8≮

8.6K 495 273
                                        


 

"Hayatım, hadi bekliyorum sabahtan. Güzelsin kaç kere söyleyeceğim. Özenmene gerek yok"

Kapı girişinden söylenen Taehyung'a gülümseyerek "Geldim Taehyung. Patlama iki dakika. Güzel görünmek istiyorum" dedim.

Yüzündeki sırıtışıyla "Özel çabaya gerek yok. Her halinle güzelsin. Dar kotlarınla, tül geceliklerinle, eteğinle altımda inlerken" dedi.

Yanaklarım kızarırken dudaklarımı bir-birine bastırarak başımı eğdim.
Çenemdeki tutuşuyla yüzüne bakmak zorunda kaldım.

Dudaklarını yanağıma bastırırken "Utanınca seni mıncırmak istiyorum. Bu kadar tatlı olursan kriz geçiririm. Üff yerim seni" dedi.

Yaramazlıktan bir şey olmaz diyerek ellerimi göğsüne yasladım. Eli anında belime sarılırken kendimi daha çok yasladım vücuduna.

"Yiyorsun ya~. Hani dilin bedenimi keşfe çıkıp, sonra da deliğimi beceriyor ya, ondan bahsediyorum"

Gözleri büyürken kıkırdayarak geri çekildim. Onu gerimde bırakırken "Yahh! Bebeğim, ben masum anlamda söylemiştim. Beni bu denli etkilemen suç" diye söyleniyordu.

Kapıyı kilitleyerek araba doğru  adımladığımızda arkadan gelen ıslık sesiyle Taehyung'a döndüm.
Gözleri kalçamdayken dudaklarını yalıyordu.

Tanrım! Bir insan ne kadar sevişmeğe bağımlı ola bilirse, Taehyung ondan daha fazlasıydı.

Arabanın ön koltuğunda yerimi alırken Taehyung da dreksiyon başına geçti. Ciddi ifadesiyle arabayı sürmesi onu daha çekici yapıyordu. Tamam, yükselmenin sırası değil.

Bir kaç konuşma haricinde yolculuğumuz bitmişti. Güzel bir restorana gelmiştik. Taehyung elimi tutarak beni içeri çekiştirirken bende etrafı süzüyordum.

"Hoş geldiniz efendim. Rezervasyonunuz var mıydı?"

"Evet. Kim Taehyung. İki kişilik masa"

Garsonun bizi yönlendirmesiyle pencere önündeki masaya adımladık. Taehyung sandalyemi çekerek oturmama yardımcı olduğunda gülümsedim.

Kendisi de oturduğunda bana bakarak gülümsedi. Şuan kendimi mutlu hissediyordum. Taehyung her ay bir kere bile olsa beni dışarı çıkarırdı.

Bazen benimle konuşmaya vakti bile olmuyordu. Ve asılan suratımdan anlıyordu. Öyle anlarda işini bir kenara bırakır, beni kolları arasına öpücüklere boğardı.

"Neye gülüyorsun bakalım?"

Aniden gelen soruyla daldığımı yeni anlamıştım. Başımı hiç anlamında sallayıp tekrar gülümsediğimde garson menülerle geri dönmüştü.

"Ne yemek istiyorsan ondan söyleyelim"

Bana ithafen konuştuğunda "Sen söyle. Seçim yapamıyorum." diyerek karşılık verdim. O da yemek ve içeceklere karar vererek menüyü garsona uzatmıştı.

Aklıma Sam'la olan gizli konuşmaları geldiğinde ne kadar burnumu sokmak istemesem de meraktan çatlayacağımı bildiğimden çekinerek sordum.

"Şey, Taehyung, arkadaşın Sam'la konuşmalarınızı anlamadım. Merak ettim de. Yani özel değilse bana da söyler misin? Özelse söyleme tamam mı?"

Utana kısıla sorduğum soruya gülümseyerek "Benim senden gizlim yok hayatım. Söyleyecektim bu sabah. Fakat biraz tatsız şeyler oldu. Arada kaynadı." dedi.

Ona söylediklerimi tekrar hatırladığımda yutkundum. Bir an sinirle ağzımdan kaçı vermişti. Ve ben onu cidden üzmüştüm. Yüzündeki hayal kırıklığından belliydi.

Selina TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin