3 gün önce öğrendiğim şeyle hayatımın şokunu yaşamıştım. Ben erkektim, ama hamile kalmıştım. Tanrı'nın bize verdiği mucize mi, yoksa başkaları için hastalık mı?
Benim için mucize.
İçimde bir can taşımanın verdiği garip hissle elim tüm gün karnımdaydı. Onu koruma içgüdüsüyle hareket ediyordum. Hatta öyle ki, Taehyung elimi karnıma tutmamdan dolayı karnımın ağrıdığını sanmıştı.
Bugün Taehyung'a da söyleyecektim. Kendimi hazır hissediyorum artık. Tek yapmam gereken küçük bir kutu hazırlamaktı.
Küçük bir not, patik, hamilelik testi gibi şeylerle kutuyu dolurmak istiyordum. Basitti biliyorum. Ama bende her gün hamile kalmıyorum tamam mı?
Acemi olmam çok doğal bence. Bu fikri bile internette araştırarak bulmuştum.İşten dönmüştüm ve Taehyung'un gelmesine bir saat kadar kalmıştı. Bu arada işleri yetiştireceğimi düşünüyordum. Yani umarım.
Yüzümden eksik olmayan gülüşümle ilk önce yeni giysilerimi giydim. Bir şeyleri yetiştiremesem de hamile olduğumu söylerken güzel görünmek istiyordum.
Yüzüme bir kaç rötüş yaparak ayağa kalktığımda kapı çalmıştı. Taehyung gelmezdi. Erkendi daha. Kim gelmişti ki?
Aşağı kata inerek kapıya doğru adımladım. İçimde büyüyen o kötü hissi bir türlü geçiremedim. Zaten kapı deliğinden gördüğüm annemle yanılmamıştım.
Kapıyı açtığımda o soğuk ifadeye sahip yüzle karşılaştım. Ne diye burdaydı ki? Her şey yolundaydı. Ne işi vardı? Ben yine hata mı yapmıştım?
"Anne?"
Gözlerini devirerek eve girdiğinde arkasından kapıyı kapatmakla yetindim. Yumruk yaptığım ellerimi karnıma koyduğumda gevşediğimi hissettim.
Salona girdiğimde annemin rahat tavırla koltukta oturduğunu gördüm. Onun bu genişliği dünyayı bana dar ediyordu. O bana her şeyi dar ediyordu.
"Anne nasılsın?"
Yüzünü buruşturarak "Hal hatır sormaya gelmedim. Bir kaç gerçekle yüzleşmeni sağlayacağım o kadar." dedi.
Bakışlarım zemine kayarken kendi salaklığıma gülümsedim. Ben ne diye içinde annelik duygusunun a'sını bile taşımayan birinden medet umuyorsam.
"Sözleşmenin bitmesine bir aydan az süre kaldı. Farkındasın değil mi?"
Derin nefes alarak bu konuda bitmek bilmeyen endişesine karşılık "Biliyorum. Ne demek istiyorsun?" diye sordum.
"Boşanırsanız olan sana olur Jungkook."
Yine aynı şeyi yapıyordu. Beni manipüle ederek hayatımı mahvetmeye çalışıyor, mutlu olmamı hazm edemiyordu.
Anneler çocukları için daha güçlü durmaya çalışır ya, öyle hissettim. İçimde taşıdığım bebekten güç alarak konuştum.
"Tanrı'ya şükürler olsun boşanırsam ayaklarımın üstünde durabileceğim işim, kapısını açacak iki babam var. Ama haklısın. Boşanırsam olan bana olur."
Gözleri kısılırken böyle diklenmemin onu şaşırttığının farkındaydım. Şayet onun sözünden çıkmama, dediklerini yaptırmaya alışkın.
"Taehyung'dan ayrılırsam olan bana."
Burnundan nefes verdiğinde ayakta dikilmeye son verdim. Kanepenin ucuna otururken bana attığı küçümseyici bakışlar altında ezildim.
"Sırf evden kurtulmak için onunla evlendiğini biliyorum Jungkook. Kes bu aşık rolleri"
Attığı kahkahayla "Anne amacın ne?" diye sordum bıkkın tonda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Selina Taekook
FanfictionKim Jungkook ve Kim Taehyung evlidir. Taehyung mutlu evlilikleri olduğunu zannederken Jungkook için geçerli değildi. 18+ rahatsız olan okumasın lütfen. #1 taehyung #1 toptae #1 ukejungkook #1 bts #2 bottomjungkook #1toptae #2 jungkook #4 wattpad #...