KEVVK <> B"33

2.2K 118 8
                                    

Yüzüme vuran güneş ışığı tenimi iyice ısıtmıştı. Okyanusun tuzlu kokusu ciğerlerimi dolduruyordu. Islak kumlar altımda yumuşacık bir yatak gibi serilmişti.

Gözlerimi açmak istemiyordum. Huzurlu bir gündü. Sessiz ve sakin.

Ayak seslerini duyduğumda uzun zamandır güneşin altında öylece yatıyordum. Gittikçe yaklaştı ve çok yakınımda durdu. Gözlerimi açıp gelenin kim olduğuna baktım. Tanımıyordum.

"Affedersiniz. Siz iyi misiniz bayan?"

İri yapılı, sarışın bir adamdı. Turkuaz yeşili gözleri okyanus kadar derindi. Boynunda atan damar ilgimi bir an için çekti ama hemen kendimi sakinleştirdim. Her önüme gelenden beslenmek gibi bir huyum yoktu.

"Evet. Teşekkürler."

"Okyanusa girmek için arkadaşlarımızla sabahın erken saatlerinde geldik buraya. Ve geldiğimizden beri burada yatıyordunuz. Ölmüş olabileceğinizi düşündük. Kontrol etmek için geldim. İyi olup olmadığınızı."

"Teşekkür ederim."

Yatmaya devam ediyordum ama o da gitmiyordu. Elini uzattı.

"Yardım ister misiniz?"

Eline bakıp düşündüm. Kötü bir niyeti mi vardı? Sanki bana zarar verebilirmiş gibi.

Elini tuttum. Beni kaldırmasına izin verdim. Kafam göğsüne zor yetişiyordu. Arkasında sahilin diğer ucundaki arkadaşlarını gördüm. Müzik dinleyip bira içiyorlardı.

"Bize katılmak ister misiniz?"

"Ben... Bilemiyorum."

"Israr ediyorum. Yiyecek bir şeyler ikram edebiliriz. Ya da içecek bir şeyler. Ama sadece biramız var."

Dudaklarımı ısırdım. Oldukça susamıştım. Ama onlardan beslenmek istemiyordum.

Adam gülümsedi. Gülünce gamzeleri ortaya çıkmıştı. Bu haliyle çok da yaşlı görünmüyordu. Belki 20'lerinin sonlarındaydı. Belki de daha genç.

"Adım Ian."

Elini uzatmıştı. Tereddüt ettim. Elini sıkmak istedim ama ona söyleyecek bir şeyim yoktu. Adımı hatırlamıyordum. Beynimi zorlamaya başladım ama içi bomboştu.

Hiçbir şey yoktu. Hiçbir anı yoktu. En ufak bir şey. Nereden geldiğimi, nereye gittiğimi, orada ne yaptığımı, kim olduğumu bilmiyordum.

"Siz iyi misiniz?"

"Ben... Kim olduğumu bilmiyorum."

Böyle söyleyince gülüşü birden silindi.

"Kim olduğunuzu bilmiyor musunuz?"

"Hatırlamıyorum."

Üzerimdeki kıyafetler ıslaktı. Beyaz bir şort ve askılı bir tişörttü. Ayaklarımda ayakkabı yoktu. Ceplerimi yokladım ama hiçbir şey yoktu. Ne bir takı, ne bir aksesuar. Dövme, piercing ya da herhangi bir şey.

Ian arkasını dönüp arkadaşlarına baktı. Bana döndüğünde kaşlarını çatmıştı.

"Birinden kaçıyor falan olamazsınız, değil mi?"

"Bilmiyorum."

Kendimi ağlamamak için zor tutuyordum. Kollarımla kendime sarıldım. Vampir olduğumu biliyordum. Ama nereden biliyordum? Diğer her şeyi unuttuğum gibi neden bunu da unutmamıştım?

"Size yardım edeceğim. Burada bekleyin."

Koşarak arkadaşlarının yanına gitti. Oradaki bir cipe binip çalıştırdı. Yanıma kadar sürdü. Arabadan inip bir battaniye aldı. Gelip etrafıma sardı.

Karanlığın Efendileri : Vampirler ve KurtadamlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin