1 HAFTA SONRA
Karahan ile son konuşmamızdan bu yana üzerinden tam bir hafta geçmişken, Aramızdaki soğukluk her geçen gün daha da artıyordu.
Sibelle aynı odaya yerleşmesine aldırış etmesemde gece duyduğum gülüşme sesleri sabrımı taşırıyordu.
" Günaydın " diye merdivenlerden aşağı indiğimde ikisinin mırıldanarak Günaydın demesine uyuz olmuştum.
İkisinden de uzak kısma oturup direk bakışlarımı önündeki kahvaltı tabağına yoğunlaştırdığımda ikisinide görmezden gelerek Sessiz bir şekilde kahvaltımı yapmaya başladım.
" Hayatım.. Nedersin akşam gidiyormuyuz partiye " dedi Sibel.
Tek Kaşım havaya kalkarak yüzlerine bakmasamda Karahanın bakışlarını üzerimde hissediyordum..
" Evet.. gideriz " dedi. içten içe her geçen gün hasetlenirken aklıma bir hafta önce yaşadığımız o dakikalar geldi.
ister istemez yanaklarım alev gibi yanmaya başladığında o dudakların tadı damağıma yapışmış gibi bir türlü Geçmiyordu.
ve o anı düşünmediğim bir an bile yoktu.
Derin nefes alarak başımı kaldırmam ile Sibelin Karahanın dudağına kondurduğu öpücükle, öylece donup kalırken,Karahanın şaşkın bakışları beni buldu.
Sibel hızla oturduğu yerden kalkıp merdivenlere yöneldiğinde " Hemen geliyorum Hayatım " dedi.
yaşadığım bu ağır darbenin kalbimde hissettirdiği acı tarifsiz iken, derin nefes almaya çalıştım.
' beni öpen O dudaklar başkasını öpmez.. !! ' diye düşüncelerim çığlık çığlığa bağırırken bakışlarımı başka yöne kaçırdım.
Çatalımı titreyen ellerle tabağımın yanına sakin bir şekilde koyup Ayaklandım..
içten içe ağlama isteğiyle dolup taşarken hiç bişey olmamış gibi ilerlediğimde bir anda eli bileğimi kavradı.
kaşlarımı Çatarak bakışlarımı yerden kaldırmadan çekmek istediğimde sıkıntılı bir tonda nefesini dışarı saldı.
"Şuraya geç otur. Konuşmamız gerek " dedi. kaba bir ses tonuyla
" Seninle konuşmamı gerektirecek bir konu göremiyorum " dedim. ve bileğimi tekrar çekmek istedim.
Ama tam tersine bileğimi daha da sıkması ile duyduğum Acı yüzüme yansıdı.
ve aynı anda bileğimden tuttuğu gibi sürüklemeye başladı.
" Karahan bırak beni !! " diye bağırdım.
Duymazdan gelerek çalışma odasına girdiğimizde hızla odanın ortasına ittirdi.
" senin sorunların mı var ! Derdin ne senin !!" diye bileğimi ovuşturken bağırdım.
dişlerini sıkarak gerilen çenesindeki kaslar bariz belli olsada acıyan bileğimin ovuşturarak söylenmeye devam ettim.
" Sorunlarımı yaratan sensin !!" diye öfkeyle bağırıp seri adımlarla burnumun ucuna kadar ilerledi.
Bu yakınlığına geri adım atmak istediğimde sırtım çalışma masasına çarptı.
" Umrumda bile değilsin !!" dedim. yanından geçmek için hamle yaparken aynı şekilde önüme geçtiğinde çıldırmamak için sabır diliyordum.
" benden kaçarak yada görmezden gelerek ne sanıyorsun ! başına buyruk mu yaşıyabileceğini düşünüyorsun " dedi.
Göz Hizam çenesinde iken yüzüne bakmamaya gayret gösterdiğimde "Aynı seni yaptığın gibi değilmi ! fakat hayırdır neyimsimde bana bu lafı söyleyebiliyorsun!" dedim.
