung beni sik' diyen kişi mi söylüyor?" içimi titreten derin sesiyle sordu.
Alt dudağımı ısırarak bakışlarımı kaçırdım. Dün içimden azgın bir Jungkook çıkmış gibiydi. Daha fazlası için ağlayan, yalvaran, yatalım dediğinde ağlayarak devam ettiren bir azgın.
Çenemden tutarak başımı kaldırdığında "Jungkook, bedenine bak. Teninin her karışında izlerim var. Siktir, vücudun mosmor ve bunu sevdim. O kadar yakıştı ki sana" dedi.
Elimi kalbine götürdüğünde depar atmışcasına hızlı atan kalbine karşılık dudaklarım kendiliğinden aralandı. Çok hızlı atıyor. Aynı benimki gibi.
"Kalbim sıkışıyor. Yemin ederim ilk defa böyle bir şey yaşıyorum. İlk defa birinin gözleri mezarım oluyor. İlk defa dudaklarım bir kirazın tadına bakıyor. İlk defa tenim bir başkasının teni için yanıp tutuşuyor. İlk defa şehvetin damarlarımda aktığını hissediyorum. İlk defa bu kadar güzel sorumluluk alıyorum"
Yutkunarak onu dinlerken durdu. Kalbim patlamadan durdu. Derin nefes aldıktan sonra acı çekiyormuş gibi sordu.
"Boncuğum, sen bana ne yapıyorsun?"
Alnını alnıma yasladığında bakışlarımın tek odak noktası dün öpüşmekten yara ve kabuk bağlamış dudaklarıydı. Sıcak nefesleri dudaklarımı kutsuyor, beni çok güzel bir günaha sürüklüyordu.
"Ben utanıyorum. Sen öper misin lütfen?"
Fısıltım dudaklarını yalayıp geçtiğinde sırıtışı anbean büyüdü. Dudaklarını kırmızılıklarıma kapadı. Heyecandan öpüşmeyi unuttum. Elimi ayağımı nereye koyacağımı bilemedim.
Onun elleri belimi sardığında yatakta sırt üstü uzanarak beni üstüne çekti. Daha rahat pozisyona geçtiğimizde yüzünü avuçlarım arasına aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Selina Taekook
FanfictionKim Jungkook ve Kim Taehyung evlidir. Taehyung mutlu evlilikleri olduğunu zannederken Jungkook için geçerli değildi. 18+ rahatsız olan okumasın lütfen. #1 taehyung #1 toptae #1 ukejungkook #1 bts #2 bottomjungkook #1toptae #2 jungkook #4 wattpad #...