"Hyung, bunlar ne?"
Jimin hyung'un elindekileri görmemle gözlerim büyümüştü. Tanrı aşkına bu kadar kropla ne yapmayı düşünüyor çok merak ediyorum doğrusu.
"Neye benziyor tatlım? Hani anlarsın ya, baştan çıkarmak falan?"
Göz kırparak seçtiklerini sepete doldururken ağzı açık onu izliyordum. Cidden ne söylesem de dinlemeyecekti.
Kime diyorum ki?Taehyung'un eve geç geleceğini öğrendikten sonra açılma kararını hemen bugüne almıştım. Jimin hyung da benden daha hevesli olduğundan koşa koşa yardım gelmişti.
Güzel görünmek istediğimden yeni bir şeyler almak istiyordum. Kıyafetlerimin hepsini Taehyung görmüştü. Dolabımı ezbere biliyordu.
Jimin hyung beyaz dekoltesi olan kropu üstüme tuttuğunda gözlerimi kırpıştırarak bakmaya başladım. O şeyi mi giymemi istiyordu?
"Imm, çok güzel. Üstüne beyaz bir ceket ve altına beyaz pantolon da kombinlersek süper olur"
"Hyung, bu abartı olmadı mı? Neden sade bir şey seçmiyoruz? Bu sanki şey gibi..."
Tek kaşını kaldırarak "Ne gibi?" soruyu yenilediğinde gözlerimi kaçırdım. Bakışlarım tüm mağazayı dolanırken aynı ifadeyle bakıyordu. Ama ben ayıplı şeyler söyleyemem ki. Taehyung hariç.
"Şey işte.."
" 'Gel beni sik' der gibi mi?"
Bir kaç müşteri ve çalışan bize döndüğünde elimin tersiyle yüzümü kapadım. Rezil olduk. Jimin hyungla alış-verişe çıkma kararımın mantığını sorguluyordum şu an.
"Bebeğim, amaç o zaten. Dikkat çekici olman lazım. Şimdi biz güzel cümleler bulamadık ya, o yüzden Taehyung'un dikkatini dağıtmalıyız"
"Jiminie hyung, sen çok zekisin"
"Tabii canım. Yoongi'yi nasıl tavladım sanıyorsun?"
Kafasını geri atarak güldüğünde onun bu haline kıkırdadım. Her şeyin onun elinde olmasını seviyordu. Ne dediyse o olsun istiyordu.
Jimin hyung kısa şortların olduğu reyona geçerken aklıma gelenle kaşlarım çatıldı. Bunu Taehyung'a sormmamıştım. Ve şimdi cevabını merak ediyordum.
Telefonumu çıkarıp aradığımda kulağıma götürmeden açılmasıyla dudaklarımı birbirine bastırdım. Canım kocam benim. Yerim beni senin düşünceli hallerini.
"Boncuğum? İyi misiniz? Bir şey mi oldu?"
"Hayır Taehyung. İyiyiz biz. Merak etme bizi"
"Ha, korktum nedensizce. Niye aradın güzelim?"
"Seni meşgül ediyorum öyle mi? Bana vaktin yok yani? Anladım ben. İlle sebebi mi olmalı? Belki sesini duymak için aradım?! Neyse işin daha önemli"
Bir şey demesine izin vermeden aramayı sonlandırdım. Ne yani ben onun eşi değil miyim? İstediğim zaman arayamaz mıyım?
Telefonumun çalmasıyla iç çekerek çağrıyı yanıtladım. Açmasam işlerini bırakıp gelebilirdi. Benim sürprizim bozulur o zaman.
"Alo-Jungk-, bebeğim! Yanlış anladın sen ama. Ben bir arzun, isteğin var mı anlamında dedim"
Alt dudağımı ısırarak görmese bile cilveyle "Öyle mi?" diye sordum.
"Hayatım, her şeyim, beni istediğin zaman arayabilirsin. Bunu biliyorsun"
"Ben soru soracaktım aslında. Ben seni nasıl tavladım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Selina Taekook
FanfictionKim Jungkook ve Kim Taehyung evlidir. Taehyung mutlu evlilikleri olduğunu zannederken Jungkook için geçerli değildi. 18+ rahatsız olan okumasın lütfen. #1 taehyung #1 toptae #1 ukejungkook #1 bts #2 bottomjungkook #1toptae #2 jungkook #4 wattpad #...