" Kocanım ! üzerindeki haklarımıda çok iyi biliyorum beni kışkırtma istersen ! " dedi.
vermiş olduğu cevaba başımı hızla kaldırıp gözlerine baktığımda dudak kenarındaki kıvrılma şeytani bir gülme idi.
"istersen bu bana söylediğini birde metresine söyle kocacığım !" dedim.
iki kaşı birden havalanırken " O benim metresim değil !" dedi. geri adım atarak aramızda belli bir mesafe bıraktı.
kendine hakim olmak adına gözlerini kapatıp tekrar açtı."Masada duymuşsundur. Bu akşam dışarıda olucam.. ben gelene kadar umarım uslu bir kız olursun.. " dedi
uyarı tonda olan sesine kaşlarımı çattım.' Uyuyan yılanı uyandırdın' diye aklıma evden kaçma fikri gelirken 'Madem sen keyfine bakabiliyorsun. bende senin geceni kaçtım diye mahvetmezsem banada Melek demesinler ' dedi iç sesim.
hafif tebessüm ile başımı olumlu anlamda sallayıp " tamam " dedim. Kuru bir dilde. " Söyleceklerin bitti ise şimdi çıkabilirmiyim " dedim.
gözlerini kısarak bu ani değişimime kuşkulu gözlerle bakıp " çık !" dedi yine kaba bir tonda.
ben sana böyle konuşmanın hesabını sorarım der gibi tebessüm ederek ardıma bakmadan kapıya yöneldiğimde, hızla odama doğru koştum..
Akşam olması ile Karahan ve Sibelin koridorda konuşma sesleri gelirken kapım tıklandı.
koşarak yatağıma girip uyuyor numarası yaptığımda tekrar kapı tıklandı. yine cevap vermeyişime bu sefer kapı aralanırken..
yatağımdaki çökme sebebinin Karahana ait olduğunu anladım.
' Aklınca kontrole gelirsin öylemi ' diye içimden geçirdim.Saçlarıma dokunan elin sıcaklığı ile bir an şaşkınlığımı gizlemekte zorlandığımda başımın üzerine kondurduğu ufak öpücük ile " iyi uykular güzelim.. " dedi.
bir haftadan beri ilk defa böyle bir yakınlığa şahit olurken kalbimin ritmine artık yetişemiyordum bile.
Kapının kapanma sesiyle bir süre olduğum yerde hareketsiz kalırken derin nefes aldım.
Aradan geçen yarım saat sonra planımı devreye sokarak dışarı çıktım. Özellikle kapıyı bekleyen korumaların göz hizasına girerek kaçmaya çalışacaktım.
ufak adımlarla arka kapıya yöneldiğimde sırtıma sırt çantası üzerimede Tayt ve tişört giymiştim.
Spor ayakkabıların rahatlığı ile maksat yalandan koşmada olabilir diye düşüncesi ile tam takım hazırlanmıştım.
" Kim var orada !" diye bağıran korumaya ufak adımlarla arkamı dönüp karanlıkda koşmaya başladığımda.
" Dur orada !" demesi ile ne olduğunu anlamazken yukarı sıkılan silah sesiyle olduğum yerde korkuyla Çivilendim.
' işte bunu hiç hesaba katmamıştım.' diye dudaklarımı korkuyla dişledim. ellerimi havaya kaldırarak yanıma gelen adamların üzerime fener tutması ile beni gördüklerinde şoka uğramışlardı..
" Melek hanım.. " demelerindeki şaşkınlığı iki Kaşım havada korku dolu gözlerle başımı salladım.
içlerinden birinin telefonuna sarılıp Karahanı aramasıyla içimden " işte şimdi yandım" diye geçirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAHAN (Düzenleniyor)
Storie d'amoreBir aşkın bu kadar zor yaşayacaklarını bilmeden tanıştılar ve zorunlu bir evlilikle kader ağlarını ördü.. tutku ask ve nefret.. Karahan bu güzel kızın hem kocası hemde koruması olmak zorundaydı Peki kendisini nasıl koruyacaktı ?