Yazım hatalarını mazur görün lütfen. Uzun zamandır bölüm atmadığım için ne oy istemeye yüzüm var, ne de yorum. İsteyen yapsın. Yani buralarda hâlâ birileri varsa."Jimin!"
Jungkook mutfaktan hazırlanan yemekleri sofraya dizen Jimin'e seslendiğinde, Jimin isminin yüksek tonda söylenmesiyle endişelenerek hızlıca mutfağa doğru koştu.
Mutfağa girdiğinde gözleri dolu olan Jungkook'u görmesiyle daha da endişelenirken titrek sesiyle "N-noldu?" diye sordu.
"Jimin yemeği yaktım. Aç kalacağız. Babamlar da gelecekti. Hiçbir şeyi beceremiyorum ben"
Jimin derin nefes aldı. Bir başkası olsa onu bu kadar endişelendirdiği için kızabilirdi. Ama konu Jungkookdu ve o hamileydi. Ona kıyamıyordu.
Taehyung Jungkook'un bağırtısını duyduğu an üst kattan koşarak inip mutfağa yakınlaştığında eşinin ağlama sesini duydu. Ona bir şey olma düşüncesiyle mutfağa girdiğinde gördüğü şey yanmış tencere başında ağlayan Jungkook ve ona teselli veren Jimin'di.
Jungkook eşinin varlığını hissederek başını ona doğru çevirdiğinde gözyaşları daha da artmıştı. Jungkook 7 aylık olmuştu artık. Hormonları alt üst olmuş durumdaydı. Üzüldüğü, mutlu olduğu, heyecanlandığı şeyler öyle tuhaf oluyordu ki. Öyle ki, izlediği belgeselde aslan ceylanın yavrusunu yedi diye saatlerce ağlamıştı.
Taehyung hemen yanına giderek eşini kolları arasına aldı. Jungkook da bunu bekliyormuş gibi başını boynuna sokup kollarını sıkıca eşine sardı.
"Boncuğum... Ağlama güzel bebeğim"
"Taehyung, niye yanımda değilsin? Sen yoksun diye bir işi doğru düzgün yapamadım. Yaktım yemeği. Sen olsaydın yanımda daha iyi çalışırdım. Taehyung, niye yanımda durmadın? Çok mu sıkıyorum seni? Biliyorum yoruyorum seni. Ama Taehyung ben senin eşin değil miyim? Senin çocuğunu taşıyorum Taehyung"
Nefes almadan kurduğu cümlelere karşı derin iç çekti esmer olan. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Ama elinden geldiğince moralini düzeltmeliydi.
Jimin'e bakış atarak ortalığı toplamasını işaret ettiğinde aldığı onayla eşini kucağına alıp mutfağın kapısına doğru adımladı. Salona doğru dikkatlice ağırlaşmış eşini taşıdı. Kanepeye oturarak eşinin saçlarını okşadığında Jungkook daha iyi hissediyordu. Kucağında oturmak bile güzel hissetmesine yetiyordu.
"Yanında durmadığım için özür dilerim. İşler birikmişti bebeğim. İmzalamam gereken dosyalar vardı. Bunun yanı sıra ben olmadan da çok güzel iş çıkardın. Yemeği yakman suç değil. Beş değil dört çeşit yeriz. Ben hala birinden yanayım ama sen ne dersen o. Ve son olarak, senden nasıl bıkarım? Çok seviyorum seni, bilmiyorsun sanki. Bebeğimiz var bizim. Jungkook'um bizim kendimize ait küçük, ama çok güzel bir dünyamız var"
Jungkook geriye çekilerek yakışıklı eşine baktı. Hamile olmasa üstüne atlayıp onu baştan çıkarabilirdi. Aklına öyle düşünceler geliyordu. Ama neyse ki durum müsait değildi.
Duygusal ortamdı!
Dudaklarını Taehyung'un çene hattına bastırdı. Ağlamayı kesmesi bile Taehyung'u sevindirirken çenesine kondurduğu öpücük hayatı neden yaşadığını hatırlatmıştı.
"Taehyung, üzgünüm ama çok gerildim. O iki arkadaşın, ailemiz gelecek. Her şeyin mükemmel olmasını istedim. Streslenince de beceremedim. Yeji dedi o kadar ben yapayım diye, ama ben çok ısrar ettim. Ama olmadı"
![](https://img.wattpad.com/cover/294397644-288-k590022.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Selina Taekook
FanfictionKim Jungkook ve Kim Taehyung evlidir. Taehyung mutlu evlilikleri olduğunu zannederken Jungkook için geçerli değildi. 18+ rahatsız olan okumasın lütfen. #1 taehyung #1 toptae #1 ukejungkook #1 bts #2 bottomjungkook #1toptae #2 jungkook #4 wattpad #...