SAPLANTI - Bölüm 20

8 1 0
                                    

Merhabalar 💖

Bugün konuşmayı uzatmama kararı aldım. Nedeni kesinlikle yok.

DJDHJDBDJSBS

TAMAM, UZATMAM YOK!!

Evet, şimdi kısa olan (özel) bölümümüze geçiyoruz.

Evet, şimdi kısa olan (özel) bölümümüze geçiyoruz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


BÖLÜM 20 "BAZI YARIM KALAN AŞKLAR"

Hava çok soğuktu. O kadar soğuktu ki insanlar dışarı çıkmaya üşeniyordu. Artık yaz tatili bitmişti. Okullar açılmış, bütün çocuklar okula bela okuyarak gidiyordu. Ama onlar okul yüzü bile görememişti...

“Hayır! Olivia’m!”

Ağlamaya başladı. Kurtaramamıştı ela gözlü Olivia’sını. O şuan yanında yoktu. Derin okyanusa salmıştı kendini. Şuan derin bir uykuda yatıyordu ve bir daha kalkamayacaktı. Şuan o okyanusta nefes alamıyordu. Bedeni hareket etmiyordu. Diplere iniyordu bedeni.

Düştü dizlerinin üzerine. Elleriyle yüzünü kapadı. O anda elleri tekrar titremeye başladı. Çok stresliydi ve ağlamaktan bayılmak üzereydi.

“Durun artık! Durun!” diye bağırıyordu titreyen ellerine. Delirmiş gibiydi. Kafayı yemek üzereydi. Titreyen ellerini yüzünden çekti ve kuma vurdu. Vurdu o pürüzsüz ellerine acımadan. Ama elleri durmuyordu. Daha da titremesi artıyor, ellerine sivri bir şeyler batıyordu. Evet, bunlar taş parçalarıydı ve elleri kan içindeydi.

Kan içinde olan ellerine baktı. Kanlar kumlara bile yayılmıştı. Az da olsa kanayan ellerine kumda bulaşmıştı.

Ayağı kalktı ve denize yaklaşıp ellerini yıkadı. Ellerindeki kanlar denize yayıldı. Kumlarda aynı şekilde. Hem ağlıyor, hem de ellerini yıkıyordu. Gözlerinden akan göz yaşları denize damla damla düşüyordu. Olivia’yı özlemişti şimdiden. En son beş dakika önce görmesine rağmen...

O sırada sırtında bir el hissetti. Korkuyla omuzundaki ele baktı. Siyah eldivenli bir eldi bu. Arkasına döndü tedirginlikle ve onu gördü. Mavi Led ışıklı bir maske, siyah uzun bir kostüm ve elindeki beyzbol sopası...

Elindeki beyzbol sopasıyla Jack’in kafasına vurdu. Jack bilincini kkaybetti ve yere yayıldı. Denizin küçük dalgaları kafasına geliyordu. Suyu hissediyordu. Gözleri açıktı. Ama hareket edemiyordu. Yoksa bir yeri mi kırılmıştı? Olamazdı. Bir yeri kırılamazdı. Sadece kafadan bir darbe almıştı.

O anda gözleri yavaşça kapanmaya başladı.

Katil elindeki beyzbol sopasını yere koydu. Sonra cebindeki uzun halatı çıkardı. Cebi o kadar geniş ve büyüktü ki, porselen bir tabak bile girebilirdi içine.

Çıkardığı halatı Jack’in bacaklarına bağladı. Sonra geriye kalan ipi çakıyla kesti. O ipi de Jack’e biraz daha yaklaşıp kollarına bağladı.

SAPLANTI - Sona Erdi -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin